Seslerinin tınısı birbirlerine o kadar çok benziyor ki, önce CHP Bursa Eski İl Başkanlarından Gürhan Akdoğan beni işletiyor sandım!
Malum Gürhan bey “iş İngilizcesini yerinde ilerleteyim” diye gittiği İngiltere’den yurda kesin dönüş yaptı.
Döner dönmez de Kent Meydanı’ndaki Uludağ Kebapçısı’nda döner yiyerek dönmenin tadını çıkardı.
Ardından Olay Gazetesi’nde Ahmet abiye (Emin Yılmaz) “döndüğünü” yazdıran Akdoğan, dönüşünden tüm Bursalıların haberdar olmasını sağladı.
Gürhan Akdoğan’a “welcome to Turkey dear business man” diyor, başka da bir şey demiyorum.
Sağ olsun Facebook’tan yayınladığı fotoğraflar sayesinde geçen sürede biz de İngiltere’de ne kadar müze ya da anıtsal bina varsa gezip görmüş olduk.
Bir kraliçeyle selfie yapmadığı kaldı Akdoğan’ın, her çeşme başında durup fotoğraf çekti.
Dün telefondaki ses “Ben Metin Külünk” deyince “yapma ya, ben de Gürhan Akdoğan” diyecektim az kalsın.
İki ayrı insanın sesleri bu kadar mı benzer birbirine.
“Bursa’ya gelmem haricindeki yazdıklarınızın tümü yanlış” dedi AKP’li İstanbul Milletvekili Metin Külünk, dünkü “Cemalettin Torun bu kez gidiyor mu” başlıklı yazım üzerine!..
Külünk gibi kaldım ortada!
“Metin bey bu sözlerinize çok şaşırdım ancak, şu ana dek beni asla yanıltmayan yerel haber kaynaklarımdan aldığım bilgiler ışığında kaleme aldım o yazıyı ve sizi arama gereği bile hissetmedim, nasıl olabilir böyle bir şey? Kaldı ki sizi arasam bile böylesi bir kulis haberiyle ilgili birinci ağızdan bana malumat vermekten kaçınacağınız da çok açıktı yani!”
-Evet, durum aynen böyle, yazdıklarınız tümden yanlış!
“Peki eğer öyle diyorsanız, size bir özür borcumuz var o vakit?..”
-Ayrıca Gemlik’teki salonda da öyle 5-10 kişi filan yoktu, içerisi tamamen doluydu, isterseniz video görüntülerini yollayabilirim?
Bu kadar da olamazdı artık!
Metin Külünk’ün konuşmacı olarak davet edildiği Gemlik’teki toplantıya katılanlarla da konuşmuş, oradaki iştirakin çok düşük olduğunu öğrenmiştim.
“Peki” dedim o zaman, “mail adresimi veriyorum, lütfen bana sözünü ettiğiniz kaydı gönderin?”
-Ayrıca ilçe başkanları da oradaydı!
“Nasıl yani?..”
-Gemlik İlçe başkanımız oradaki toplantıdaydı, Demirtaş İlçe bakanımızın da bir mazereti vardı, arayıp özür dileyerek “katılamayacağını” bildirdi.
Of, of…
Of ki ne of!..
Metin Külünk’ün tekerlekler çamura batmış, habire patinaj yapıp durmakta!
Bir kere Demirtaş’ın bir ilçe olmadığını, ilçe olmayan yerde de ilçe başkanı olamayacağını bilmiyor kendisi; sallıyor!
İnsan biraz destekli atar yani öyle değil mi?!.
Bu kez, “peki Gemlik’te ya da Demirtaş’ta örneğin bir Osmangazi, Yıldırım veya Nilüfer ilçe başkanları var mıydı Metin bey” diye soruyorum?
-Ben her yere konferans vermeye gidiyorum.
“Onu sormuyorum. Ben Bursa’da yaklaşık 25 yıldır kalem oynatan biriyim. Siyasi teamüller gereği misafir olarak bir kente üstelik de Avrupa sorumlusu olan bir milletvekili geldiğinde nezaketen teşkilata haber verilip, kendisi karşılanır. Fakat sizin Demirtaş’taki toplantınıza hiç bir ilçe başkanı katılmadığı gibi, İl Başkanı tarafından öcü gibi gösterildiğiniz de gün gibi aşikar!..”
-İşleri varmış, gelemediler!
“Peki, mail adresimi veriyorum, Gemlik’teki şu bahsettiğiniz kaydı lütfen gönderin bana?..”
-Bizler meşgul insanlarız kardeşim, İnternet sitemde mail adresim var. Oradan yazılı olarak talepte bulunursunuz, uygun bir zamanda göndeririz size!..
Metin Külünk’ün araba sadece patinaj yapmıyor, bu noktada artık kayış sıyırıp, yağ yakmaya da başlıyordu!..
-İyi de, biraz önce siz teklif etmediniz mi “eğer isterseniz görüntüleri yollayayım” diye? Ben de tamam gönderin diyorum?
“Bizler meşgul insanız kardeşim!.. Söyleyeceklerim bundan ibarettir”
Allah Allah!
Biz de söğüt gölgesine uzanıp akşama kadar dereden balık yakalayan insan değiliz ki canım!
Kendisi aramış…
Teklif etmiş…
Üstelik de kendi iddiasına göre yazdıklarımın yalan olduğunu kanıtlayacak bir belge…
Adam “yazılı talepte bulunun” diyor ya!
Da, böyle renkli tipler neden sürekli gelip hep beni buluyor birader?!.
Bereket aynı gün Cennet’le de (Cankılıç) pişti olmuşuz.
O da benim kaleme aldıklarımla örtüşen bilgiler içeren “Demirtaş’ta Metin Külünk Mitingi” başlıklı bir yazı yazmış; bir bölümü şöyle:
“…Aslında zamanlama itibariyle Başbakanın görevden ayrılmasına yol açtığı sistem tıkanıklığında şu günlerde Külünk’ün kentimize gelmesi tamamen tesadüf.
Yaklaşık 2 ay önce AK Parti’nin Afyon Kampı’nda yaptığı genişletilmiş istişare toplantısında İbrahim Beşen, Metin Külünk’den 8 Mayıs için söz almış.
Almış ama, boyundan büyük işlere kalkıştığını da sonradan öğrenmiş!..
Hatta İl Başkanlığı ile aralarında ufak çaplı da olsa bir kriz yaşanmış.
İl Başkanlığına davetiye verildiği halde, “Bilgimizin dışında Bursa’ya milletvekili geliyor ve böyle bir organizasyon yapılıyor” diyerek ciddi bir sitemde bulunulmuş.
Öyle ki, iddialara göre il ve ilçe yönetimlerine bu organizasyona katılmamaları yönünde uyarılarda yapılmış.
Böylesine kalabalık programa İl Yönetiminden Alpaslan Yıldız dışında il ve ilçe yönetimlerinden yetkilinin katılmaması da bu uyarıya bağlanıyor.
Tabii bu duyum, Cumhurbaşkanının yakın ekibi içinde yer alan İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün de kulağına gitmiş, kendisi de ciddi şekilde tepkisini “Keşke bizi il davet etseydi de biz ilin davetine gelip konuşsaydık. Ben söz verdiğimde, devletin hiçbir mercii beni bu sözümden döndüremez. Söz verdim ve geldim” sözleriyle ortaya koymuş!..”
Evet…
Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa il Başkanı Cemalettin Torun’la, İstanbul Milletvekili Metin Külünk arasında yaşanan siyasi krizin yansımaları böyle sevgili okurlar.
Hasılı ortalık toz duman.