Yazarlar

Çekerim bak yine kulaklarını ona göre!

post-img
Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Cemalettin Torun’un aynı soy ismi taşıyan “Mehmet” diye bir yeğeni var, hatırlar mısınız? Ben arada bir yanlış yaptıkça dürterim buna. Geçenlerde Mustafa Gültekin’den okuduk; Facebook sayfasında aralarında benim de olduğum ve Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’yi öven yazarlar için yeğen Mehmet “İsmail’in otomatları” demiş!.. Hızını da alamamış bu Mehmet, “bilseydik biz kiralardık bunları” diye de eklemiş! Vışş! Bu memlekette politikacının başına ne geliyorsa ya taraktan ya da yeğenden geliyor; bakınız hiçbir şeyden çekmedi rahmetli Süleyman Demirel yeğeni Yahya’dan geçmişte çektiği kadar. Ve fakat bu Mehmet Torun’un sözlerinin arasında saklanan “biz” ve “kiralardık” laflarının gizil anlamlarını yüksek takdirlerine sunmak isterim ey sevgili okur. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni ve amcasının makamını “benlenmiş” bu Mehmet, o yüzden “biz” diyor ve kendisini orada yetki sahibi hatta, partinin sözcüsü, icra organı filan olarak görüyor! Kiralama meselesine gelince… Kiralama sana pahalıya gelir, leasing yapaydın len be Mehmet? Çıkaramazsın sonra! First in first out, last in last out! Hem sonra paran var mı bakim senin? Ödeyebilecek misin beni satın alabilecek parayı?!. Açık öğretim fakültesinden mezun bir muhasebeci çırağıyken Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’ne “asgari ücretle” danışman olarak işe almışlardı ya seni de hani sonra ben bu sakil durumu yazınca oradan apar topar kuyruğu kıstırıp ayrılmak durumunda kalmıştın Memed? Var mı paran? Bir ara da hani İstanbul’a, Sağlık Bakanlığı’nın ihalelerini almaya gitmiş, oradaki çakallardan fırsat bulamayınca da Bursa’ya geri dönmek zorunda kalmıştın; indirdin mi biraz cukkayı? Benim kedimin, köpeklerimin aylık mama masrafı bile senin danışmanlık mukabilinde kabul ettiğin paradan daha fazla tutuyor len Memed! Evdeki hayvanlarımı bile besleyemezken, beni nasıl kiralıycan sen len? Allah’ı var, penceresi cam cama selam söyle Cemalettin amcana, kendisi Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’ndan ossun, kentimizdeki holding sahiplerinden ossun ücret-i vekalet adı altında çok para indiriyor dükkana; hem de çok. Bak onun çok parası var ama o para da beni satın almaya yetmez. Cimrilik etmeyip birazını sana da versin de ortalıkta fazla dolanma sen artık! Bak habire rezil ediyorsun amcanı. Senin ve senin gibilerin trilyonları beni satın almaya yetmez ama… İsmail Hakkı Edebali gibi düzgün, dürüst ve yetim hakkı yemeyen bir kişinin insanlığı, bir selamı, bir muhabbeti, gönlümüzü hoşnut eder de bir ömür boyu hatırı kalır tüm bunların. Sen bunlardan anlamazsın. Sen ve senin gibiler Allah rızası için değil, cüzdan mancası için yaparsınız sadece  iyi işleri. Kafanız ancak adam kiralamaya, satın almaya çalışır. Len Memed, duyduğuma göre bu aralar yine partinin İl binasından ayrılmıyormuşsun len? Bir sen varsın koskoca memlekette bir de Yenişehir Belediye Başkanı Süleyman Çelik’in damadı Gökhan Olkun! Damat da totosunu kaldırmıyormuş Yenişehir Belediye binasından! “Damat Ferit” lakabını takmış ahali ona. Partinizin İlçe Başkanı Adnan Kamıl gibi o da hiç “kamıldamadan” oturuyormuş belediyede! Gidin biraz başka işlerde çalışın kardeşim, para biriktirin biraz; gazeteci satın alacaksınız ya, çok lazım olacak size! Nedir bu böyle, bir tarafta yeğen, öte yanda damat? “Gazeteci” dedim de… Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül’le ilgili verdiği “tutuksuz yargılama” kararının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “tanımıyorum, saygı da duymuyorum” sözleri üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla aralarının artık iyice açıldığı haberleri geliyor Ankara’dan. Davutoğlu’nun, Artvin’deki altın madenine ilişkin çalışmaları yargı kararını verene dek durdurtması da tuz biber ekmiş bu gerginliğe. “Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’na “ver emaneti geriye” diyecek ve Mayıs’ta da bir kongre yaparak Binali Yıldırım’ı başbakanlığa çıkaracak” diyorlar politika kulislerindeki minik kuşlar. Ankara’da tüm bunlar olurken Bursa’da neler yaşanıyor peki? İl başkanının yeğeni koskoca parti adına racon kesip, partisinin bir belediye başkanını gazetecilere rüşvet vermekle suçluyor ve hızını alamayarak “bilseydik biz de kiralardık” diyor ardından!.. Mehmet, gel sana belediyeden bir büfe kiralayalım be oğlum? Torpil yapar, ricacı olurum senin adına bak Recep Altepe ya da İsmail Hakkı Edebali’ye. “Çok ihtiyacı var” derim. Otobüs bileti, parça kontör filan satıp yolunu bulursun? Hem amcan ganyan bayiliği filan da alır sana. Atlar ister kumda, ister çimde koşturur, sen de parayı bulursun. Aslanım Memed, yeğen Memed, girişimci Memed, var mısın yok musun? Bu arada duydum, yazılarımı Facebook’ta paylaşıp beğenenleri telefonla arayıp mobbing uygulayarak geri çektiriyormuşsun len Memed?!.. Sosyal paylaşım düşmanı Memed… Bir daha duymayayım sakın, çekerim bak yine kulaklarını ona göre!      

Diğer Haberler