Yıllar önce bir bilgi temini için gittiğim Bursa Adli Tıp Kurumu’nda karşılaşmıştım o iki insanla.
Konuşmalar iki adım ötemde cereyan ediyordu.
Başında kahverengi eşarbı ve üzerindeki haki renkli mantosuyla orta yaşlı tıknaz bir kadınla, “uzun yıllar boyunca birlikte yaşayan insanların gittikçe birbirlerine benzediği” tezini doğrularcasına neredeyse kadının bire bir kopyası saçları alından dökülmüş epeyce yaşlı bir amca.
Eşinden tek farkı sarı renkli gür bıyığının burun deliklerinin altına gelen kısmının sigaradan ötürü iyice koyulaşmış olması.
Anne yüreği işte, evladından bahsedilirken gözleri doluyorkadının.
Baba ise oralı olmamaya çalışıyor; belli ki geçen yıllar yüreğini epey katılaştırmış.
Pek çok yerinden bıçaklanarak öldürülen bir erkek cesedinin kimlik tespiti için yaşadıkları Anadolu’nun bir şehrinden apar topar alınıp getirilmişler yanlarındaki Jandarma yüzbaşısı tarafından.
Az sonra morga girmek üzere o küçük odada içerisinin boşalmasını bekliyorlar.
“Benim oğlum değildir” diyor kadın.
“O işte, görmüyor musun o” yanıtını veriyor kayıtsız bir şekilde yaşlı adam.
Gözüm, yüzbaşının elinde tuttuğu vesikalık fotoğrafa yöneliyor.
İşte o an anlıyorum havayı taş gibi ağır yapan şeyin nedenini.
Fotoğraftaki kişi bir erkek çocuk değil, sapsarı uzun saçları, dudağındaki kırmızı rujuyla aynı renk boğazlı bir kazak giymiş “cinsel yönelimi” tamamen farklı bir insan.
“Belki o değildir” diyor yüzbaşıya bakarak kadın ısrarla; “yıllar var ki hiç görmedik”?
“Teyze Odur işte. Hem üzerinden kimliği çıktı. Az sabret. Biraz sonra göreceksin. Zaten su testisi su yolunda kırılır” yanıtını verince genç tombul yüzbaşı, kadın iki eliyle yüzünü kapatarak hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.
Daha fazla kayıtsız kalamayan yaşlı adamsa gözlerinden süzülen damlaları kimseler görmesin diye yüzünü arkasındaki duvara doğru dönüyor.
……………
Geçtiğimiz hafta 2 akşam Globus Akademik Dil Okulu’nun konuğu olarak kentimize gelen Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat’la tanışıp sohbet etme fırsatı buldum. Almanya’daki siyasal yapıdan Türk’lerin sorunlarına dek pek çok konuda konuştuk.
Kenan beyin eşi Dilek Kolat Alman Sosyal Demokrat Parti’den Berlin Eyalet Milletvekili ve hükümetteki tek Türk kadın bakan aynı zamanda.
Konu Almanya’daki siyasilerin kişisel özelliklerine gelince Kolat, yaşadığı bu ülkede cinsel kimliklerini saklamayan ve halk tarafından seçilip göreve getirilen bakanları, başbakanları anlattı.
Ben de ona Türkiye’de, belki de dünyada mücadelesinin eşi benzeri olmayan, sırf farklı cinsel tercihleri yaşayan insanların sorunlarını dile getirmek amacıyla “Gökkuşağı” isimli bir dernek kurduğu için yüzlerce yıl hapisle yargılanan, bu nedenle 2 sene 8 ay cezaevinde yatmış Bursalı Öykü Evren’in hayat hikayesinden bahsettim biraz.
Ve Öykü’nün “Herkes için CHP” sloganının samimiyetine inanarak geçen dönem milletvekili adayı, bu dönemse Osmangazi’den belediye meclis üyesi adayı olduğunu anlattım.
Bu son derece renkli ve bir o kadar da mücadeleci kişiliği anlatınca ertesi akşam Öykü Evren’i de davet etmek üzere sözleştik.
……………...
Dünyadaki tüm ilerici fikirler “sol partilerden” çıkar.
Her ne kadar bu yöndeki girişimler, henüz geride olan toplumlar tarafından “oy vermemek” suretiyle cezalandırılsa da sol partilerin kaderidir bu cefayı çekmek.
Türkiye’de de aynı şey oldu ve gelişmiş ülkelerde bu tür konuların çoktan konuşulup çözüm noktasına getirilmesine rağmen memleketimizde ilk kez CHP’li İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak ve 58 milletvekili tarafndan “lezbiyen, gay ya da biseksüel bireylerin sorunlarının araştırılıp tespit edilmesi için bir komisyon kurulması” teklifi getirildi TBMM Genel Kurulu’na.
Teklifin sözcülüğünüyse Bursa Milletvekili Akyan Erdemir yaptı.
Tabii, AKP sıralarından hemen gelen “Siz zaten ahlaksızlığı savunursunuz” şeklindeki çirkin, ahlaksızca sataşmaların sonucunda teklif, MHP’li milletvekillerinin de desteğiyle reddedilmiş oldu.
Önemli olan şey kendin eş cinsel olmadığın halde bir eş cinselin hakkını da savunabilmektir!
Yaşadığımız toplumun gerçeği olan bu durumu görmezden gelmek yerine, sorunların tespit ve çözümü için araştırma yapmayı önermek mi ahlaksızlık yoksa Zübükvari yöntemlerle insanlara kara çalmaya çalışmak mı?
……………
“Biz inanıyoruz ki Cumhuriyet, cinsel yönelim ve cinsel kimlik söz konusu olduğunda da kimsesizlerin kimsesi, sahipsizlerin sahibi olacak” diyen Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, Cumhuriyet Halk Partisi’nin göz dolduran genç milletvekillerinden birisi.
O cinsel eğilimleri nedeniyle acı çeken, ötekileştirilen, şiddet uygulanan, hapislere atılan bireylerin varlığının ve onların ana babalarıyla, yakınlarının çektikleri çilelerin farkında.
Yurt içinde ve dışında elinden ne geliyorsa yapmaya, toplumun bu kesimine manevi de olsa destek vermeye devam ediyor.
Meğerse sık sık Almanya’ya da giden Erdemir, Kenan beyle de tanışıyormuş.
CHP’de birileri “halktan tepki alırız, şimdi zamanı değil” gibi yaklaşımlarla Öykü Evren’in Osmangazi’den seçilebilecek bir sıraya konmasına itiraz edebilirler.
Ama senin partine üye yaptığın, sonrasında ilçe ve ardından da İl delegesi seçilen Öykü Evren’i şimdi koymayacaksın da ne zaman koyacaksın?
Bu tablodan ortaya çıkacak sonuç parti yöneticilerinin geldiği olgunluk noktasının da tespiti anlamını taşıyor.
Cinsiyet değiştirerek “kadın” olan ve sonra da evlenen Öykü, kimlik ve kişilik mücadelesini evinde de sürdürmüş, kendisini başka bir kadınla aldatan kocası ve partnerini mahkemede yüklü bir tazminata mahkum ettirdiği gibi, ayrıca nafaka da bağlatmış bir insan!
Sadece o mu?
Dernek lokalini kanunsuz ve haksızca kapattıkları için Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin üst düzey yöneticilerini de hakim karşısına dizdi Öykü!..
Uğradığı zulüm karşısında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidebilen biri.
Yazarınız, bu insanın meclis üyesi yapılması gerektiğini, bu tavrın çok önemli sembolik sonuçları olacağını düşünüyor.
Ve bu işi kotarmak da hem Bursa Milletvekili hem de cinsel eğilimleri farklı insanların haklarıyla ilgili ciddi çalışmalar yürüten bir parlamenter olması bakımından Aykan Erdemir’e düşüyor.
Erdemir ve CHP için ciddi bir samimiyet sınavı olacak bu durum.