En başta geleni bendeniz olmak üzere “iki söylenir” daha var bilip, tanıdığım yaşamda.
Biri, kendisini gayet iyi tanıyorsunuz, ünlü düşünür, konuşur, yazar ve de söylenir Can Ertan…
Diğeriyse Osmangazi Belediye Meclisi eski üyelerinden Osman Güleç.
Osman geçmişte DSP’den girmişti meclise, orada da gerek Belediye Başkanı Hilmi Şensoy’a, gerekse Erdoğan Bilenser ve etrafındaki cukkacı rotaryenlere söylene söylene attırmıştı en sonunda kendisini partiden!
Ha! Bu arada…
Beni de attılar CHP’den, hikayesini yazarım bir süre sonra, sırf gıcıklık olsun diye mahkemeye verdim; vuruşa vuruşa çekileceğim oradan, verdim ama bakalım mahkeme alacak mı bu partiyi?!.
Osman eski tüfek solculardan.
Bir parça “kırık plak” yani!
Long Play’indeki özellikle “sosyalizmle” ilgili olan bazı parçalarda takılıyor, hep aynı teraneyi çalıyor, bazen azıcık ittirivermek gerekiyor pikabının iğnesini, o zaman da sık sık arıza yapıyor, arızalandıkça söyleniyor, söylendikçe daha da bir söyleniyor!
İşin şakası bir yana, pek çok tespiti son derece mantıklı ve yerli yerindedir Osman Güleç’in.
Bir de “Amarika” yerine, “Amerika” demeyi öğrenebilse!
Kısa bir süre sonra sevgili kızlarını everecek Güleç çifti.
Düğün kokteyli için de Merinos Atatürk Kongre Merkezi’ni seçmişler.
Rahmetli Hikmet Şahin’in, Bursa’ya kattığı muhteşem bir alan oldu kültür merkezi ve Merinos Parkı.
Bu arada koca kentte iktidar partisi mensupları arasında “Hikmet Şahin” adını anan ve yaşatan sadece İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş biliyor musunuz?
İlçesindeki köprülü kavşak ve caddelere onun ismini vererek büyük bir kadirşinaslık örneği gösteriyor Aktaş ve “vefanın” sadece İstanbul’da bir semt adı olmadığını gösteriyor dosta düşmana!
Hülasa, avukat çıkmış olan kızımızı Almanya’ya yolcu edeceğiz o akşamın ardından.
Osman’ın dünürleri Alman.
Ee “Alman” dediğin zaman ne içer azıcık serinleyip, kuruyan boğazını ıslatmak için?
Elbette ki buz gibi soğuk bir bardak bira, öyle değil mi?
Geçen gün yine söylenip duruyordu Osman Güleç, “ben şimdi adamlara ne diyeceğim, 21’inci yüzyılın Türkiyesi'ndeki bu sakil durumu nasıl izah edeceğim” diye?!.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Burfaş’ın işlettiği bilmem kaç tane tesis var, numunelik olsun, içlerinden bir tanesinde bile alkollü içecek servisi yok!
Tamam kardeşim, içkiye karşıysanız yine karşı olun, içmeyin siz ama içene de karışmayın!
Otuz tesiste yapmayın alkollü içecek servisi ancak, içlerinden bir ikisinde olsun yapın be birader!
Bu memlekette içeni var, içmeyeni var, yerlisi var, turisti var.
Zemzem suyuyla turizm yapılan bir tek yer var dünyada orası da Suudi Arabistan!
Alkol olmadan hangi turisti çekeceksiniz siz Bursa’ya?
İşte onun için de yaklaşık 200 milyon liraya mal olan Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde bir tane olsun uluslararası fuar ya da kongre düzenlenmiyor!
Adamlar gelecek olan konuklara kokteyl vermek istiyorlar, “yok” yasak!
Gelmiyorlar o zaman da.
Var mı böyle bir dünya?
O güzelim, koskoca tesis ülkemize her yıl milyon milyon döviz getirebilecekken, orası sayesinde bu kentin otelcisi, kebapçısı, taksicisi, kısacası esnafı para kazanabilecekken, bu kafa nedeniyle öylece atıl vaziyette duruyor!
Üç-beş derneğin genel kurulu, birkaç hayır kuruluşunun kermesi ya da hemşeri derneklerinin yöresel ürün pazarlarına hizmet ediyor sadece o dev tesis.
Düğün salonu olarak kullanılıyor!
Hikmet Şahin olsaydı yeminle söylüyorum, her türlü ilkel tepkiye göğüs gerer, Merinos’ta alkol servisine mutlaka izin verirdi.
Salonları düğün kokteyli için kiraya veriyorsun ancak, dileyene alkollü içecek servisine müsaade etmiyorsun!
Oynamalarını da yasakla bari, kadınlı erkekli öyle meydana çıkıp da göbek atmak da neyin nesi, terbiyesizlik etmesin millet!
Hatta…
Hatta, siyah bir perdeyle ayır salonu ikiye, haremlik selamlık yap, kadınlar ayrı yerde kutlasınlar düğünü, erkekler ayrı.
Gelinle damat etmesinler dans, öpmesin damat gelini, yasak!
Yapmasınlar öyle çocuk mocuk da!..
Gitsinler, Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan hazır yapılmış olanlardan alsınlar!
İşte bu kafanın sonu işi oraya kadar vardırır arkadaş!
Yolda hamile kadın görünce aklına başka başka şeyler gelir bu tür arızalı tiplerin!
Birileri oturup sağduyuyla düşünmeli ve bir çözüm getirmeli bu meseleye.
Bizim Osman söylenmekte son derece haklı.
Bayide, bakkalda satılmasına, buna müsaade eden devletin çuvalla da vergi almasına rağmen, bir belediye şirketinin tesislerinde içkiye müsaade etmemesini nasıl açıklayacak şimdi dünürü Manfred’e?