Cavit Çağlar’ı bir patron ve insan olarak severim.
Yaklaşık 5 yıl boyunca gazete ve televizyonunda çalıştım.
Kul hakkı yemez.
İsmail Hakkı yeter ona!
Çalışanlarının emeğinin karşılığını zamanında verir.
Hayır ve yardımı sever.
Üstelik de tanıdığım en iyi, en başarılı patronlardan biridir.
İnanılmaz derecede zekidir.
Geleceği görür.
Ama ne zaman ki İstanbul dukalığının çöplüğüne girip en hassas iki alan olan banka ve ulusal televizyon işine yöneldi…
Ensesine vurup elindekileri almaya başlayıverdiler!
Geçen gün Yüksel’in (Baysal) yazısını okuyunca üzüldüm.
Görüşmeleri takip ediyordum ama anlaşmanın yapıldığını Baysal’ın yazısından öğrendim.
Sifaş, Polylen, Yeşim gibi Bursa’da artık marka olmuş büyük kuruluşların hepsi TMSF ve Sosyal Güvenlik kurumları arasında pay edilmişti.
Cavit Bey’e eviyle, çok sevdiği gazete ve televizyonunu bırakmışlar.
Elinde bu güne kadar yaptığı neyi var neyi yok hepsini almışlar.
Üzüldüm…
Mirasyedilerin kol gezdiği günümüzde bir dönemin yoktan var eden az sayıdaki işadamlarının arasındadır Cavit Çağlar.
Az önce dediğim gibi en büyük hatalarından biri “banka” işine girmekti.
……………………………….
Neydi o zamanki anlayış?
Ucuz kredi peşindeki işadamı banka sahipleri “sen bana ve ben sana” anlayışıyla bankalarının içini boşaltmaya başladılar.
Banker furyası gibi bir şeydi o zaman kamuoyunca “hortumlama” olarak bilinen işlem.
Ne yaptı o zaman Cavit Çağlar?
Toplam hepsi 390 milyon dolar kredi kullandı.
Sonra ne oldu?
Bu güne dek, çıkarılan faturanın 400 milyonunu parça parça bizzat kendisi ödedi.
O arada Mehmet Emin Karamehmet’e bankasından kredi kullandırdığı için, borcun bir kısmı ona aittir diyerek, kendisine çıkarılan borcun 400 milyon dolarını daha Çukurova Grubuna da ödetti.
Yeşilşehir’i verdi…
Gene de yetmedi…
Geriye kalan ne kadar fabrika binası, arazi, han, hamam varsa tümünü birden TMSF’ye vererek toplamda 1 buçuk milyar dolar borç ödemiş oldu!
390 milyon nire, 1 buçuk milyar dolar nire!
Adının “hortumcu” çıktığına mı yanarsın?
Borcunu 3 misli ödediğine mi yanarsın?
Malı mülkü her şeyi bir çırpıda kaybettiğine mi yanarsın?
Onca çile, onca eziyet, acıyla, sıkıntıyla geçen onca yıl…
…………………………….
Bir gün yıllar önce bir sohbette şunu demişti:
“Karamehmet şu telefon işine girdi, Turkcell’i kurdu. Oysa bu teklif çok önce bize gelmişti. Yazık oldu göremedik! Oysa Mehmet şimdi aldı yürüdü…”
Karamehmet aldı yürüdü de…
Onu da yürütmediler!
Önce bankasını aldılar elinden, daha sonra da Turkcell’deki hisselerini.
Hasılı, vahşi bir ormandaki hayat mücadelesinden daha çetin yaşanıyor şu işadamlarının dünyası.
Bir dönem geliyor, yeni gelenler önceki dönemin yarattığı zenginlerin tepesine çöküp, sermayeyi kendi adamlarına doğru kaydırıveriyorlar.
Tabii, kimileri de var ki Celal Sönmez gibi, varlık içinde otel köşelerinde yatıyor, o başka!
………………………………..
Neyse…
Biz Bursa’ya, kentimize dönelim…
Cavit Bey, “Verdim ama hiç olmazsa devlete verdim” diyerek teselli bulmaya çalışıyormuş.
Keşke, müşteri bulup kendi satabilseydi o güzelim Sifaş’la, Polylen’i.
Şimdi bakın görün, nasıl da peşkeş çekilecekler yine birilerine!
Üstelik yukarıdan, en tepeden gelecek talimatla imar değişiklikleri de sağlanarak hem de.
Rahmetli Hikmet Şahin AKP’den aday yapılmayınca az mı döndürdü ağzındaki baklayı!
Korupark’ın imar plan değişikliği bizzat “yukarıdan”, en tepeden geldi derken, sadece isim telaffuz etmemişti kamuoyuna açık açık.
Korupark’ın alışveriş merkezi ve konutlarla beraber şu anki değeri ne kadardır acaba sizce?
Hadi ben diyeyim 3 milyar dolar, siz deyin 5 milyar dolar!
En ufak bir şüpheniz olmasın…
Yarın Sifaş’ı, Polylen’i, Yeşim’i 100’er, 200’er milyon dolara, imar değişikliklerini de yapma sözüyle yine birilerine verecekler ve 5’er milyar dolarlık dev alışveriş merkezleriyle konutlar yükselecek oralarda.
Yine hem cemaat sermayesi değerlenecek hem de “bir koydum, bin aldım” felsefesi tekrar uygulanacak.
Benim korkum asıl yıkılacak eski stadyumdan yana.
Kentin göbeğinin en göbeği o bölge.
Şimdi orayı meydan yapacağız, ortasına da birer timsah heykeli dikeceğiz diyorlar ama…
Yarın bu gün birisi ortaya çıkıp da “Ben Bursa’daki yatırımlar için 500 milyon dolar para veriyorum” derse?
Alışveriş merkezi ve konut için “U” dönüşü yaparlar mı sizce?
Tabii, emrin yine yukarıdan gelmesi şartıyla!