Adı Cüneyt Özkan…
1978 doğumlu…
Hamit oğlu, Hatice’den olma.
Mesleği avukatlık.
Ragıp oğlu, Mürüvvet’ten olma bendenizi, adının da geçtiği bir yazımdan dolayı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etmiş.
Aynen geçen gün sizlerle de paylaştığım Cumhuriyet Savcısı Hasan Şakrak’ınki gibi, Avukat Cüneyt Özkan’a, şikayetiyle ilgili kararında öyle bir “hukuk dersi” vermiş ki bir diğer Cumhuriyet Savcısı Erdinç Sev, aynen tavla gibi kanun kitaplarını koltuğunun arasına sıkıştırıvermiş adeta!
Bir insan kekemeyse haddini bilecek, geveze olmayacak!
Yine bir insan hukukçuysa attığı taş kuş ürkütecek yani, yazdığı şikayet dilekçesi sonuç verecek, milletin diline düşmeyecek Avukat Cüneyt Özkan gibi!
Hamit oğlu Hatice’den olma Cüneyt “sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaret” ifadesiyle bir “iddia oynamış” Bursa Adliyesi’nde benimle ilgili olarak.
Cumhuriyet Savcısı Erdinç Sev de 2016/5514 karar nolu mütalaasında şunları söylemiş:
“SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ:
Cüneyt Özkan’ın 07-01-2016 havale tarihli şikayet dilekçesine istinaden 16-12-2015 günü itibariyle yenimarmaragazetesi.com adresli İnternet sitesinde “Bursaspor üzerine sohbetler-3” başlıklı köşe yazısında, “Cüneyt Özkan da hırslı bibik! Yanında staj yaptığı Yunus Egemenoğlu’nu kendisine örnek alarak şöhret ve zenginlik basamaklarını bir an önce çıkmayı planlıyor. Aday olurken asıl amacı seçilecek başkanın desteğini alarak Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu’na girebilmek! Nitekim kongre salonunda yapılan son pazarlıklar sonucu Recep Bölükbaşı’na destek olmaya karar veren Cüneyt Özkan, kürsüde en güçlü rakip Timur Noyan aleyhine bir konuşma yaparak, üzerine yüklenen vazifeyi fazlasıyla yerine getirmiş oluyor. Ancak, bunun karşılığında kabul ettiği şey sadece basit bir Ar-Ge çalışmasında görev almaktır. Daha cin olmadan şeytan çarpmaya çalışmış ancak eline minnacık bir Ar-Ge vererek susturmuşlardır onu…” şeklindeki sözlerle ona hakaret etmekle suçlanan Mehmet Al Yılmaz hakkında yürütülen soruşturma kapsamında toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre aynen;
“yukarıdaki bilgiler bana aittir ve doğrudur. Ben yaklaşık 25 yıldan bu yana Bursa’da onur ve şerefimle gazetecilik görevini kamu yararına gerçekleştirmeye gayret eden ve bunu yaparken de kendime has esprili, mizahi ve ironik tarzımla yazılar kaleme alan bir basın mensubuyum.
Bu güne dek hiç kimseye bilerek, isteyerek, hakaret maksatlı yazılar kaleme almadım. Avrupa Birliği müktesebatlığının ve basın yasalarımızın biraz da tahrike cevaz vermesi sonucu yazılarımda iğneleyici, çarpıcı ve ironik ifadeler kullandım. Nitekim müştekinin sözünü ettiği 3 yazıda futbol camiasındaki ilişkileri ve borç içinde kıvrandırılan Bursaspor Kulübü’ndeki bazı ayrıntılarla, kulis bilgilerini yazdım.
Yazımda dile getirdiğim hususlar habercilik faaliyetine özgü, “görünürde gerçeklik ilkesiyle” birebir örtüşmektedir. Nitekim bu yazılar kaleme alındıktan sonra büyük bir etki yapmış ve bu etkinin sonucu Bursaspor Kulüp yönetimi olağanüstü kongre kararı almıştır.
Müşteki Avukat Cüneyt Özkan’a asla hakaret etmedim ve bu maksatla hiç bir yazı kaleme almadım. Pek çok meslek grubunda olduğu gibi avukatlar da bir an önce şöhret olmak, portföylerini genişletmek, kamuoyunca tanınabilmek için, çeşitli kulüp ve derneklerde yönetici olarak görev almaya çalışırlar. Nitekim Bursalı tanınmış Avukat Yunus Egemenoğlu da geçmişte Bursaspor yönetim kuruluna girmiş ve bu sayede daha fazla tanınarak ilişkilerini geliştirmiştir. Müşteki Avukat Cüneyt Özkan da bir önceki kongrede Bursaspor başkan adaylığını açıklamış, ancak seçim günü garip bir şekilde diğer aday Timur Noyan aleyhine eleştirel bazlı bir konuşma yaparak Recep Bölükbaşı lehine adaylıktan çekilmiştir.
Siyaset gibi spor kulislerini de iyi izleyip, yakından takip eden bendeniz Avukat Cüneyt Özkan’ın hedefinin nihai aşamada Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu’na girebilmek olduğunu öğrendim ve bunu yazdım. Ancak Avukat Cüneyt Özkan, Recep Bölükbaşı’yla anlaşması sonucu Bölükbaşı’nın, Bursaspor başkanı olmasının ardından basit bir Ar-Ge çalışmasında görev alabilmiştir. Yani, hedefini büyük tutmasına rağmen küçük bir komisyonla yetinmek durumunda kalmıştır. Ben bunları yazıp, kamuoyunu bilgilendirdim. Asla suç işlemedim.
“Cin olmadan şeytan çarpmaya çalışmak” deyimi halk arasında henüz tecrübesizken, daha iddialı olay ve gayretler içerisine girmeyi tanımlar. Nitekim, Türkçemiz çok güzel ve isim tamlamalarıyla söylenmek isteneni çok iyi ifade eden dünyadaki ender dillerden biridir. Örneğin birinin güçlü olduğunu ifade edebilmek için “ayı gibi kuvvetli”, kurnazlığını ifade edebilmek için “tilki gibi kurnaz” ya da “panter gibi çevik” tanımlamaları kullanılabilir. Bu ifadeler o kişilere ayı, tilki ya da panter dendiği anlamına gelmez.
Müşteki Avukat Cüneyt Özkan’ın da belirttiği gibi, “bibik” kelimesi “civciv” anlamında da kullanılmaktadır. Ancak diğer taraftan da henüz toy olan, yaşça küçük olan birini ifade eder. Hakaret olarak kabul edilemez. Kaldı ki kendisine “civciv” demedim. Demiş olsam dahi civciv sevimli, küçük, sıcak, henüz yumurtadan yeni çıkmış bir yavruyu ifade eder ki, hakaret niteliği taşımaz.
Yazılarımda dile getirdiğim hususların hepsi gerçektir ve şu ana dek içeriklerinde isimleri geçen hiçbir insan tarafından yalanlanmamıştır. Müşteki Avukat Cüneyt Özkan’ın sözünü ettiği Ar-Ge grubunda yer alması karşılığında adaylıktan çekildiğini yazdım. Çünkü bu bilgi Bursaspor’u izleyen her gazetecinin zaten malumuydu.
Diğer taraftan yazımda son anda adaylıktan çekilen diğer kişi Mesut Mestan’ı da yazdım. Çünkü Mesut Mestan fatura karşılığında Bursaspor’a işler yapmıştı ve alacağı paraları tahsil edemiyordu. Kulislere yansıyan bilgilere göre seçim kazanan Recep Bölükbaşı daha sonra Mesut Mestan’a alacağı olan parayı ödeme sözü vermişti. Nitekim Recep Bölükbaşı o parayı daha sonra kendisine ödedi. Bunların hepsi gerçektir. Yazıda sözü edilen “para için adaylıktan çekilme” hadisesi müşteki Avukat Cüneyt Özkan için değil, Mesut Mestan için dile getirilip yazılmıştır ve gerçektir ve gerçekleşmiştir. Yazı ve yazılar kendi bütünlükleri içinde incelenip değerlendirildiğinde hakaret unsuru içermedikleri, hakaret maksatlı yazılmadıkları, hiç kimsenin bilmediği çok gizli konular araştırılıp ortaya konularak kamuoyuna bilgilendirme görevi yapıldığı görülecektir.
Suçlamayı kabul etmiyorum. Uzlaşmak da istemiyorum, hakkımda takipsizlik kararı verilmesini arz ve talep ediyorum” şeklinde dile getirilen kayda değer savunma içeriği gözetilerek ve Yargıtay’ca da benimsenen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda,
Yenimarmara.com adresli web sitesinde köşe yazarı gazeteci Mehmet Ali Yılmaz’ın avukat ve aynı zamanda 2015 yılında Bursaspor başkanlığına aday olan Cüneyt Özkan hakkında kaleme aldığı yazı için, “gerçek ve güncel olup olmadığı, açıklanmasında kamunun ilgi ve yararının, açıklanış şekliyle konusu arasında düşünsel bir bağ bulunup bulunmadığı, yeterli bir somut temel/gerçek zemine dayanıp dayanmadığı, açıklamalarda küçültücü sözlerin kullanılıp kullanılmadığı, iyi niyetle kaleme alınıp alınmadığı, sırf aşağılama saikiyle hareket edilip edilmediği, ayrıca muhatabının siyasi kariyeriyle profesyonel veya özel hayatı üzerinde bir etki yaratıp yaratmadığı” kriterleri esas alınarak yapılan değerlendirmede,
Yazıların habercilik faaliyetine özgü görünür gerçeklik ilkesiyle esasen çelişmediği, bu meyanda,halkın gözcüsü rolünün bir parçası olarak, başka kişilerin ortaya attığı hikaye veya söylenti veya kamunun düşüncesini tamamen asılsız olmamaları durumunda bildirmesine müsaade edilen ve bir derece abartı ve tahrike cevaz veren basının haber verme, eleştirme, değerlendirme özgürlüğü kapsamında kaldığı düşünülmekle, Mehmet Ali Yılmaz hakkında hakaret suçundan kovuşturmaya yer olmadığına kararın birer suretinin tebellüğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Bursa Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz etmekte serbest olan Cüneyt Özkan ile ifadesi alınan Mehmet Ali Yılmaz’a tebliğine CMK’nın 172 ve diğer maddeleri gereğince karar verildi. 29-01-2016
Erdinç Sev
Cumhuriyet Savcısı”
Demek ki neymiş Hamit oğlu Cüneyt Özkan?
Daha cin olmadan şeytan çarpmaya çalışmayacakmışsın!
Eskiler “reklamın iyisi kötüsü olmaz” derler; bir parça menfi de olsa tanıtımını yaptım bak bu gün!
Hadi gene iyisin, gelsin ücret-i vekaletler, döndün sayemde köşeyi!
Hadi sayemde reklam yaptın bak len Cüneyt bu kıyağımı da unutma len.
Bi daha şikayet et beni, kulunçlarıma iyi geldi