“Bir insan yedisinde neyse, yetmişinde de odur” der eskiler.
Ya da “adam olacak çocuk b.kundan belli olur” da diyebilirsiniz mesela.
Gönül adamı olduğu kadar “proje adamıdır” aynı zamanda bizim Safa (Gönen).
Çözüm ve sonuç odaklı çalışır kafası.
Ve en sevdiğim yanlarından biri de “anı” yaşamasıdır.
“Hadi gel, şöyle bir Antep’i dolaşıp gelelim” deyin, hemen gelir sizinle mesela!
Kültürpark, Yağcılar kapısının karşısında bir çatı katı vardı bunun eskiden; bir de birlikte yaşadıkları sevgilisi.
Sabah kahvaltı hazırlayacak kız, evde küçük tüp bitmiş, veriyor Safa’nın eline boşu, gidip, doldurup dönsün diye.
Aşağı inince yolda bir araba duruyor önünde, partiden arkadaşları içindekiler, “İzmir’e gidiyoruz, hadi lan sen de gel, acayip eğleniriz” diyor gençler.
Boş tüpü arkaya, bagaja koyduğu gibi atlıyor araca bizim Safa!
Tam 3 gün yok!
“Dönüşte ne dedi kız” diye sordum?
“Ne diycek abi” dedi, “malı biliyor sonuçta”!..
Gittik biz günün birinde Kozahan’a bununla Bursa İpek’e, hatunlara işte şal mal alacağız hediye, dükkandaki kızlara sahibini çağırttı dışarıdan Safa, indirim yaptıracak ya?
Az sonra geldi çocuk.
Safa’yı görünce ne dese beğenirsiniz:
“Gerçi Safa abi oldum olası hep yüzde 100 indirimi sever ama hadi ben bu günlük yüzde 50 yapayım madem!..”
Dedim ya, çözüm ve sonuç odaklı çalışır Safa’nın beyni.
Babası rahmetli Yusuf amca kimya öğretmeniydi.
Gençliğinde istemiş ki “oğlan biraz kültür odaklı” yetişsin.
İşte onun için de her hafta bir dünya klasiğini okuyup, kendisine de özetlemesi karşılığında yüklü bir harçlık vaat ediyor.
Başlangıçta kıçını kırıp üşenmeden okuyor Safa.
Fakat tuğla gibi kalın kalın kitaplar, bitecek gibi de değil hani!
Onun için de gidiyor sahaflara, dünya klasiklerinin özetlerinin anlatıldığı bir kitap buluyor!
Her gün önce okuyor oradan birkaç sayfa, sonra da babasına anlatarak yüklü miktarda harçlıkları da kapıyor ondan!
Rahmetli uyanamıyor tabii, gerçekten de kitapta yazılan her şeyi bire bir özetliyor oğlan, yalan değil!
Parayı da bulunca doğru Pınarbaşı meydanındaki mobiletlerden kiralamaya koşuyor.
Sonra bir gün yatağının altına sakladığı “özet kitabını” ablası Gülay ihbar ediyor artık, kızcağızı nasıl canından bezdirdiyse?!.
Devamında hayatı boyunca parayı hep buluyor Safa, semt pazarlarında gazoz satarak başlıyor ticaret yaşamına.
Nitekim yıllar sonra o günlerin anısına Türkiye’nin envaiçeşit gazoz satışı yapılan ilk “gazoz” internet sitesini o kuracak, her gün bir kamyon dolusu gazoz satacaktır oradan.
Bin bir türlü maceranın ardından emlakçılık ve büyük arazi alım satımına da başladı Safa.
Sütaş’ın sahibi Muharrem Yılmaz’ın emlak konusundaki yatırım danışmanlığını da bu yapıyor o sıra.
İşte arada bir pilotla beraber Muharrem Yılmaz’ın helikopterini alıp havadan bazı bölgeleri incelemeye çıkıyor Safa.
Dönemin iktidar partisinin Bursa İl Başkanı da Sedat Yalçın o sıra.
Başbakansa Recep Tayyip Erdoğan.
“Bizzat başbakanın talimatı” diyor Sedat Yalçın, “Amerikalı bir şehir plancısı gönderiyor. Adam Bursa’nın üzerinde havadan inceleme yapacakmış. Bize o helikopteri bir-iki saatliğine ayarlasana”?
Dikkat edin buraya, başbakan Amerikalı bir şehir plancısı bir profesör gönderiyor Bursa’ya…
Acaba neden?
Kendi gidemeyecek zaten ama pilotun kulağına fısıldıyor Safa:
“Her konuşmalarına kulak ver, gidip inceledikleri yerleri de kafana not et!..”
Yine uyanık tabii, Başbakanın yolladığı adamın ilgilendiği araziler çok büyük değer kazanacak sonuçta!
Amerikalı Şehir Plancısı Profesör yanındaki refakatçileriyle birlikte bir saatten fazla kalıyor havada.
Ağırlıklı olarak nerede uçuyorlar biliyor musunuz?
“Doğruca Gemlik’in üzerinde!..”
Biliyorsunuz Bursa’nın körfezdeki bu şirin ilçesi için deprem endişesi nedeniyle “taşınması”kararı verildi geçenlerde kanun hükmündeki bir kararnameyle…
Çok enteresan bir anı ve anekdot.
“Deprem” meselesi bana da pek inandırıcı gelmedi doğrusu.
Verirsin teşviğini, kentsel dönüşümün de önünü açarsın, olur biter!
Ne gerek var koca ilçeyi taşımaya?
Doktor Ayşe Kuşkan Sarıhan ablama göre birileri aslında “Gemlik’e dev bir liman” yapmaya hazırlanıyor!
Aynı zamanda stratejik öneme de sahip olacak bu liman için boşaltılıyor Gemlik!
İster liman yapsınlar, ister limon.
Sonuçta Gemlik halkı daha güvenli bir alanda yaşayacak ve bu yeni yatırımdan da ülke ekonomisi büyük fayda görecek.
Safa mı?
Gazozculuk ve emlakçılığın ardından o şimdi kayıkçı!
Hüdavendigar Kent Parkı’nda saltanat kayıkları gezdiriyor.
Geçen gün BUSKİ tertemiz yaptı Nilüfer Çayı’nı, ekipler arı gibi çalıştılar gün boyu.
Pek keyifli Safa’nın kayıkları, bir yandan çayınızı içiyor, bir yandan da suyun üzerinde sessizce kuğu gibi ilerliyorsunuz.
Aletler elektrikli, ne gürültü çıkarıyor ne de çevreyi kirletiyor.
Gidin selamımı söyleyin, yüzde 100 olmasa bile abisinin yüzü suyu hürmetine hatırı sayılır bir indirim de yapacaktır size!
Zaten istediği rakam para değil!
Gidin, parkın havasını soluyun.
Çok güzel oldu oraları.