Sabahtan yola çıkılıp da aynı günün akşamında dönülen bir Ankara ziyaretinin hemen ardından yorgunluk filan dinlemeden önceki gün derhal koydu Bursaport’taki haberlerin başına o müthiş açıklamayı.
Soruyu soranın da haberi yapanın da sevgili Zafer (Opsar) olduğunu daha o saniyede anladım.
Gazetecilik refleksi kadar mesleki ahlakına da her zaman kefil olabileceğim bir kardeşimdir Zafer, insan olarak da bir tanedir.
Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin yeni yöneticileri ve bazı arkadaşlar CHP Genel Merkezi’nde Kemal Kılıçdaroğlu’yla konuşuyorlar.
Bu görüşme sırasında Zafer Opsar kalkıp diyor ki, “sayın genel başkan, Bursa’da kontenjansız hakim huzurunda önseçim kararı alındı. Siyaset kulislerindeyse listeye kontenjan adayları konulabileceği, fermuar sisteminin tekrar uygulanabileceği konuşuluyor. Bursa’yla ilgili karar kesin karar mıdır acaba?”
“Hayır” diye yanıt veriyor CHP’nin lideri, “duruma göre bakar yine değerlendiririz. Arkadaşlarımızın önerileri üzerine durum yeniden değiştirilebilir!..”
Canı çok milletvekili olmak isteyen CHP’nin son büyükşehir belediye başkan adayı Necati Şahin’in bazı kulaklara bu söylentinin gerçek olduğuna dair bazı şeyler fısıldadığını hafta başında kaleme aldığım yazılarımdan birinde sizlere de duyurmuştum.
Ama ondan daha da önce geçen hafta sonunda Mudanya’da CHP’li yöneticiler ve meclis üyelerinin tanışıp kaynaşmaları için yapılan yemek sırasında aynı masaya oturan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’le, Bursa İl Başkanı Zafer Yıldız’ın arasında geçen diyalogda varlığı ilk kez ortaya çıkıyor Pandora’nın, daha doğrusu Kemal beyin kutusunun.
Bozbey, CHP İl Başkanı’na diyor ki, “görürsün bak Bursa’ya kontenjan gelecek, fermuar sistemi yine uygulanacak”!
Zafer Yıldız da “kesinlikle gelmeyecek. Genel merkez kontenjansız ön seçim açıklamasının ardından Bursa’da asla böylesi anti demokratik bir uygulama yapmaz” diye yanıtlıyor Nilüfer Belediye Başkanı’nı.
Bozbey sol elinin serçe parmağını uzatarak soruyor:
“Var mısın yok musun?”
Tam 10 bin lirasına iddiaya giriyorlar o akşam ve gidişata bakılırsa Mustafa Bey burs verdiği öğrencilerin sayısını Zafer Yıldız’dan alacağı parayla daha da arttıracağa benziyor.
Yunan mitolojisinde “ilk kadının” Tanrı Zeus tarafından insanlığı cezalandırmak için yaratıldığına inanılırdı. “Pandora” eski Yunan dilinde, “tanrı armağanı” anlamına gelir.
Efsaneye göre tanrı Zeus, kendisinden ateşi çalıp da insanlara veren Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a balçıktan yapılmış tanrısal güzellik ve zekaya sahip olan Pandora'yı hediye ve eş olarak gönderir.
Bunun yanında Zeus evlilik hediyesi olarak Pandora’ya aslında Türkçe’ye yanlış bir tercüme sonucu “sandık” olarak çevrilen ancak, efsaneye göre çömlek benzeri bir kavanoz verir ve bu kabın kapağının asla açılmaması gerektiğini tembihler sıkı sıkı.
Bir süre sonra merakına yenilen Pandora kapağı açar ve içinden tüm kötülükler dünyada dört bir yana doğru yayılmaya başlar.
Durumu fark edip de kapağı son anda kapattığı vakit içeride bir tek şey kalacaktır, o da insanların içindeki “umuttur”.
Zafer Opsar’a yaptığı açıklamayla kimselere göstermeden çekmecesinde sakladığı o malum kabın kapağını açtı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, tüm kötülükler bir anda çıkıp dağıldı ortalığa ve milletvekili adayı olmak için başvuruda bulunan insanların elinde sadece küçücük bir umut kaldı.
O umudu güçlendirip gerçekleştirebilecek olanlar da yine kendileri aslında.
Tümünün birden ortak bir tavır koyarak yapacakları, “Bursa’da bir tek bile kontenjan kullanılırsa eğer, hepimiz birden istifa ediyoruz” şeklindeki bir açıklama bu umudun dibine dökülmesi gereken ilk can suyudur bizce.
Ancak bu açıklamayı mutlaka ama mutlaka ilk önce yapması gerekenler Aykan Erdemir, Necati Şahin ve Balgöç Genel Başkanı Yüksel Özkan’dır.
Kulislere düşen haberler dördüncü sıraya Sencer Ayata kontenjanından tekrar Aykan Erdemir’in, altıncı sıraya da yine Süleyman Demirel kontenjanından Necati Şahin’in konacağını fısıldamakta.
Bursa’da yapılacak önseçimde yeniden çıkma şansı bulunan Aykan Erdemir böyle bir hata yapıp da sütlü keçinin geriden gelen oğlağı olma pozisyonunu kendisine bir kez daha yakıştırırsa eğer, geleceği parlak siyasi yaşamını daha o noktada bitirir.
“Önseçime girip şansımı deneyeceğim” diyerek aday olan Necati Şahin’se altıncı sıraya yükseltilerek kontenjan adaylığını kabul ederse dört yıl boyunca kapılardan zor girer içeri, sonuç hüsran, istifa ve parti değiştirmesi olur.
Bu arada bir de Balgöç Genel Başkanı Yüksel Özkan var o da CHP’de kendisine piyasa yapmaya çalışıyor.
Türklerin kurduğu Bulgaristan’daki Hak ve Özgürlükler Partisi MYK Üyesi ve Türkiye Temsicisi İsmet Kahraman güya Kemal Kılıçdaroğlu’na gidesiymiş de “Te biz Yüksel Özkan’ı milletvekili olarak görmek istiyoruz be ya” diyesiymiş!
Küllüm yalan ve piyasa kızıştırma operasyonu.
Dün İsmet beyle de görüştüm, “Hiç öyle şey olur mu be ya” dedi, “Tam aksi biz merkez yönetim kurulumuzda karar aldık. Bize göre Türkiye tek parti! Bizde ayrı gayrı yok. Kendi aramızda bu yönde konuşulup karar bağlanmış bir tek isim bile yok, olamaz da zaten, bu konular CHP’nin kendi içişleri. Biz asla karışamayız.”
Kızancıklar kendi kendilerine gelin güvey olup duruyorlar gördüğünüz gibi.
Şimdi, ortada aynı zamanda bir demokrasi ve hukuk rezaletiyle, bizzat Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP üst yönetimi tarafından partililerini açıkça bir “dolandırma” durumu söz konusu bilmem kaçınız bunun farkında?
Çünkü aday olanlar hiç kontenjan konmayacağı ve hakim huzurunda adil bir ön seçim yapılacağı sözüne güvenerek 5’er bin liralarını yatırıp, bir o kadar daha masrafla broşürlerini, afişlerini filan bastırdılar.
Aynı şeyi AKP üst yönetimi yapsa demedik laf bırakmaz, hepsini topa tutardık.
İnsanlar mahkemeye itiraz edip hak arayacaklar ancak, son parti meclisinde alınan “kontenjansız önseçim” kararı Yüksek Seçim Kurulu’na bildirilmemiş!
Bu durumda karar resmiyete bürünmediği için de kimse dava açamayacak.
Mart’ın 14’ünde toplanacak CHP Parti Meclisi’nde alınacak yeni bir kararla Bursa’ya fermuar sistemi getirip, 2 kontenjanı da dayayacaklar gibi görünüyor daha şimdiden.
Korkunç bir siyasi skandaldır bu tablo.
Çalışacak, sandıklarda görev yapacak adam bulamayacaklar.
Bırakın altıyı, beş milletvekili bile çıkaramayacaklar.
Sevgili dostum Makine Mühendisi Ahmet Atalay’ın ifadesiyle “AKP’lilerin fazla çalışmalarına gerek yok artık, hatta tatile de çıkabilirler çünkü Kılıçdaroğlu’nun yönettiği CHP, hem de altın tepside Bursa’yı daha şimdiden kendilerine hediye etmiştir bile!”
En güzel, en renkli değerlendirmelerden birini de Yazar dostum Can Ertan yaptı:
“Fermuar sistemi geri geldi, Bursa’da önseçimin bibisi sıkıştı!..”