“Dikte ettirmek” deyiminin Türkçe’deki anlamı “(birine) isteklerini zorla kabul ettirmek” şeklinde tanımlanmış.
Yani bir “mecbur edilme”, “zorunlu bırakılma” hali söz konusu ortada.
Tavır, tarz yani, yaklaşımdır bunu ortaya çıkaran.
“Diktatör” tanımı da aynı davranış biçiminden gelir.
Diktatör “dikte eder” yani, karşısındaki kişiyi istediğini yapmaya mecbur bırakır.
Bu kadar…
Bunu uygulayan ister Hitler olsun, ister Mussolini, isterse Stalin, hiç farketmez.
Okulunuzdaki bir müdür de diktatör olabilir, evinizdeki babanız ya da anneniz de…
Hatta kocanız, karınız, sevgiliniz de…
Tümü çok tehlikelidir.
Sizi kendilerine benzetmeye yani, kopyalamaya çalışırlar.
Bunu başarmak için de yok etmeyi çoktan göze almışlardır zaten, ister bedenen, ister ruhen, ister fikren…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu artık gün gibi ortaya çıkmıştır ki, tam bir diktatördür!
Sağ tandanslı Ekmek için Ekmeleddin aday yapıldı, CHP seçmenine “Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” dedi!..
Yani vatandaşlara resmen dikte etti, onların fikir ve hissiyatlarını hiç dikkate bile almadan!
Ömrü CHP’yi, CHP’lileri yermekle geçmiş Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu’nu önce partiye aldı, sonra merkez karar ve yönetim kuruluna soktu, ardından milletvekili yaptı, şimdi gene yapıyor…
Ne CHP üyesine sordu ne de CHP seçmenine…
Dikte etti…
“Bunu benim isteğim üzerine yeniden Meclis’e seçeceksiniz” dedi açıkça…
Son kullanma tarihi geçeli neredeyse bir asır olmuş Abdullatif Şener’i kalktı, Konya’dan birinci sıra milletvekili adayı yaptı…
CHP Konya örgütünün Konya gibi bir bölgede binbir zorlukla CHP siyaseti yapan teşkilatına “Bunu öveceksiniz”, orada CHP’ye oy veren seçmene de “Bunu seçeceksiniz” dedi Kemal Kılıçdaroğlu efendi!
Dikte etti!
“Tak” diye emrettikten sonra, “şak” diye İyi Parti’ye geçen sonra, “zıp” diye geri dönen 15 sözde milletvekilini yeniden seçilebilecek sıralara koyup seçmene, “Bunları bir daha seçeceksiniz” de dedi bu adam…
Şimdi bana siz söyleyin:
Kim diktatör?