Yazarlar

CHP’de önseçim olsa ne olur, olmasa ne olur!

post-img
Şimdi, hem pek çok şeyden habersiz CHP’lileri, hem de konuya ilgi duyan okurlarımızı aydınlatmaya çalışalım bu gün. İyi niyetli, saf ama bu saflıkları daha çok farkındalık eksikliğinden kaynaklanan kimi partililer, yine birilerinin dolduruşuna gelip yapılacak milletvekili seçiminde  “Bursa’da önseçim isteriz” diye dolanıp duruyorlar ya ortalıkta? İki türlü seçim var siyasi partiler mevzuatında; birincisi “eğilim yoklaması”, diğeriyse “hâkim nezaretinde” yapılan gerçek bir “önseçim”. Örneğin Osmangazi’de en son yapılan ve belediye başkan adayıyla, belediye meclis üyeleri listesinin belirlendiği, adına da “önseçim” denilen “ucube seçimler” var ya? İşte onların adı önseçim filan değil, en uygun tanımla “eğilim yoklamasıdır”; çıkıp da oradan aday olan safların yani, eğilenlerin yoklandığı! Çünkü hem sandıkların başında, hem sayımda, hem de sayılan oyların listelere yazılımında mevcut yönetimin yani, o vakit İlçe başkanı olan İsmet Karaca’nın adamları vardır. Parti içindeki bir kanadın bu seçimlere hiç müdahil olmadığını, dolayısıyla Karaca yönetiminin kendisinin çalıp, yine kendisinin oynadığı konusuna hiç girmiyorum bile! Bu olayı sadece Öykü’den değil, başkalarından da dinledim. Belediye meclis üyeleri için oyların kullanıldığı gün birbirlerini nefretle seven(!) kimi CHP ağaları diyorlar ki birbirlerinden bağımsız olarak kendi kendilerine, “Ulan bu “İ…ye” verdireceğime oyları, Öykü’ye verdiririm daha iyi”!.. Ve transseksüel Öykü Evren sandıklar açılıp da oylar sayılmaya başlandığı vakit ilk 5 sandıkta birden birinci çıkıyor biliyor muydunuz? İşte ondan sonra Ayşe (Dolar) Orakçı başlıyor salonda zıngır zıngır ağlamaya! “Orada büyük bir kumpas yapıldı” diyor zaman zaman Facebook üzerinden Brezilya’dan haberleştiğimiz Öykü Evren, “Sanıyorum benim oylar Ayşe Orakçı’ya yazıldı. İsmet de böylece benden intikamını almış oldu”!.. -Ne var, neyin intikamını alacak senden İsmet? “Seçimler öncesinde arkamdan iş çevirdiğini duyunca ben buna herkesin içinde bir gün  “Bana bak, ben güne kadar pek çok ‘……’ gördüm ama senin gibi ‘……’ birini görmedim” dedim.” -Ne yanıt verdi o zaman? “Seni mahkemeye vereceğim” dedi. -Verdi mi? “Ne gezer, ‘Seninle ilgili –bu güzel- düşüncelerimin hepsini orada da söyleyeceğim, eğer vermezsen ‘…..’ dedim. Sonuçta veremedi tabii”!.. Yukarıdaki ilk cümledeki boşlukların yerine “yiğit” ve “mert” ifadelerini, ikinci cümledeki boşluğa da “çok ayıp edersin” tanımını yerleştirmenizi önemle rica ederim. İsmet Karaca’nın, Öykü Evren’e  “Seni mahkemeye vereceğim” derken kastettiği şeyin de “Seni Mahkeme Hamamı’na yollayıp, bir güzel kese-masaj yaptıracağım” anlamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani CHP’de yapılacak milletvekili adaylarının sıralanacağı seçim hakim huzurunda yapılacak bir   “önseçim” değil tam tersi, üye ve delege ağalarıyla, ilçe başkanlarının kendi aralarında her türlü pazarlık içine girerek belirleyecekleri, yine her türlü suistimale açık bir “eğilim yoklaması” olacaktır. CHP’nin yapılan son genel seçimde Bursa’dan çıkardığı milletvekili sayısının “arabada 5”, evde çıkaracağınınsa yine “en fazla sadece 5 düzeyinde” kalacağını bu işi bilen herkes söylüyor. Tüzüğe göre genel başkanın 550 milletvekili adayının yüzde beşini belirleme hakkı bulunuyor. Yapılan son kurultayda genel başkan haricinde partinin merkez yönetim kuruluna da yüzde 15’ini belirleme hakkı verildi mi? Etti size yüzde yirmi yani, 110 milletvekili adayının nereden gösterilip, hangi sıralara konacağına Ankara karar verecek. Peki, sıksa sıksa ancak 134 vekil çıkarabilen CHP Genel Merkezi, kurultayda aldığı bu hakkı sonuna kadar kullanır mı  kullanmaz mı sizce? Off, dibine dek, hem de öyle bir kullanır ki hiç sormayın! Şimdi gelelim, CHP bu sözünü ettiğim fark kadar yani, 20-25 milletvekili için bazı İllerde eğilim yoklaması yapar mı meselesine? Bence hele hele Bursa’da hiç yapmasa çok iyi olur çünkü, sadece 2 vekillik için ortalıkta adeta kan gövdeyi götürebileceği gibi, sonuçta genel seçimde hiç kimsenin çalışıp koşturmayacağı bir atmosfer de oluşabilecektir. Sadece “İki vekillik” diyorum çünkü CHP Genel Merkezi’ne  gidip gelenlere açık açık söyleniyor, “Önseçim yapılsa bile ‘fermuar’ yöntemini uygulayacağız” diye. Siyasette donları bir türlü toplayamayan Kılıçdaroğlu ve yönetiminin bu “fermuar” meselesine takıntısı bu yüzden değil; amaçları kendilerinin belirleyeceği milletvekili sayısını arttırabilmek! Örneğin “1, 3 ve 5’nci sıralar benim” diyecek genel merkez; “2, 4 ve 6’ncı sıralar  da eğilim yoklamasıyla orada belirlensin”. Hadi altıncı sırayı boş verin, az önce dediğim gibi onca insan arasından  Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtadan çıkan yavruları misali örgütten sadece “2” kişi aradan sıyrılıp da düşebilecek Ankara yollarına. Geçenlerde biraz Ankara’dan aday gösterileceğine dair söylentiler dolaştı hakkında ama Aykan Erdemir’in Bursa’daki ilk beş içindeki yeri garanti görünüyor. Zengin ve kadın kontenjanına oynayan Sena ablamız da (Kaleli) bahriye çiftetellisi eşliğinde zil çalıp, göbek atarak oturacak kendi sırasına. Ee henüz tanıyıp bilmediğimiz, son anda konacak bir kontenjan ihtimali de var sırada!!.. Size ufak bir tüyo, bu üçüncü kişinin Turhan Tayan olma olasılığı da çok yüksek. Tayan “yine aday olduğunu” açıkladı. Ben kendisinin şimdiye dek seçilemeyeceği bir yere talip olduğunu hiç görmedim. O kadar enteresan ve güçlü bir figürdür ki siyasette, Tansu Çiller’in kendisini yeniden milletvekili yapmayacağını anladığı an yıllardır aleyhinde demedik laf bırakmadığı ANAP’ın Bursa listesinin gidip hem de 1’nci sırasına “tak” diye oturmayı başarmıştı! Peki şimdi siz söyleyin bakalım, isimler ister eğilim yoklamasıyla, isterse genel merkez tarafından belirlensin, beşten geriye kalan sadece 2 sırayı aşağıdaki “deve dişi” gibi ve iddialı siyasetçilerden hangisi doldurur acaba? Şadi Özdemir, Ertuğrul Kaplan, Fatma Belgin Gökçe, Turgut Özkan,  Ceyhun İrgil, İlhan Demiröz,  Özgür Şahin,  Salih Top, Dilek Karabıyık, Hasan Taşkut, Ayşe Şahin, Orhan Ocak, Necati Şahin, Erkan Aydın, Güner Aklan, Yahya Şimşek, Mehmet Küçükaşık…    

Diğer Haberler