Yazarlar

Gömün!

post-img
Adam ölüyo… Bir diğeri de Facebook hesabından yazıyo: “Mekanı Cennet olsun.” Tamam, olsun da sen mi karar vericen mekanının Cennet olacağına filan? Ya da sen öyle deyince mekanı Cennet mi olacak mevtanın? Dünyada işlemediği günah, doğaya ve insanlara vermediği zarar kalmasın, mekanı da Cennet olsun! Oldu gözlerim doldu! İslamcılar “Nur içinde yatsın” derler, onlarla aynı kaba girmek istemeyen solcu, ya da kendini Atatürkçü kabul eden diğer takım da “Işıklar içinde uyusun” diye yazarlar sosyal medyada. “Işıklar içinde uyusun!..” Adam öldü, öldü! Eskiden bir paket pamuk tıkarlardı, şimdi kabından çıkınca köpük haline gelen izolasyon maddesini sıkıp, öyle gömüyorlar mezara… Ne ışık var aşağıda, ne nur, ne de ziya… Bir süre sonra burnun düşüyor, ardından karıncalar, kırkayaklar, çiyanlar yemeye başlıyor bedenini. Kalanını da bakteriler hallediyor zaten. Yahya Kemal’in dizelerindeki gibi: “Birçok giden memnun ki yerinden Çok seneler geçti çok seneler geçti Dönen yok seferinden!..” Şimdi yeni moda şöyle: “Yeğenim İsmail Hak’ka yürüdü…” Ulan madem İsmayıl Hak’ka doğru gidiyor, niye yürüyor? Koşması lazım koşması! “Ruhu şad olsun” ne demek diye sordum Google amcaya? “Ölüleri anarken, “mutluluk içinde bulunsun, sevinsin” anlamında söylenir” yanıtını verdi. Eh, ne diyeyim, “öldüm” diye sevinsin madem adam! Hadi “Cumanız mübarek olsuncuları” geçelim de… Bir de Facebook üzerinden Allah’a dua edenler var: “Allah’ım şeyimizi şet etme sen, amin!..” Yahu, Facebook veya Twitter üzerinden Tanrı’ya ulaşmaya çalışır mı insan hiç?!. Tüm evreni halk eden koskoca yaradan, “Ya bu Facebook hesabıma bir gireyim de bakalım, bu gün kullarım benden neler istemişler” diye mi merak edecek?!. “Ben size şah damarınızdan daha yakınım” diyerek Hallacı Mansur’un şu sözlerini doğrulamıyor mu yaratıcı: “O’na döneceğine inanman için, ‘O’ndan olduğunu kabul etmen gerek!..” “Allah’ım! İnsanlar seni verdiğin nimetler yüzünden severler; bense seni verdiğin belalar yüzünden severim. İnsanlar neden bu cennet dünyayı önce cehenneme çevirir ve sonra cennete gitmek için uğraşır” diyecek kadar da bilgedir merhum Mansur? Ve yazık ki Abbasi Halifesi Muktedir Bi’llâh'ın emriyle derisi yüzülerek katledildi insanlık mirası Fars kökenli bu spiritüalist yazar ve mistik şair. Allah O’nu Cehennem’in en sıcak yerlerinde yaksın inşallah! Çok güzel ve beğendiğim deyimleri de vardır Türkçemizin. “Hoşça kal” gibi mesela… “Günaydın, güle güle” gibi mesela… Türk halkı kaç seferdir bu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sürekli “güle güle” diyor ancak, her seçim yenilgisinde “hoş bulduk” diye yanıtlıyor bunu çakma Gandi dalga geçer gibi insanlarla! Ya şimdi bi düşünün: Organize suç örgütü lideri olmaktan hüküm giymiş, tam 16 yıl cezaevinde kalmış, karısını Uludağ’da çocuğunun gözleri önünde öldürtecek kadar rahatsız Alaattin Çakıcı isimli bir adam geçen ay,  CHP’den seçilen Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı ziyaret ediyor makamında! CHP’li Recep Gürkan bunu alıp ağırlıyor, birlikte fotoğraflar çektirip yayınlayarak, hediyeler eşliğinde uğurluyor! Kemal Kılıçdaroğlu adam gibi, ilkeli bir parti lideri olsa, daha o gün bu belediye başkanının parti üyeliğine tedbir kararı aldırmalı, üç vakit içinde de Recep Gürkan’ı partiden ihraç ettirmeliydi. Ne demek ya “mafya” diye anılan, üstelik de hüküm yemiş bir adamın Edirne Belediyesi’nde sanki bir konsolosmuş gibi ağırlanması?!. Edirneliye sormuşlar: “Kanadı var uçamaz, peteği var bal yapamaz, iğnesi var sokamaz?” Cevap vermiş Edirneli: “Sokarım ben öyle arıya be ya!..” Bu ne ya?!. Nitekim, aradan daha bir ay geçmedi ki Alaattin Çakıcı ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu “kazığa oturtmakla” tehdit etti! Voyvada’nın ruhu meğerse hala Türkiye semalarında geziniyormuş da haberimiz yokmuş! Yok mu bu CHP’nin bir ruhu? Bin kişiyi Çakıcı’nın evinin önünde toplayacak yürekli bir gençlik örgütü yok mu? Bursa İl Başkanı İsmet Karaca buralarda efelik yapacağına, gözü yiyorsa, gidip Çakıcı’ya posta koysa ya? Görülmüş şey mi bir organize suç örgütü liderinin, memlekette bir siyasi parti genel başkanını açıkça tehdit ettiği? İktidar partisinin bu konuda açıklama yapıp, “Devlet adına” Kılıçdaroğlu’ndan af dilemesi gerektiği gerçeğini bırakın bir yana… Halkın ona da her seferinde “güle güle” dediği memleketin püskevetçi politikacısı Devlet Bahçeli de Çakıcı’ya sahip çıktı, “O benim dava arkadaşım” diye! Neyin davasını gütmüş bunlar, Türk milleti için hangi davayı kazanmışlar işin orası belli bile değil?!. Hadi bakın Doğu Perinçek, Ermeni meselesiyle ilgili soykırım kararını gidip aslanlar gibi Avrupa’da bozdurdu… Ee kardeşim, O’nun da İstanbul İl teşkilatı gidip Sedat Peker’e destek verdi daha geçenlerde! Memleketi kim yönetiyor, kimin eli kimin cebinde belli değil?!. Siyasi partiler ölmüş, kimi can çekişiyor. Allah müstahaklarını versin! İmam, musalla taşında yatan mevtanın cenaze namazını kıldırıyor ve soruyor: “Merhumu nasıl bilirdiniz?..” Cemaat topluca veriyor yanıtını: “İyi bilirdik A. koyim!..” Bir daha soruyor imam: “Nasıl bilirdiniz?” Cemaat: “İyi bilirdik A. koyim!..” Artık durumu iyice kavrıyor hoca ve son sözünü söylüyor: “Gömün A. koyim!..” Işıklar içinde uyusunlar, ülkemizde artık ömrünü tamamlamış pek çok siyasi parti var; yenilerine gebe gibi görünüyor geleceğimiz. Gömün A. koyim!

Diğer Haberler