Rahmetli Özal’ın “Başbakanlığı” sırasında Amerika’ya yaptığı ziyaretlerden birinde Time Dergisi’nde bir ilan yayınlanmış, Los Angeles’ın ünlü muhiti Beverly Hills’in “ünlüler caddesi” olarak bilinen Rodeo Drive’da faaliyet gösteren “Bijan” isimli butik Türk dünyasından sadece 2 ismi, İşadamı Asil Nadir ve Turgut Özal’ın “müşterileri arasında olduğunu” duyurmuştu aleme.
“Bijan” deyip geçmeyin!
Bilenler bilir, İranlı bir tasarımcı terzi tarafından kurulan butik dudak uçuklatan fiyatları ve dünyadaki dolar milyarderlerini giydirmesiyle ünlüdür.
Müşterileri arasında Suudi Faysal Ailesi, Adnan Kaşıkçı, Tom Cruise, George W. Bush, Sir Anthony Hopkins, Leno Giorgio Armani gibi paraya para demeyen zengin takımı vardır.
Dünyanın her hangi bir köşesinden alışveriş yapmak için Los Angeles Havaalanı’na vardığınız vakit sizi özel şoförüyle birlikte sarı renkli bir Rolls Royce otomobil karşılar.
Bir gömleğin fiyatı 5 bin dolardır mesela orada, takım elbiseye 20 bin, bir paltoya 50 bin dolar ödeyebilirsiniz.
Randevu almadan da asla girilmez.
Mesela kışlık gardırobunu düzmek için aile boyu gidenler çıkışta, rahatlıkla milyon dolarlık ödeme yapmış olabilirler pekala!
Şaka gibi değil mi?
Ama değil, tam olarak böyle işte!
Rahmetli Özal’ın da hırsızları çoktu!
Hayali ihracatçılar, vergi iadesi vurguncuları, yap işlet ama devretmeciler, koy kapatan turizmciler cirit atıyordu o sıralar memlekette.
Ortalığı “koku” sardı mı nereye bakacaksınız?
“Başa” değil mi?
Balık baştan kokar çünkü!
Cumhuriyet’in kuruluşunun 62’nci yıl dönümünde Anıtkabir’e çelenk koyduktan sonra çıkışta, üzerindeki şık frakı işaret ederek kinayeli bir üslupla sormuştu Başbakan Turgut Özal’a, Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Time Dergisi’nde yayınlanan o ilanın ardından:
“Bijan mı?!.”
…………….
Şimdi Google Amca’nın göbeğine, “Recep Tayyip Erdoğan Bijan” yazın, ne hikmetse sonradan kaldırdılar ama hemen alt tarafta çıkacak mağazanın vitrin fotoğrafında George W. Bush’la birlikte kimin isminin yer aldığını göreceksiniz hadi söyleyin bakalım?
İnsan unutur, eğer indekslediyse Google unutmaz derler!
“Recep Tayyip Erdoğan Prime Minister of Turkey”
“Turkey” lafı burada “hindi” değil, “Türkiye” anlamında kullanılmıştır haberiniz ola!
Türkiye’de başörtüsü taktırmadıkları için kızlarını ve dahi oğullarını sponsor bularak Amerika’da okutan fakir bir kayıkçının evladı Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin dünyanın en pahalı butiğinin vitrin camında işi ne acaba?
Ki, o cama ancak milyon dolardan fazla ürün alan ünlülerin isimleri konurken!
……………..
Bakıyorum, günlerden beri herkesin atladığı bir konu var.
Sadece 3 yıl içerisinde 100 milyar Euro’ya yakın İran parası aklanacak, buradan çıkacak yine milyarlarca Euro’luk “avantayı” da bir-iki tıfıl “Bakan çocuğuna” yedirecekler öyle mi?
Böyle bir senaryoya “hindiler” bile inanmaz!
Kıyamet kopar kıyamet!
Yedirirler mi adama?
Biri yiyecek, diğeri bakacak; oldu!
Rüşvet organize bir iştir.
Oluşacak çetede en tepedekinin haberi ve neması olmadan yaprak kıpırdamaz yaprak!
Hatırlayın Şener Şen’in canlandırdığı “Namuslu Filmi’ndeki” Ali Rıza Bey tiplemesini?
Devlet dairesinin dürüst mutemedi Ali Rıza Bey ne evdekileri ne de mesai arkadaşlarını inandırabilmişti emanet parayı çaldırdığına da en sonunda “kendisinin çaldığını” söylediği vakit rahatlayıp inanmıştı etrafındaki herkes!
Yolda avanta alan trafik polisinin o günün hasılatını tek başına yediğini filan mı sanıyorsunuz?
Eğer öyleyse çok safsınız canım!
Evet…
Bu işte “1 Numara’nın” mutlaka bulunması lazım.
1 Numara kim?
1 Numara kim ki acaba?