Yazarlar

Hilmi Şensoy

post-img
Arada bir geçmişi anmak lazım. Gök kubbede asılı kalan hoş sedaları ampul gibi tutup, anıları tazelemek lazım. Tazelemek lazım ki, hafızası ortalama 3 ayla sınırlı olan Türk toplumunun belleği azıcık deşilebilsin. Demokratik Sol Parti'nin, Bursa'ya kazandırdığı yerel yöneticilerden biriydi geçmişte Osmangazi Belediye Başkanlığı görevini başarıyla yürüten İnşaat Mühendisi Hilmi Şensoy. Yıllar çabucak gelip geçiverdi, yeni nesil gençler belki hatırlamazlar ama... Tam halk tipi, halkın arasından gelen bir siyasetçiydi Hilmi Şensoy. Boncuk boncuk gözleriyle insana azıcık mahzun bir ifadeyle bakar, her sözünden, her davranışından mütevazilik akardı. Ensesi kalın, gömlekleri, takım elbiseleri markalı filan değildi. Uzun çarşıya, halkın arasına salın, ayıramazdınız Papazçeşme'den, Balıklı'dan ya da Ovaakça'dan gelen insanlardan O'nu. ......................... Hiç şımarmadı Hilmi Şensoy görev yaptığı dönemde. Geldiğinde neyse, görevi bıraktığında da öyle gitti. Adına "müzikhol" denilen ve çoğu batakhaneden ibaret olan Yalova Yolu'nda, kentin kenar semtlerinde kurulu gece kulüplerinin hepsini kapatmıştı gitmeden önce. O gittikten sonra geleneler, bir haftada açtılar hepsini! ......................... Osmangazi İlçesi'nin alt yapısını yeniledi. Belediyeyi araç gerecinden, bilgisayarlarına varıncaya dek adeta sıfırdan kurdu. Şimdiki hizmet binasını yaptı giderayak. Ancak oturmak nasip olmadı. ........................... Reklamı sevmezdi Hilmi Şensoy. Dahası, halkın paralarını reklamla çarçur etmeyi yanlış bulurdu; ondan sonra gelenlerin tam tersine. Kamberler Mahallesi'ni kamulaştırmaya başlayan ilk O'dur. Tarihi yapıları restore etme işini de başlatan O'dur. Osmangazi'deki pek çok proje gibi, "kültürel miras" kavramını da gerçekte Hilmi Şensoy'dan devralmıştır Recep Altepe. Şensoy'un döneminde Irgandı Köprüsü ve Karabaşi Veli Tekkesi tamamlanmıştı mesela yeni yönetim geldiğinde. Tophane surlarının tüm teknik detayları hazırdı, yürüyen daha başka projelerle birlikte. Ancak yeni gelenler, o surları ruhuna uygun biçimde restore etmek yerine, gıcır gıcır yeni kaleler inşa ettiler, önünde mehter vurdurup, Fatih'in Fedaisi Kara Murat'çılık oynamak içindi sanki yaptıkları!.. ........................... Dedik ya Hilmi Şensoy çok mütevazı ve halk tipi bir adamdı diye? Bir yaz günü telefon etti: "Ben bu gün kendimi biraz yorgun ve gergin hissediyorum. Bir dostla oturup yemek yemeğe azıcık da sohbet etmeye ihtiyacım var. Ne yapalım?" "Burgaz'a, Beyaz Kayalar'a gidelim" dedim; "hem iyot kokusu alırız balık yerken, hem de güneşin denizden muhteşem bir şekilde batışını izleriz birlikte"? "Tamam güzel olur" yanıtını verdi; "ama ben makam aracımı ve şoförümü almayayım. Hem keyif için gidiyoruz, belediye işi için değil; hem de şöförüm geç vakitlere kadar beklemesin bizi oralarda, çoluk çocuğuna gitsin. Beni sen alır mısın?" Şimdi ortalıkta "Müslüman'ım" diye geçinenlerin, aslında "Müslümanlıktan geçinenlerin" hallerini gördükçe, aklıma Hilmi Şensoy gelir hep! ........................... Atladık benim gariban Uno'ya. Güzel güzel balığımızı yedik, rakımızı da içtik hakkını vererek. Epeyce de oturduk. Geç vakitte dönerken, o da ne! Organize Sanayi'nin önünde trafik polisi var. Düldülü ben kullanıyorum. Memur bey ehliyetle ruhsatı aldıktan sonra camdan sordu: "Alkol var mı?" Ee var elbette, iyotla karışınca daha da bir hoş oluyor! Hilmi Şensoy yanımda, yine boncuk boncuk ama bu kez utangaç bakışlarla süzüyor trafik polisini. Ama giden benim ehliyet olacak! "Memur bey" dedim, "yanımdaki beyefendi Osmangazi Belediye başkanımız. Kendisi bu akşam benim misafirimdi. Birlikte yemek yedik, iki kadeh de bir şey içtik..." Eğildi, Şensoy'a doğru şöyle bir baktı ve kızgın bir ifadeyle "buyrun ekip arabasına" dedi! Hemen arkasından vardığımda ekip arabasındaki amirine beni şikayet ediyordu: "Amirim, adama bak ya! Aklınca beni kandıracak, yanımdaki Osmangazi Belediye Başkanı filan diye. "Başkan" dediği adamda ne ense var ne de kulak! Senin benim gibi bir insan. Bi de bindikleri arabayı görsen, Uno S vallahi!.." ............................ Polis aracındaki amir beyin "Mehmet Ali Bey, biz sizi tanıyoruz iyi akşamlar; buyurun ehliyet ve ruhsatınızı" demesiyle birlikte kendime geldim. Ehliyetimi o gün Hilmi Şensoy değil, kendi karizmam kurtarmıştı! Anımsadıkça hep gülümser ve zaman zaman dostlarla da paylaşırım bu anıyı. Hilmi Şensoy'un o dönemdeki toy halini çok özlerim hep. İşitiyorum, "Belediye Başkanlığından sonra inşaat işlerine girdi, çok zengin oldu" diyorlar!.. İşte o zaman kalbim bir ayna gibi sanki yere düşüp, bin bir parçaya bölünüyor... İnce ince benliğime batan kırıkları ruhumu acıtıyor... Üzülüyorum!

Diğer Haberler