Bizim cinsin bir ömür boyunca gururla kıvanıp durduğu o malum fiilin gerçek kahramanı erkekler mi yoksa, kadınlar mıdır bu konu hala tartışmalı bana göre ancak, bir cins-i latif 60 yaşına merdiven dayadığı halde adından aradan yıllar geçtikten sonra bile “hovardaydı” diye anılabiliyorsa eğer, bu kentte yaşayan yanık saplı tavaların gerçekten ebelerini maymun etmiştir ki, “helal olsun ona” derim önce!
Aslında yazı tam da bu noktada bitebilirdi çünkü, anlayana her şeyi ifade ediyor bu ilk paragraf kanımca!
Düşünün, ileride kurulacak Ak Parti’nin Bursa İl Başkanlığı ve milletvekilliğini yapacak bir zat-ı muhteremin kaleme aldığı şiire bile ilham kaynağı olan, hala O’nu unutamamış, mini etekli halini bilincinin en alt derinliklerinde saklayan “zam salakların” rüyalarını süsleyecek kadar “vamp” bir kadın olan Sevda televizyon ekranına çıkıp, taşıdığı ismin manasına uygun bir şekilde “fantezi” kuruyor, Bülent Arınç dahil tüm kılları ağarmışlar, taze b.ka üşüşen sinekler gibi yüz kilometre öteden kokusunu alıp koşturuyorlar o yana doğru.
İnsanların “Sevda Reggio” ismiyle belleklerinde sakladıkları insan her zaman sıra dışı, “marjinal” diye tanımlanabilecek bir hayat yaşadı aslında.
Eğer Türkiye’de -yeni bir darbe- olursa “sadece benim ailem en az bir 50 kişiyi götürür, hatta bizim sitede 3-5 insan var, onları da ben götürürüm” demek tam da O’na göre bir ifadeydi.
Eline bıçağı verseniz tavuk bile kesemez Sevda ancak, bu gereksiz “gevezeliği” yapmayı koca ülkede sadece o becerebilirdi biliyor musunuz?
Evet, Sevda’nın eleştirilebilecek tek yanı bu “gevezeliğidir” yoksa, eline silahı alıp, seçilmiş hükümeti devirerek yerine yenisini getirmek üzere darbe yapmaya girişmiş psikopatlara karşı topla, tüfekle, eline ne geçirdiyse artık, sapanla, dibekle karşı koymaya çalışmak neresinden bakarsanız bakın bir meşru müdafa ve demokratik bir haktır.
Esasen Mustafa Kemal’e atfedilen “Bursa nutkunda” dile getirilmiş yegane tavsiye de işte tam olarak budur!
Üç-beş beyni yıkanmış p.zevenk koğuşlarına çekilmiş özel harekatçı memleket evlatlarının, yetmedi, sivil halkın üzerine acımasızca bombalarla, uçak savar mermileriyle saldıracak, bu milletin eli de armut toplayacak bundan böyle öyle mi?
Evinin çatısından gökte uçan F 16’ya levye fırlatan, canavarla tank kapağı kesmeye girişen, matkapla darbecilere karşı koymaya çalışan bu halkın Sevda’sı da elbette işin gereğini yerine getirecek ve üç-beş darbe yanlısını enselerinden tuttuğu gibi götürüp, adalete teslim etmeyi deneyecektir; ne var bunda?!.
Vakti zamanında Sevda’nın götürdüğü ya da ağızları sulanmasına rağmen yüz bulamadıkları için Sevda’yı hiçbir yere götüremeyen kimi ebleh paçozlar şimdi kalkıp köşelerinden ya da sosyal medya hesaplarından ahkam kesmeye çalışıyorlar O’nun hikayesinden rol çalarak.
Eskiler, “İşgilli büzük dingilder” demişler…
Bunların tüm kaygısı “acaba günün birinde Sevda bizi de götürür mü” korkusundan ibaret!
İşte onun için de bir vakitler giydiği mini eteğe kadar bulabildikleri her şeye tutunup, her türlü sözde “erkeksi” ahlaksızlıkla bir kadına saldırarak endişelerinden kurtulmaya çalışıyorlar.
Bu ülkede bundan böyle darbe olur mu?
Olur, belki de olur ama…
Yapmaya kalkanlar karşılarında topla tüfekle bu halkı bulur!
Mesele bu kadar net nokta com!