Geçen akşam iftarda bir grup dostla birlikte Tavacı Recep Usta Restoran’da, Sertaç Karaalp’in konuğuyduk.
Gündüz de sevgili validemle gezdik biraz.
Dağlarımın çam ormanlarında kızılca mantar ve taze kekik topladık.
Çilek ve dut getirdik dönerken Bursa’ya.
Kirazlar henüz olmamış, bir 15-20 gün kadar daha zamanı var.
Kocayayla’nın en güzel vakti…
Bir dahaki bahar karların altından mor ve sarı renkli bir ipek halı gibi fışkırana dek çiğdem çiçekleri doğanın sinesine saklanmışlar yine.
Onların yerini binbir kokulu ab-ı hayat bitkiler almış.
Çobanları başlarında, kınalı kuzular otlamakta yemyeşil çayırlarda.
Yavrulamışlar çoğu.
Bıldırkı Mıstık yoktu ortalarda, Keles’e inmiş herhalde.
İftar masasının etrafında oturan “zengin” arkadaşlarıma baktım şöyle bir, ömrü boyunca fakir kalmayı seçmiş bir müzmin olarak, hiçbiri bunların farkında bile değildi…
Tüm gün oruç tutup, para kazanmak için uğraşmışlar akşama kadar hepsi.
Evlerinin bahçeleri birer cennet gibi, arboretum misali rüyalarda rastlanacak türden hepsi ama keyfini bahçıvanlar sürüyor!..
En güzel, en son model, en pahalısından arabaları…
Keyfini şoförleri sürüyor!..
Tekneleri, motor yatları, yelkenlileri var çoğunun, senede 10-15 gün ya gidiyorlar ya da gidemiyorlar; keyfini asıl kaptanlar sürüyor!..
Daha da ileriye gidemeyeceğim, varın ötesini sizler hayal edin!
Sordum birine Tavacı Recep Usta’nın o harika bahçesinde, “şu yanımızdaki ağacın ne olduğunu biliyor musun” diye?
“Vallaha bilmiyorum” dedi…
Şöyle bir bakışıldı…
Hiçbiri bilmiyordu gerçekten de!..
Akılları fikirleri para kazanmaktı çünkü.
Sonunda onları böcekler, paracıklarını da damatlar yiyecekti, farkında bile değillerdi henüz!..
Bu dünyaya gelip de “gülibrişim” ağacını bilmemek olur mu hiç?!.
Avatar filmindeki fosforlu, olağanüstü güzellikteki bitkilere ilham kaynağı olan gülibrişimin çiçeklerindeki o muhteşem renk ve dokuyu görüp hissetmeden yaşamış sayılabilir mi bir insan?
Her yıl kar yağdığı vakit çiçek açan ve limon çiçeği, sakız çiçeği, akasyayla, yaseminin kokularını barındırıp tüm mahalleye yayan “kalikantüs’ü” de bilmezler bunlar, gülibrişimi bilmeyen kalikantüs’ü bilir mi hiç?
Bursa’da sadece Kale Sokak’ta, rahmetli Muhlis amcanın (Pamuker) konağında var o ağaçtan.
Bitişikteki 19 numaralı hanede oturmuştum, oradan bilirim.
Dediğim gibi, hepsi de iyi insanlar ama üzülüyorum onlara bazen ben…
Şu dünyadaki sınavlarını parayla, para kazanarak vermeye çalışıyorlar, çok yazık.
Oysa ne kadar da şanssızlar, çoğu farkında bile değil henüz!
Sertaç da çok zengin…
Onun şansıysa bugünlere yokluktan, sıfırdan gelmesi…
Hiç unutmuyor çocukluk günlerini…
Her şeyin saklanarak değil, paylaşılarak arttığını da çok iyi biliyor.
İşyerinin zemin katında bir yemek salonu vardır Sertaç Karaalp’in, her gün orada Hayat Lokantası’ndaki zenginlikte yemekler çıkar, kim gelir oturur, kim doyup da kalkıp gider hiç sorgulanmaz; aynen bir imaret gibi çalışır orası, yılın 365 günü hizmet verir.
Urfa’nın, Siverek ilçesinden kalkıp Bursa’ya gelmişler Sertaç’lar.
Başlangıçta kayınbiraderiyle birlikte yaparken işleri, onun başka sektöre geçmesiyle birlikte kardeşleriyle çalışmaya başlamış artık.
Dile kolay…
Bugüne kadar Bursa’da tam 4 bin 500 daire yapıp satmışlar!
Müthiş bir başarı öyküleri var.
En büyük sırlarıysa her şeyi en iyisinden, en kalitelisinden kullanmaları.
Bazı inşaat şirketleri “bakıp, görmeden geçerlerken”, Alpiş Yapı en mükemmel, en nitelikli konutları sunmuş müşterilerine!..
Hele hele tanıtımını 3 Temmuz’da yapacakları Yalova yolunda, As Merkez'in karşısındaki 690 konutluk “Alpiş Aden” adında yeni bir projeleri daha var ki…
Bursa’nın en prestijli yatırımı şu anda.
Adamın adını unuttum, dünyaca ünlü çok önemli Hollandalı bir mimar çizmiş projelerini.
Görenler, “öyle böyle değil yani” diyorlar.
Mahmut en büyükleri, Kerim’se en küçükleri Karaalp kardeşlerin…
Sertaç ortanca olmasına rağmen, nasıl Osmangazi küçük kardeşken geçtiyse idare koltuğuna, yönetim kurulu başkanlığını yani, icra makamını o üstlenmiş aile içinde.
Çok da güzel çocuklar yetiştirip okutuyor Sertaç, geride bırakacağı en büyük miras evlatları çünkü.
Söz döndü, dolaştı, en sonunda Bursaspor’a geldi o gece.
Hani geçen yazımda sizlere de duyurmuştum ya, “Bursaspor yönetimi Yalova yolunda 90 dönümlük bir arsa satın alıp, onun imar durumunu Büyükşehir Belediyesi'nde artırdıktan sonra satmayı, bu sayede kulübün kasasına 200 milyona yakın para koymayı hedefliyor”diye?
İşte Başkan Ali Ay’ın bu procesi de patlak çıktı!
Birileri Ay Dede’yi sürekli işletip kandırıyor ama durun bakalım bu işlerin sonu nereye varacak?!.
İftar masasının etrafındaki inşaatçılar terkleriyle, geriye bırakılacak yeşil alanlarıyla, kullanılacak kredi faizleri ve satışa kadar geçecek süreleriyle bir hesap yaptılar ve Bursaspor orayı gerçekten alıp satsa bile bırakın 200’ü filan, 10 milyondan fazla para koyamıyor kasaya!..
Ve şimdi sıkı durun…
Sözü edilen 90 dönümlük arazinin yarısını Sertaç İnşaat yapmak üzere çoktan satın alıp, işi bitirmiş zaten!..
“Geriye kalan kısım da Bandırmalılar'ın, onlar da kesinlikle satmıyorlar, satsalar orayı da ben alacağım zaten” diyor ayrıca…
Balıkesir Bandırma, Ali Ay sen bu işe Bursaspor’u sakın daldırma!..
Bursaspor yönetimine bir de teklifi var Sertaç Karaalp’in…
Bursa Büyükşehir Belediyesi önümüzdeki salı günü Sıcaksu bölgesindeki içinden termal su fışkıran 3 parsel araziyi turistik tesis yapılmak üzere satışa çıkaracak…
Alpiş Group da dosya almış, ihaleye girecekler Sertaç’lar da…
“Ben Bursaspor için derhal çekilmeye hazırım” diyor Sertaç, “Bursaspor sevdalısı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Recep Altepe’nin de bu işe cevaz vereceğini düşünüyorum, diğer firmalar da çekilsinler, belirlenen fiyat üzerinden Bursaspor’a verilsin o araziler. En uygun rakama tesisin inşaatını yapmaya da talibim. En geç iki yılın sonunda kulübün kasasına 200 milyon lira trink parayı koymazsam, ben de hiçbir şey bilmiyorum!.. Hatta daha da ötesi bunu şimdiden açıkça taahhüt de ediyorum!..”
Yok artık!..
Bırakın 3’ü, 5’i, bir iş adamı Bursaspor’a tam 200 milyon lira gelir getirecek bir proje sunuyor ortaya karışık, yok mu bunu duyan?
Üstelik de bunu taahhüt ediyor Alpiş Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Sertaç Karaalp, daha ne yapsın adam?!.
Aloo?