“Aydın Genç” ismini uzun yıllardan beri bu kentte yaşayan pek çok Bursalı anımsayacaktır.
Ankara’dan buraya Nesim Malki cinayetini çözmek için yollanan “fedai” emniyet müdürlerinden biriydi Aydın Genç.
Yani hiç hesapsız, hiçbir otoriteden korkup çekinmeden işin üzerine gidecek, görevini tamamladığı vakit de yine Ankara’ya “merkeze” alınarak emekliliğini orada bekleyecekti.
Daha önceki müdürlerin bir türlü cesaret edememesine karşın Jandarma bölgesinden, Erol Evcil’i Bademli’deki villasından gidip almış, Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’nde günlerce sorgulamıştı.
Mahkemeye sevk edilmeden önce çıkışta topalladığını gördük Erol Evcil’in.
Daha sonra da çok yakınlarına şunları söylediğini işittik:
“Ayak baş parmağımın tırnağıyla derisi arasına bir toplu iğne soktular!.. Aradan biraz zaman geçince öyle bir zonklamaya, öyle dayanılmaz bir acı vermeye başladı ki sanki kalbim göğsümde değil de orada atıyordu!..”
…………..
Bursa’daki emniyet mensuplarına da çok sıkı bir disiplin uygulamıştı Aydın Genç.
Müdürlükteki herkesi çok korkutup adeta “muma” çevirmişti.
Merkeze alınıp da Bursa’dan gittiği günün akşamında tesadüfen geçtiğim Soğukkuyu’da, Kafkas pastanelerinin eski imalathanesinin hemen karşısındaki Tekel bayisinin önüne çekilen polis minibüsünün önündeki manzarayı kendi gözlerimle görmeseydim eğer kesinlikle inanmazdım!
Beş altı polis ana caddenin üzerinde kutu biraları açıp kaputun üzerine koymuşlar, resmen Aydın Genç’in gidişini kutluyorlardı yoldan geçen herkese karşı ki, bu durum daha önce görülmüş şey değildi!..
……………
Zamanın İl Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Uzunkaya’yı da hatırlar Bursalılar.
Daha sonra Balıkesir İl Emniyet Müdürü oldu; ardından Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına kadar yükseldi.
Haza beyefendi, dünya iyisi, son derece çalışkan ve içi insan sevgisiyle dolu mütevazı bir Emniyet mensubudur Celal Uzunkaya.
Dinine diyanetine düşkündür. Günlük ibadetini de hiç kimseye göstermeden sessizce arka odalardan birinde yapar.
Kendisini tanıyanlara sorun ki “Uzunkaya çeteye, yolsuzluğa, hırsızlığa, arsızlığa bulaşacak biri midir” diye, verecekleri yanıt “Son ferde kadar dünyada yaşayan herkes bu işlere karışsa bile Celal Uzunkaya yine de bulaşmayacak son kişidir” şeklinde olacaktır!
Uzunkaya’nın “çete” suçlamasıyla yargılandığını okuduğum vakit pek çok insan gibi benim de kafam tavana vurmuş, inanamamıştım bir türlü.
İşin aslı cemaat-hükümet çatışmasının yaşandığı şu günlerde ortaya çıktı ve mesele aydınlandı.
Meğerse cemaat mensuplarına Emniyet Genel Müdürlüğü’nün en tepesinde yer açabilmek için inanılmaz bir komplo hazırlamış birileri Celal Uzunkaya ve diğer meslektaşı Mustafa Gülcü için!..
……………..
Uzunkaya’nın bundan yıllar önce İzmir’de İstihbarat Şube Müdürlüğü yaptığı sıralarda “haber elemanı” olarak kullandığı İrfan Erbarıştıran isimli biri daha sonra kendisini MİT, MOSSAD ve Genelkurmay yetkilisi gibi tanıtıp, piyasayı dolandırmaya başlıyor.
Bu şahıs zaman zaman da Uzunkaya’yı görev yaptığı yerlerden telefonla arayarak hal hatır soruyor.
Hop, devletin çeşitli kademelerine giden isimsiz, imzasız bir ihbar mektubu daha!..
Uzunkaya ve Gülcü güya bu şahsa yardım ve yataklık yaparak dolandırıcılık suçuna iştirak ediyorlarmış!..
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün en tepesindeki 5 insandan ikisi düşünebiliyor musunuz, basit bir dolandırıcının ortaklığını yapacaklar?!.
Üstelik de aynı kişi Celal Uzunkaya’nın Avrupa’da yaşayan öz yeğeninden de “Beraber iş kuracağız” diye 60 bin Euro çarpıyor ardından da çocuğa “Sakın bu işten dayının haberi olmasın yoksa hemen engel olur” diye sıkı sıkı tembihliyor!
Uzunkaya, soruşturmalar sırasında öğreniyor bu durumu bile, düşünebiliyor musunuz?
…………
Gel zaman, git zaman…
Emniyet bünyesinde yapılan soruşturmada tamamen aklanan Gülcü ve Uzunkaya’nın halli için bu kez birileri tarafından yargı devreye sokuluyor!
İsimleri böyle bir olaya karıştıkları için önce görevden alınıyorlar.
Basına, sonradan üretilmiş uyduruk haberler servis ediliyor.
Ardından tam dört yıl süren 14 ayrı duruşma.
Dosyada ilk duruşmada ne varsa son duruşmada da aynısı mevcut!
En büyük delilse gazetelerde çıkan haberler!
Geçen süre boyunca defalarca hakim değişiyor.
En sonunda 8 ile 10 yıl arasında hapisle yargılandığı davada Gülcü ve Uzunkaya’ya 3 ay 10 gün ceza çıkıyor. Devamında mahkeme onu da erteliyor zaten.
Karar şu anda Yargıtay’da.
Geriye iki dürüst ve düzgün üst düzey Emniyet Müdürünün örselenmiş onurları, haksızca oynanmış mesleki itibarları kalıyor.
Bu işleri her kim planlayıp yapıyorsa, her kim de görüp göz yumduysa bunlara bırakın “Müslüman ya da mümin” demeyi, “insan” sıfatında anmak bile iltifat sayılır kanımca!
Silivri’de, Hasdal’da ya da uyduruk yargılamalarda çile çeken insanların “ah”ları ve içten ettikleri “bedduaları” taş eder bunları taş!..