Bursalı tiyatro sanatçısı Ali Sürmeli’nin Kurtlar Vadisi dizisinde canlandırdığı Zaza Dayı isimli sevimli mafya karakteri hep şöyle söylerdi ya “Ben fakir sevmiyim, zengin seviyim” diye!..
Ben de iktidar sevmiyim, hep muhalefet seviyim!
Hatta öyle ki, bu gün iktidar olan yarın muhalefete düştüğü vakit onu daha çok seviyim, merkepten indikten sonraki hallerine üzülüp, daha çok koruyup kolliim açıkçası!
Hele hele üç beş kuruş nemalanıp, iki kemik yaladıktan sonra ya da siyasi beklentileri nedeniyle belediye başkanı öven, dili yalayıp durmaktan ötürü artık içinde iyice şişen paçoz gazetecilere de gıcık oliim!
Bu memlekette yaşayan herkes her şeyin farkında; bilmiyorlar ki zavallı, acınası duruma düşüyorlar milletin gözünde Mudanya’nın Parkı’nda.
Diğer yandan bu memleketin en büyük siyasi sorunu “muhalefet yetersizliği” sorunu değil mi sevgili okurlar?
CHP’si, MHP’si, DP’si ve de DSP’siyle doğru dürüst, olması gerektiği gibi etkili bir muhalefet ortamı oluşturulsun inanın şu anda iktidarın yaşayıp da yaşattığı problemlerin yüzde biri olmaz.
Osmangazi Belediye eski Meclis Üyelerinden Mimar Osman Ayradilli ikide bir arayıp da “Allah aşkına sert yazma; seni uzun seneler okumak istiyorum” deyip duruyor telefonda.
Dün ziyaret ettiğimiz Diş Hekimi, AKP’nin Nilüfer Belediye eski başkan adaylarından ve İl eski yöneticisi Tahsin Bulut da benzer şeyler geveleyip durdu ağzında.
Doktorcuğum sağ olsun, siyasi yaşamında onca aday göstermelere rağmen seçilip de iktidar olmayı bir türlü başaramadı ve Orta doğu ve balkonların en şanssız siyasetçisi rekorunu kırıp Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başardı ama…
Bendeniz yedi yaşından beri dişçi koltuğuna oturup da meslektaşları hiç kusura bakmasınlar, onca diş hekimi gezip tanıyan biri olarak kendisi benim gözümde en birinci, best doktordur ayrıca; ağız ve diş sağlığım konusunda asla vazgeçemeyeceğim.
Bana tavsiyede bulunup “hem sert yazma” diyor, hem de hükümetin değiştirmek için uğraştığı Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelik’le ilgili yakınıp, dert yanıyor Tahsin Bulut.
Bu yönetmeliğe göre asansör ve koridor genişliği 1 buçuk metreden az, asansör kabin derinlikleri de bir sedyeyi alamayacak kadar küçük olan tüm diş hekimi muayenehaneleri kapatılacakmış.
Doktorların muayenehane açıp çalışabilmeleri için bulundukları binaların yapı kullanma izinlerini de sunmaları gerekiyormuş ki, sadece bu hüküm bile örneğin Bursa’daki diş kliniklerinin en az yüzde 80’inin kapanması sonucunu doğuracakmış.
“Ee n’olacak bu işin sonu o zaman doktorum” diye sordum, “Nolacak, hepimize muayenehanelerimizi kapattırıp, özel bir sağlık kuruluşunda maaşla çalışmaya mahkum edecekler” dedi diş hekimi Tahsin Bulut?!.
Pamuk gibi Bulut olmuş, barut!
Ortadoğu ve balkonların en tehlikeli patlayıcı şu anda kendisi.
İşte onun için ben bu gün hem sevgili Ayradilli’yi, hem de doktorum Bulut’u dinleyerek eleştiri yazısı kaleme almıyor, tam tersi günü sağ salim, övgü içeren bir makaleyle kapatıp, doğruca evimin yolunu tutmak istiyorum, sıra dışı olarak.
AKP Osmangazi İlçe Başkanı Ali Yılmaz ve yönetim kurulunda birlikte görev yaptıkları bazı genç arkadaşları geldiler gazete idarehanesine ziyaret için geçen gün.
Kendisiyle daha önce tanışma fırsatı bulamamıştık, ya ne tatlı, ne şeker, ne kadar kaliteli bir adammış bu Ali Yılmaz.
Vallahi öyle, ironi filan yapmıyorum.
AKP Bursa İl eski başkanlarından eski Bursa Milletvekili Hayrettin Çakmak da ceketinin göğüs cebine şöyle şeytan merdiveni tarzında, akordeon gibi katlayarak mendil koymayı severdi ama O’nun ki daha çok “kelebek konmuş” gibi olurdu!
Ali Yılmaz’ın ceket cebine şöyle doğal olarak yerleştiriverdiği beyaz mendil ne kadar da açmış, ne kadar hoş bir aksesuar olarak durmuş o gün giydiği kıyafetinin üstünde.
Üzerinde kaliteli kumaştan koyu lacivert harika bir ceket, içinde son derece şık gri çizgili bir yelek, titiz bir hanım tarafından yıkanıp kolalandıktan sonra ütülendiği her halinden belli olan dar yaka, yeni moda kar beyazı harika bir gömlek, bordo renkli kendinden desenli son derece şık bir kravat, altında dar paça, kısa kesim tarz kaşmir bir pantolon, elde işlenmiş deriden, sivri burunlu siyah rugan ayakkabılar, gözünde gri desenli kemik gözlük, sağ elinin karanfil parmağında koyu zümrüt yeşili bir taş taşıyan, özel tasarım olduğu her halinden belli, etrafı kasıp kavuran ağır bir yüzük, sol bileğinde üzerinde taşıdığı kıyafete uygun, altın suyuna batırılmış güzel modern bir saat, orta boylu, hafif keçi sakallı, ünlü Gazeteci Haluk Şahin’e benzeyen ve ilk görüşte “bu adam kesinlikle ya kalp ya da göğüs hastalıkları profesörüdür” diyebileceğiniz, enseden itibaren saç tıraşı muntazam, alnı açık, lafını sözünü bilen, her papaza günah çıkarılmayacağının farkında, oturaklı, orta yaşlı birini getirin gözünüzün önüne?
Yüzük tasarımlarını filan da kendisi çizip yapıyormuş üstelik!
Bursa doğumlu, İTÜ maden fakültesinden mezun, petrol mühendisi, yüksek lisansını yine İTÜ’de İşletme Mühendisliği bölümünde tamamlamış, devlette ve özel sektörde uzmanlık alanlarıyla ilgili çok önemli görevler üstlenmiş, o da yetmemiş, Uludağ Üniversitesi’nde tam 3 yıl boyunca “doğal gaz boru hatları ve tasarımı” konusunda dersler vermiş bir hoca, bir bilim adamı düşünün, siyasetin içinde Ali Yılmaz gibi birini görünce adeta şok oluyor insan!
Gerek sağda, gerekse solda paragöz, her ortamı maddiyata tahvil etmeye çalışan, tabii bu arada ömrü boyunca da milletvekili olarak kalmaya uğraşan ve meslekleri genellikle avukat olan kurnaz tiplerin cirit attığı politika aleminde Ali Yılmaz gibi insanlarla karşılaşmak gerçekten de şaka gibi bir şey!..
Her kim kattıysa, kimler getirip götürdülerse, çok sağ olsunlar vallahi; çok beğendim, pek kıvandım bu kent adına, siyaset ve dünya görüşlerimizde zıt ve birbirlerinden ayrı kutuplarda olsak da.