Bundan yıllar önce Radyo 16’da haftada bir, gündeme ilişkin konuların tartışıldığı bir söyleşi programı yapıyoruz.
Daha doğrusu arkadaşlar arasında o gün mühim bir işi olmayan yayın saatinde kalkıp geliyor.
Amacımız, ortak dostumuz olan Radyo 16’nın sahibi Gıyasettin Bingöl’e destek olmak.
Gıyasettin bey de katılıyor programlara; bazen stüdyoda 5-6 kişiye kadar çıktığımız oluyor.
Yine günlerden bir gün…
Söz döndü dolaştı, Ortadoğu politikasına geldi.
Canlı yayında Gıyasettin Bingöl dedi ki, “ben orada çok bulundum. Bu gün İran halkı Türklerin Müslüman olduğuna asla inanmıyor. Türkleri Müslüman bile kabul etmiyorlar orada. Asıl İslam’ı kendilerinin yaşayıp yaşattıklarını düşünüyorlar. Hatta öyle ki, ayrıca bizi de sünnetsiz sanıyorlar İran’da!..”
Ortalık önce birkaç saniye buz kesti.
Damarlarında B grubu Rh pozitif milliyetçilik kanı dolaşan eski ülkücü Avukat Ali Seydi Çakırel’in yanıtıyla bozuldu sessizlik:
“Yapma yaa! Demek öyle? Ee açıp gösterseydin o zaman!..”
Yine birkaç saniye daha şok hali ve sessizlik…
Ve hepimiz, koca koca adamlar yuvarlak masanın altında karınlarımızı tutarak gülme krizinegiriyoruz!
Programın teknik yönetmenliğini yapan çocuk mikrofonları nasıl kapattığını bilememiş vaziyette, diğer taraftan da ilk andan itibaren yağmur gibi yağan telefonlara yanıt vermeye çalışmakta.
Sonradan öğreniyoruz ki, çoğu hanım olan dinleyiciler habire bize saydırıp durmaktalarmış,“terbiyesizler, utanmazlar, bir de adam yerine koyup sizi dinliyoruz burada, o nasıl söz öyle, açıp gösterseymiş ya…” falan filan!..
Ali Seydi Çakırel’in o lafından sonra on dakika filan sürmüştü kendimize gelip de yayına dönebilmemiz.
Canlı yayında topluca gülme krizine girmek korkunç bir durum yani sizin anlayacağınız!
İşte, geçen gün Merinos Kültür Merkezi’nde yapılan CHP Bursa İl Kongresi’nde konuşması sırasında “ekip arkadaşlarının mezhepçilik yaparak siyasete soyundukları” iddialarına karşı,“sünni ve sünnetli olduğunu” ispat ve delegeleri ikna edebilmek için salondakilere neredeyse açıp gösterme noktasına geliyordu adaylardan Şadi Özdemir!...
Öyle bir çizgiye geldi, getirildi ki CHP, artık herkes açıp birbirine gösterse bile bundan böyle kolay kolay iflah etmez gayrı!..
Bursa’daki kötü gidişatın birinci müsebbibi Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca’dır.
Siyaset yapabilmek için hiç bir donanımı olmayan, konuştuğunda ne dediği bile anlaşılamayan İsmet Karaca aslında kendisi de Alevi olmadığı halde en baştan beri mezhepçilik ipine tutunarak yol almaya çalışmış, CHP’deki pek çok Alevi kökenli üye de buna ikinci kezdir pirim vererek Karaca’nın değirmenine su taşımıştır ne yazık ki.
Geçmişte partiyi yönetenleri “CHP’yi küçük tutmakla, sadece yakınlarını üye yapmakla, üye föylerini Mezitler’de yakmakla” suçlayan ve bu söylemlerle oy isteyen sahte demokrat İsmet Karaca, Panayır Mahallesi’nden örneğin birbirleriyle akraba olan tümü Alevi kökenli ve Erzincanlı 8, Tokatlı 1 insanı, toplam 9 kişiyi birden neden İl delegesi yaptı acaba?
Yanıtı basit, çoğu geçmişte Osmangazi Belediye Meclis üyesi yazdığı has adamı Bülent Özdemir’in akrabası da onun için!
Bülent Özdemir’in kendisi Şadi Özdemir’in asil yönetim kurulu listesinde, baldızı Sibel Bora’yla,akrabası Gamze Özdemir de yönetim kurulu yedek listesinde ayrıca.
Aynen böyle sarmış İsmet Karaca, Şadi Özdemir’in çevresini.
Söyledikleri gibi öyle “demokrasi” filan değil, “baldız politikacısıdır” bunlar!
Peki, yaklaşık 50 bin nüfusu bulunan Panayır Mahallesi’nde yaşayan başka yörelerden insanlar yok mu?
Bölgenin yüzde 85’ini oluşturan Karslının, Ardahanlının, Zonguldaklının, Arnavut’un, Bursalının, Erzurumlunun, Tuncelilinin temsil hakları ne olacak?
Diğer bölgelerde de aynı şeyi yaptı İsmet Karaca.
Demokrasi filan değil, “Alevicilik” kisvesi altında aynı zamanda “adamcılık” politikasını da uyguladı.
Yazık oldu Bursa’da CHP’ye.
Seçimi kazanan ve Karaca’nın desteklediği Şadi Özdemir’in listesine bakıldığında oradaki asıl belirleyicinin Osmangazi olduğu hemen fark ediliyor.
Çok berbat bir milletvekilliği yapan ve kendinden gayrı hiç kimseye bir hayrı bulunmayan Kemal Ekinci’nin siyasi açıdan bitik hali de okunuyor aynı listede.
Kendisi Zafer Yıldız’ın yanında görüntü vermesine rağmen geçmişte birlikte hareket ettikleriSabahattin Sesli ve Ömer Ataş gibi isimler Şadi Özdemir’i destekleyip, kurultay delegeleri arasında da yerlerini almışlar.
Zafer Yıldız’ın hazırladığı listeyse tam olarak evlere şenlik!
Bir kere “Murat Barın” ismini disiplin kurulunda gören pek çok insan oy vermekten vazgeçti Zafer Yıldız’a.
Partide maaşlı çalışan basın görevlisi Zühal Köseoğlu’nu bile yönetime almış ki, çok garip ve siyasi bir hata.
Kendisine oy verilmemesi için adeta elinden gelen tüm gayreti göstermiş Zafer Yıldız.
Mesela ANAP Yıldırım İlçe Eski Başkanı Tahsin Küçükaslan’ı da yazmış oraya.
Eski sosyalist, önce İsmet’çi, sonra kısmetçi, ardından Recep Çohancı, devamında Hüseyin Özdilek’e yancı Ahmet Haşim Paker de girmiş Yıldız’ın ekibinin içine.
Varlı Petrol’ün sahipleri bile orada yerlerini almışlar ancak, gerçek CHP’liler kapının önünde yapayalnız kala kalmışlar.
Eski tapu-kadastrocu Şerafettin Atalay düğün salonu, Güler Buğday’sa “içli köfte ve kısır kontenjanından” girmiş Zafer Yıldız’ın kurultay delege listesine.
Ha bu arada CHP’nin 38’nci sıra milletvekili adayı malum şahıs Yüksel Baysal ve hayvan sever uzatmalı nişanlısı Veteriner Hekim Melike Soydan’sa her iki listede de kendilerine yer bulamamışlar ne yazık ki, çok üzüldüm tüh tüh tüh, hiç olur mu böyle şey, vah vah vah!..
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yardımcısı yaptığı Turgay Erdem’i habire sırtında taşıyıp duruyor, oysa siyasi itibarı çok düştü Erdem’in, bunun farkında değil mi ki acaba?
Nilüfer Belediyesi’nde Barcı Feza Soysal bir, İmarcı Turgay Erdem iki!..
Milletvekili Orhan Sarıbal, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ve CHP Osmangazi İlçe Başkanı İsmet Karaca’nın bundan sonraki ilk hedefleri Mustafa Bozbey’in başını yemekolacaktır.
Hatta kongre salonunda Bozbey’in, İl Eski Başkanı Zafer Yıldız’a, Büyük Balıklı Mahallesi’nde bir iş verdiği söylentisini hemen yaymaya başladılar bile anında!
Söylenenlerin tersine İl eski başkanlarından Gürhan Akdoğan, listesine yazması için isim vermedi Zafer Yıldız’a, öyle açık açık da desteklemedi.
Yıldız’ın kaybetmesinin asıl nedeni, “genel merkezin tepkisini çekerim” diye korkup Gürhan Akdoğan, Metin Çelik ve Ahmet Memişoğulları gibi partide ağırlığı olan insanlarla iş birliğine gitmemesi ve tam desteklerini de alamamasıdır.
Sadece Metin Çelik, o da az sayıda insan sokabildi Yıldız’ın listesine.
Bu durum karşısında hem “duygulandı”, hem de “yaseminler” tüterken pek bi mesut olduRahşan Affı’na uğrayan CHP Bursa İl Eski Başkanı Metin Çelik!
Ve Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz…
Herkes listelere birilerini soktu, Hayri de geleneği bozmayarak baldızı Hatice Doğan’ı soktuŞadi Özdemir’in yönetim kuruluna.
Biliyorsunuz, CHP’deki bir diğer meşhur baldızcı da eski Milletvekili Kemal Demirel’dir.
“Baldızımın ağzı bal yesin” diye düşünen Kemal Demirel de tam iki dönem boyunca kendisiniMeclis’te danışman gösterip, maaş almasını sağlamış, bu durum ortaya çıkınca şu kadarcık da utanıp sıkılmamıştır partisine oy veren seçmenden.
İşte bakın, gün gibi ortada, bunların yürüttüğü siyaset öyle iddia ettikleri gibi “demokrasi” filan değil, “baldız siyasetidir” aynı zamanda.
Baldızlarını maaşlı danışman yaptırıp, yönetimlere yazdırırlar sürekli.
Sonra da “biz kazandık” diye hiç utanıp sıkılmadan davul zurna eşliğinde göbek atarlar!
Ali Seydi Çakırel’in dediği gibi, akıllarının başlarına gelmesi için benim gibi birilerinin daha çıkarak bunlara gerçekleri “şak” diye açıp göstermesi lazım!
Yoksa şu günlerde artık iyice “adamcılık, mezhepçilik ve baldız siyasetine” kurban edilen CHP gitti gidiyor nokta com!..