10 Şubat 2016 tarihli “Bursagaz gaz kaçırıyor” başlıklı yazımda şunları demiştim:
“Birkaç hafta önce gazetemizin Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Efe, “abi” dedi, “okurlarımızdan biri senin ‘The Cemaat’ yazınla ilgili tepki gösterip, aboneliğini yenilemedi.”
“Ee ne yapayım Mustafa” diye yanıtladım ben de “yazdıklarımızın neresi yalan, neresi yanlış, Zaman Gazetesi okumaya devam edecek o zaman o arkadaş bundan sonra da!..”
Pek çokları gibi aynı zamanda kandırılmış, aldatılmış olma halinin yarattığı son derece olumsuz duygular besliyorum Fethullah Gülen ve cemaatine karşı ben de.
Oysa uzun yıllar boyunca özellikle yurt dışında açılan eğitim kurumlarına sempatiyle bakan insanlardan bir de bendim.
Yobaz solcuların olmadık hakaretlerine rağmen o okulları çok önemsiyor, insan unsuru üzerinde oluşturulan katma değerin günün birinde mutlaka ülkemize geri döneceğini düşünüyordum.
Gelin görün ki günün birinde matruşkanın en derininden CIA çıkıverdi karşımıza!
Lafım benim gibi samimiyet ve iyi niyetle saf saf inanan insanlara değil elbette ama “sınav sorularını çalmak” da nedir Allah aşkına?
Başkasının hakkını hukukunu gasp etmek, yaşamını, geleceğini elinden almak da nedir?
Türk ordusunun yetişmiş en değerli komutanlarını yıllarca zindanlarda çürütmek de nedir?
Yargıyı ele geçirmek, polis teşkilatını avucunun içine almak, onları kullanarak günahsız insanlara zulmetmek de nedir?
“Hırsızlığın” cezası bile çok hafif kalır tüm bunların yanında, “Müslümanız” diye geçinip kul hakkı yemek de neyin nesidir böyle?
Bursaspor’un yeni Kulüp Başkanı Ali Ay ve yönetimi dün Ankara’daydılar.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’yla görüştü heyet.
Hükümet, Avrupa Kupaları’na katılma ihtimali bulunan Süper Lig takımlarının borçlarını tümden ödeyip, geri dönüşünü de uzun vadeli şekilde planlayarak kalıcı bir çözüm bulmak peşinde.
Yani kısa süre içinde Bursaspor’u umutlu bir gelecek bekliyor.
Eski Başkan Recep Bölükbaşı, Bursaspor’u yıllarca tüm gelirlerine el konacak şekilde faiz karşılığı para veren tefecilerin kucağına bırakmış…
Bunlardan biri de Çalık Grubu’na ait olan Aktif Bank.
Kulübe çok yüksek faizle 50 milyon lira verip, tribün gelirlerini de uzun yıllar boyunca ipotek altına aldı Aktif Bank.
Bir genelev kadınının “maması” karşısındaki pozisyonu neyse, Bursaspor da o vaziyette; borçlu ve çaresiz durumda yani!
Ahmet Çalık’ı biliyorsunuz?
Bir ayağı Pensilvanya’da, diğer ayağı Türkmenistan’da olan bir adamdı Ahmet Çalık.
Geçmişte Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek miktardaki teşviki (14 buçuk katrilyon) bunlara verildi.
Her sene 16 ton maden çıkarılan Erzincan İliç altın madeni, Samsun-Adana-Ceyhan boru hattı da bunlarda…
Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop’un il ve ilçelerindeki elektrik dağıtım işi, TOKİ inşaatları, Türk Telekom, İzmir’de RES, Rize’de de HES’ler bunlara verildi.
Bursagaz ve Kayserigaz’ı bunlar aldılar.
Çiftçiye, esnafa kredi veremeyen Ziraat ve Halk Bankaları Çalık’a toplam 1.1 milyar dolar düşük faizli kredi verdiler.
Sabah Gazetesi ve Televizyonu bunlara devlet bankalarından neredeyse bedava kredi kullandırarak paket şeklinde teslim edildi.
Kuzey Irak’taki 1 milyar dolarlık enerji santrali yapım işi de bunlara paslandı.
Bu gün sizin kazancınız yetersiz, maaşlarınız düşükse, çocuğunuza iş bulamıyorsanız eğer, buna rağmen birileri her hareketlerinde milyar dolarları kasasına koyarak zenginleşebiliyorsa, bilin ki aslında size ait olan paralar bunların cebine giriyor demektir.
“Müslümanım” diye geçinip“faizcilik yapmak” da neyin nesidir Allah aşkına?
Nedir mesela bir Bank Asya ya da Aktif Bank?
Nedir bu kadar mal ve para hırsı?
Sadece Bursa’da yemek sanayiden, tekstile, hastanelerden, üniversiteye kadar her alana el atıp şirketler, vakıflar kurarak Karun’laşmak da neyin nesidir?
Cemaatin üniversitesi, hastaneleri, tekstil şirketlerinin ardından dün de ilişkili olduğu düşünülen bir yemek sanayi kuruluşuna operasyon düzenlendi.
Bu yemek firmasından hizmet alan çok önemli bir kuruluş daha vardı kentimizde.
O da 120 milyon dolara yine Çalık’a verilen, Çalık’ınsa daha sonra Alman Ewe şirketine üzerine yüzde 145 kar koyarak sattığı BURSAGAZ’dan başkası değildi.
Bursagaz’ın üst yönetimindeki kişilerin Çalık döneminden kaldığı, değiştirilmediği ve aralarında da çok sayıda cemaatçi olduğu biliniyor.
1 Kasım Genel Seçimine dek oralı bile olmadı bu hazretler.
Sandılar ki AKP iktidardan düşecek, yerine MHP-CHP koalisyonu gelecekti!
Ne zaman ki AKP beceriksiz muhalefeti yine silkeleyip daha da güçlü olarak geldi işbaşına, ardından da “paralelci avı” başladı tüm şiddetiyle, ağaların paçaları tutuşuverdi birden bire!
Dikkatleri üzerlerinden çekmek için yaptıkları ilk işse çalıştıkları yine cemaate ait bir güvenlik şirketiyle, dün Bursa Polisi’nin operasyon yaptığı İzgün Yemek Sanayi’yle aralarında yaptıkları “çalışanlarına yemek temin etme sözleşmesini” feshetmek oldu!
Peki şimdi sıra Bursagaz’da olabilir mi?
Hatta aynı yapının yönettiği Kayseri’ye ve ardından da Alman Ewe Şirketi’nin genel merkezine uzayabilir mi paralel operasyonu?
Bunu araştırıyorum.
Öğrenince döncem ben size!
Ancak, 17-25 Aralık’ın ardından Sabah Grubu’nu apar topar Kanyon (Zirve) Grubu’na satan, ardından da ortalıktan toz olan eski patronları Ahmet Çalık gibi araziye uymasın sakın bu adamlar da?!.
Fakat işin şurası bir gerçek ki, Bursagaz ve Kayserigaz’a bir operasyon yapılırsa eğer, bu iş Almanlar’a yine fena kayar!
Çalık’ın devletten aldıktan sonra üzerine yüzde 145 kar koyarak sattığı bu şirketlerin kurumsal ederi Bursa Sebze Hali’ndeki “100 numaralı dükkanın” değerine kadar düşer ki, Merkel ablam gelse kurtaramaz vallahi!..”
İşte o gün “döncem ben size” demişim!
Şimdi de döndüm işte.
Yazının yayımlanmasının ardından avukatları vasıtasıyla hem Bursagaz, hem de Ahmet Çalık’tan tekzip üzerine tekzip geldi.
Çok şükür ki, Bursa’da temiz, ahlaklı, hukukun üstünlüğüne ve basın özgürlüğüne inanan yiğit savcılarımız var.
Ve işte bu gün, o vakit kaleme aldığımız gerçekler yine doğrulandı ve dediklerimiz olduğu gibi çıktı.
Bursagaz Genel Müdürü Ahmet Hakan Tola ve beraberinde üst düzey 9 Bursagaz yöneticisi Alman EWE Şirketi tarafından görevlerinden alındılar.
Darbe girişiminin ardından paçaları tutuşan Almanlar böylece, cemaat yapılanmasına yakın gördükleri isimleri sistemin dışına ittiler ancak…
Bursagaz, EPDK’ya (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu)bağlı olarak faaliyet gösteren bir yapı.
Darbe girişiminin ardından oraya yapılan operasyon sonucu 25 üst düzey yönetici görevlerinden daha yeni uzaklaştırılmıştı.
Şimdi sırada adli soruşturma var.
Kulağımıza gelen bilgiler Bursagaz ve diğer gaz dağıtım şirketlerinde görev yapan bazı insanların da gözaltına alınıp tutuklanabilecekleri yönünde.