Kulakları çınlasın, adam eski karayolları bölge müdürlerinden biriydi.
Dost tutmuş bu kendine.
Karısıyla birlikte oturdukları evin aynı sokağında, elli metre ötede de o dostuna bir ev tutmuş!
Hafta sonları filan da “ben gidip bir ekmek alayım” ya da “çıkıp azıcık yürüyüş yapayım” gibi bahanelerle telefonunu da kapatıp ortadan kayboluveriyormuş uyanık!
Gel zaman, git zaman…
Her şey kılçıksız, tereyağından kıl çeker gibi yürüyüp giderken eşi bir gün eve dönüşte bir balkona asılmış bir tişört görüyor oturdukları sokakta.
“Allah Allah” diyor içinden, “benim herife daha geçen hafta aldığım tişörte ne kadar da benziyor bu”!..
Ne benzemesi, ta kendisi aslında ama o gün hiç şüphelenmiyor yenge hanım.
Daha sonraki günlerden birinde, yıkanıp kuruması için aynı balkona asılan o eşofmanı görünce beyninden vurulmuşa dönüyor ve kocası tarafından aldatıldığından o dakikada emin oluyor artık kadın.
Peki bir tişört başka bir tişörte benzer de bir eşofman başka birine benzeyemez mi?
Benzeyemez efendim!
Peki neden?
Çünkü sözünü ettiğim eşofman Milli Takım’a aitmiş de ondan!
Kadının Milli Takım’da teknik direktörlük yapan kardeşi özel olarak getirip hediye etmiş eniştesine ve orijinal başka bir benzerinin de öyle her yerde bulunması imkansızmış.
Çünkü üstelik belli bir sayıda futbolcularla, sadece teknik adamlar için yaptırılırmış o takımlar.
İşte onun için bu “eşofman” konusu çok önemli!
Demek ki neymiş, giydiğin eşofmana çok dikkat edecekmişsin.
Öyle ulu orta her yerde giyip, her yerde bırakmayacakmışsın!
Şimdi, önce şu fotoğrafa bir göz atın bakalım:
Ne yazıyor üzerinde?
“İşimiz fitbol, takipteyiz!..”
Bizim de işimiz “gastecilik” kardeşim, biz de takipteyiz!
Adamların üzerine giydikleri eşofmanlar Bursaspor’un futbolcu ve teknik adamları giysin diye Puma Firmasına hususi olarak az sayıda yaptırılan özel eşofmanlar.
Peki bu adamlar kim, ne iş yapar bu insanlar?
Hiçbir iş yapmazlar.
Bu kişilerin ortak özellikleri Bursaspor’un Altyapıdan Sorumlu, sepetçilikten sorunlu Başkan Yardımcısı Ali Turan’la panpa olmalarıdır.
Soldaki kişi Zeki Öztürk.
“Ne işi var orada, Bursaspor’da, Vakıfköy Tesisleri’nde ne iş yapar” derseniz, hiçbir iş yapmaz dediğim gibi.
Resmi ya da gayri resmi olarak hiçbir görevi yoktur.
Aynen Ali Turan gibi onun da işi sadece “fitbol”dur!
Her gün çeker eşofmanı, oralarda gezinip, Ali Turan’la birlikte mangal yaparlar.
Ali Ay yönetiminin yedek listesinin 7’nci sırasındaydı bu!
Sağdaki kişi de Hayrettin Gülgüler.
Onun da hiçbir görevi yok kulüpte.
Ayrıcalığı, Ali Turan’la panpa olmaları.
Gülgüler’in oğlu Ali Gülgüler de fitbolculuk yapıyor Bursaspor’da.
Geçmişte teknik direktör Taygun Erdem tarafından henüz yeterli olmadığı gerekçesiyle alt yapıya geri gönderildi.
Ali Turan daha göreve gelir gelmez “ya o ya ben” diyerek Kulüp Müdürü (!) Ali Ay’ın önüne yatmış ve Taygun Erdem’in işine son verdirmiştir.
İşte ondan sonra bu Hayrettin Gülgüler’in oğlan tekrar eski yerine alınmış, Vakıfköy’de Ali Turan saltanatı başlamıştır.
Oysa Taygun Erdem Bursaspor alt yapısında kapsamlı çalışmalar yapıp pek çok eksikliği gideren çalışkan bir teknik adamdı.
İş saatlerine uymayan, görevlerini layıkıyla yerine getirmeyen antrenörleri hizaya sokmuş, Vakıfköy’ü adam etmişti.
Taygun Erdem işte bu Ali Turan ve oraya çökmüş olan Ali Turan’ın adamları tarafından istenmediği için gönderilmiştir kulüpten, üstelik de ne yazık ki Ali Ay’ın talimatıyla!
Ali Turan’ın yönetici olduğu günden bu yana kulübün alt yapısı sürekli kötüye gitmektedir.
Performansı zaten çok uzun yıllardan beri bilinen U21 şampiyonluğunu kendi başarısı gibi göstermeye çalışan Ali Turan’ın sorumluluk aldığı yıllarda oluşan takımlar adeta yerlerde sürünmektedir.
Ali babanın çiftliğinden Milli Takım’a istenen oyuncu sayısında tam yüzde 70 oranında azalma gerçekleşmiştir.
Bursa’da herkes bir önceki acı dönem bir an önce kapansın diye Ali Ay’ı destekleyip oy verdi.
Oysa bu gün ortaya çıkıyor ki Recep Bölükbaşı’nın etrafındaki bazı tipler hem Bursaspor’u, hem de Ali Ay’ın etrafını sarmış durumda!
Kulübe ait spor ekipmanlarının ne işi var bu adamların üzerinde?
Üstelik de hiç sıkılmadan Facebook sayfalarından yayınlıyorlar, aynen müdürün balkona dostu tarafından asılan eşofman takımı gibi!
“Zeki başkan o eşortmanların aynısından bize de yok mu isterim” diye yazıyor biri!
“Var arkadaşım” yanıtı gelince de millet istemeye, Zeki Başgan’sa Bursaspor’un kasasından ulufe dağıtmaya devam ediyor.
“Ben de isterim aşortman” diyen topa girmiş Zeki Öztürk’ün sayfasında!
Git, ver parasını, Bursastore’den al kendine bir “aşortman”!..
Ne gerek var?
Ali Turan’ın panpasından beleşe almak varken niye oraya gidilsin ki?
İşte böyle sevgili kardeşlerim, Bursaspor’un malzemeleri kulüpte görevli olmayan kişiler tarafından sağa sola peşkeş çekiliyor ve birileri de bu devrin saltanatını sürüyor.
Malzeme sözleşmesi imzalanan PUMA Firması’ndan gizli gizli merdiven altı üretimi yapıldığına dair gelen bilgilerse çok çarpıcı.