Yazarlar

Anlayamadıklarım

post-img
Türk ordusunun bir generali, Fethullah Gülen cemaatine mensup sivil bir dershane öğretmeninden nasıl olur da emir alır ve ona “abi” diye hitap eder, pek çokları gibi ben de bunu anlayabilmiş değilim mesela?   Hoş yarısı üstelik de tüfekleriyle birlikte cepheden kaçmış da olsa kalan kısmıyla göğüslerini kurşunlara siper ederek destan yaratmış bir milletin ferdiyiz hepimiz, sağcısı da solcusu da, dincisi de, dinsizi de.   Daha dün Çanakkale’de “ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” talimatıyla her 3 dakikada bir siperlerinden fırlayarak az sonra öleceklerini bile bile düşmanın üzerine doğru koşanların torunlarıyız, öyle “Türk” olabilmek hiç de kolay değil.   Öyle enteresan bir milletiz ki hakikaten, kimi zaman dünyanın en mazlumu, bazen de en sert ve dirençli toplumu olabiliyoruzpekala.   Bu insanlar gün geliyor dozerle toma kovalıyor, gün geliyor kamyonla tankın karşısına çıkıp darbe engelliyor.   Adına “canavar” denilen demir kesme aletiyle tank kapağı kesmeye kalkıştı bu insanlar, şaka gibi! CHP’nin, daha doğrusu CHP Meclis Grup Yönetiminin “olağan üstü hal” kararına neden karşı çıktığını, aleyhte oy kullandığını da hala hiç anlayabilmiş değilim mesela?   Eğer “olağan üstü hal” hükümleri bu günlerde uygulanmayacaksa, hangi vakit yürürlüğe konacaktı ki?   Sözde, Meclis ya da demokrasi bypass edilecekmiş.   Halen daha tehlikesi süren o sinsi yapının oluşturduğu geleceğe dair büyük riski göremeyen kafalardan nasıl bir yapıcı muhalefet beklenebilir ki zaten?   Ben anlayamadım…   Kılıçdaroğlu aylarca “kaçak saray” diye aleyhinde propaganda yaptığı ve “asla oraya gitmeyeceğini” açıkladığı külliyeye tıpış tıpış nasıl da gitti dersiniz?   Bu durumda şimdi, meğerse adamlar ona “çarkçı Kemal” derken ne kadar da haklılarmış sonucu çıkmıyor mu ortaya sizce de?   Cumhurbaşkanının tatil için gidip kaldığı otel anılırken hep “Marmaris Grand Yazıcı” ya da“Bursalı İş Adamı Serkan Yazıcı’nın oteli” ifadeleri kullanılıyor.   Oysa otelin asıl kurucusu ve sahibi Bursaspor Eski Başkanı, Bursa Eski Milletvekili İbrahim Yazıcı’dan başkası değildi.   Panpa oldukları Mesut Yılmaz başbakanken, Yalçın Sünnetçioğlu’yla birlikte neredeysebedavaya kapattıkları Ege’nin o muhteşem koylarına kondurmuşlardı otellerini.   Cumhurbaşkanı orada, daha doğrusu gidip de oradaki bir villada neden tatil yapar onu da hiç anlayabilmiş değilim?   Televizyonlardan 5 gün boyunca kaldıkları evin içini izledik.   Berbat, kalitesiz bir dekorasyon.   Eşyalar eski antika desen değil, yeni desen yeni de değil.   Sımsıkı kapalı perdeler.   Dışarı çıkmıyorsun, resmen hapissin çünkü yan villada kalanların seni görmesini istemiyorsun.   İstesen en muhteşem yatlar emrinde.   Çık açıl denize, git en güzel koyları dolaş.   Aile mensubu kadınlar tesettürlü.   Herkesin bulunduğu ortamda zaten havuz ya da denize giremiyorlar.   Gitsinler Urla’daki villalarına?   Kısıklı’daki kendi evleri bile tam bir cennet.   Neden oraya tıkılıp kalmayı tercih ettiler, bana göre bu da tam bir muamma.   Peki, darbe girişiminin en tepesindeki komutan ya da komutanlar kim?   Kimler tezgahlayıp planladı, sonra da vaziyeti görünce çark etti dersiniz?   Cumhurbaşkanı’nın MİT’in başındaki Hakan Fidan ve Genel Kurmay Başkanı Hulisi Akar’la görüştükten sonra yaptığı açıklamada “dere geçerken at değiştirilmez” lafını neye yormak lazım sizce?

Diğer Haberler