
“Abi” diyor telefonun diğer ucundaki Kastamonu’da yaşayan okurum, “CHP’yi ağır eleştirdiğin zaman bazen sana kızıyorum ama işte böyle vakitlerde hak da vermiyor değilim doğrusu.”
Çok şükür, Kastamonu’dan Mardin’e, Bağdat’tan Moskova’ya, Maldivler’den Kaliforniya’ya kadar binlerce okurum var yazılarımı sürekli takip eden.
Bu internet’ten ölçülebilen somut rating hoşuma da gitmiyor değil doğrusu!
Hayır, lafım gazetenin Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Efe’ye, malum yılbaşı geliyor, maraba zam bekler, elini bu kez bari açık tutsun acık!
“CHP üst yönetiminin partiye üye olan ya da her seçimde gidip oyunu oraya veren insanları “bidon kafalı” hükmünde gördüğünü” düşünüyor bahsettiğim okurum.
CHP’nin Kastamonu’da milletvekili listesinin başına konulup da 2002’yle, 2007 yılları arasında mebusluk yaptırılan Mehmet Yıldırım isimli biri varmış orada.
2007 senesinde yine liste başı yapmışlar bunu ancak bu kez seçilememiş.
Sanki memlekette başka insan yokmuş gibi 2014’teki yerel seçimlerde de Kastamonu belediye başkanlığına aday gösteriyorlar bu adamı.
Onu da kazanamıyor.
Kazanamıyor ama…
Ardından ne yapıyor biliyor musunuz?
Bir gün bir açıklama yaparak “Eyüp Sultan Camisi’nde cuma namazımı eda ettim. Orada kulağıma bir ses geldi, ‘CHP’den istifa et, Adalet ve Kalkınma Partisi saflarına katıl’ diye. Ben de katılıyorum” diyor ve bu kez de gidip iktidar partisinden milletvekili adayı oluyor!
Bu adam CHP’nin yıllarca milletvekilliğini yapıyor, yetmiyor yeniden aday gösteriliyor, o da yetmiyor bu kez de Kastamonu belediye reisliğine layık görülüyor ve kimliği, kişiliği her ne hikmetse bir türlü anlaşılamayan(!) bu ve bunun gibi insanlar için Cumhuriyeti, Atatürk’ü seven, tek arzuları “ülkenin cemaatlerin, tarikatların eline geçmemesi” olan iyi niyetli insanların oyları isteniyor!
Çalınıyor, heba ediliyor yani o oylar daha doğrusu!
Geliyoruz 2011 seçimlerine…
Toplam 81 il içerisinde HDP’nin 81’nci olduğu şehir Kastamonu’dur.
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır ki, bu nasıl bir Atatürkçülük, nasıl bir siyaset anlayışıdır ki, CHP’nin bu kez de milletvekili aday listesinin başında geçmişte açıkça HDP’ye destek olan, “oyunu oraya verdiğini, vereceğini” açıklayan, yaşamı boyunca CHP’ye hiç oyu gitmemiş, HDP’nin bileşenlerinden EMEP’in Kastamonu İl Başkanı “Hasan Baltacı” diye bir adam konuyor!
Bindiği ağacı baltayla kesmektir bu durum, kendi ayağına kurşun sıkmaktır!
Akıl tutulmasıdır.
CHP’ye oy verenleri saf, salak, bidon kafalı yerine koymaktır!
Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Selahattin Demirtaş’a çalışan ve bunu açıkça deklare eden Hasan Baltacı dün sabah da saat 10.30’da il merkezinde “Kastamonu CHP İl Başkanlığına adaylığını” açıklamış!
Muhtemelen de delegeler melegeler ayarlandı, bu sözde seçimi gene o alacak!
Önümüzdeki seçimlerde de gene “bidon kafalı” yerine konulacak Kastamonulu CHP seçmeni!
Durun, bitmedi!
Partinin bu kez de 2015’te yapılan ilk seçimlerde yine Kastamonu’da liste başı yaptığı isim “Ahmet Caner Yenidünya” diye birisi…
Adam seçim kampanyası döneminde gezerken ahaliye mis kokulu tesbih ve türban dağıtıyor!
Bu kişi de yaşamında bir kez olsun CHP’ye oy vermemiş!
Sonra ne oluyor biliyor musunuz?
15 Temmuz alçak askeri darbe girişimi sonrası getirilen olağanüstü yönetim döneminde çıkarılan ilk kanun hükmündeki kararnameyle bu kişi “Gülen cemaatiyle ilişkisi olduğu” gerekçesiyle Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki görevinden atılıyor!
Sonra?
CHP Parti Meclisi’nde de Kemal Kılıçdaroğlu tarafından muhtemelen FETÖ’cülerin telkin ve tavsiyeleriyle kendisine yer verilen bu Ahmet Caner Yenidünya, inanmıyorsanız açın bakın, hâlâ orada tutulmaya, CHP üst yönetimi tarafından korunup kollanmaya devam ediliyor!
Aloo, hâlâ CHP Parti Meclisi üyesi bu adam, parti meclisi, uyumayın aloo!
CHP’nin Kastamonu’da 2015’te yapılan bir diğer seçimin milletvekili adaylarından biri de “Hüseyin Selami Çelebioğlu” isimli bir herif.
Abi, bu adam da silme Demokrat Partili, hayatında onun da eli tek sefer olsun CHP’nin oy pusulalarındaki yerine gitmemiş!
“Ben de yedi kuşak CHP’li aileden gelen biri olarak kendimi artık bidon kafalı gibi hissediyorum abi” diyordu telefondaki ses dün büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı içinde!
Kastamonu’daki tek genelevin işletmecisi Salik K. bile aday olmuş CHP’den milletvekili olabilmek için biliyor musunuz?..
Peki, bizde durum farklı mı?
Bursa’nın en büyük ilçesi Osmangazi’nin başkanı da “meyhaneci” mesela!
Yaşamında en iyi bildiği tek iş Arjantin bardaklara sifondan köpüğü ayarlı bira çekmek!
Ve bu adam dün milletvekili adayıydı, yarın yine yapılacak; hatta bırakın milletvekilliğini, alavere, dalavere sonucu oluşturulan delege listeleriyle seçim kazanan “İsmet Karaca” isimli bu kişi önümüzdeki Bursa İl kongresinde İl başkanlığı için en güçlü aday gösteriliyor uyumayın!
Kerhaneci, meyhaneci, bakalım sırada ne var, daha neler göreceğiz CHP’de?!.
Mesela “Kemal Demirel” gibi yaşamındaki en büyük başarısı ‘Meclis’te habire soru önergesi vermek’ olan, ne işe yaradığı, ne yaptığı belirsiz bir adam tam 2 dönem milletvekili olarak kakalandı bize bu şehirde yahu, ne hayrını gördük?!.
CHP’nin aday gösterdiği partiye daha dün gelen, bildiğin “Doğruyolcu” Bursa Milletvekili Erkan Aydın, dar gelirlinin, işçinin, köylünün hakkını aramak yerine Ersin Yazıcı’nın şehir merkezine dikmek istediği gökdelen otelin iş takibini yapıyor bugün!
Atatürk neresinde, Cumhuriyet, laiklik neresinde bu işlerin?
Yusuf Kayışoğlu’nun karısıyla, cihan padişahı Yavuz Sultan Selim’e “Katil Sultan Selim”diyebilen CHP’nin Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’sa mezhepçilik yani, “Alevicilik”yapmakla meşguller!
Geçmişte Ali Haydar Veziroğlu’nun kurduğu Barış Partisi’nden bile çok daha fazla bir Alevi yapılanması var artık CHP’de, menfaatten, çıkardan başka ne var bu işlerin içerisinde?
Geçen, son yapılan Nilüfer Kongresi’nde ağzının payını vermiş Belediye Başkanı Mustafa Bozbey bu artık sarı mıdır yoksa kara mıdır soyadı ballı olan CHP’li Bursa milletvekilinin herkesin içinde!
Adamda kafa çalışmıyor bir kere, cahil!
Hadi bırakın Bozbey’in ne kadar nazik bir insan olduğunu, bugüne dek hiçbir yazara yazı dikte ettirmek gibi kaba ve yakışıksız bir girişim içerisinde asla bulunmadığını bir kenara…
Mehmet Ali Yılmaz’a böyle bir şeyin teklif dahi edilemeyeceğini, edilse bile tam tersini yazacağını da bilmiyor bu şaşkın şekerli çakma bal!
Bozbey ta ertesi gün benim yazımdan öğrendi ileride kendi koltuğuna oturma düşleri gören Orhan Sarıbal’ın yine kendisinin yokluğunda belediye hizmet birimlerini dolaşarakoralarda hava yaptığını.
Atatürk neresinde, Cumhuriyet, laiklik neresinde bu işlerin?
Ömrü CHP’ye, Atatürk’e sövmekle geçmiş Saadet Partisi Eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu’nun ne işi var peki bu partide?
Kimler soktu, kimler önce milletvekili, ardından da parti meclisi üyesi ve genel başkan yardımcısı yapılmasını sağladı Bekaroğlu’nu?
O zaman millet gitsin, Saadet Partisi’ne versin oyunu, vatandaşı “bidon kafalı” yerine koymak değil de nedir bu durum hakikaten?
Geçen gün Oda TV’de haber yapıldı, “CHP’nin örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Tekin Bingöl’ün şirketinin Melih Gökçek’ten yıllarca iş aldığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin taşeron firması olarak çalıştığı” konusu yine.
Adamlarda yüz surat yok bir kere, tınlamıyorlar!
Bu partide koşturan, çalışanlara da hiç saygıları yok bu CHP’yi yönetenlerin.
Geçen dönem mesela Bursa milletvekili listesinin birinci sırası önce yıllarca “merkez sağda”politika yapmış İlhan Parseker’e teklif edildi, yakından takip ettim, çok iyi biliyorum.
Nezaketle “teşekkür ederek” reddetti Parseker, bunu biliyor muydunuz örneğin?
“Onca yıl bu uğurda mücadele verdiniz, her seferinde de ucundan döndünüz, niye kabul etmediniz” diye sorduğumda şunları söylemişti İlhan Parseker:
“Hiçbir taşında emeğim yok ki! Orada yıllarca çalışan arkadaşlara büyük saygısızlık olacaktı, bu da bana yakışmazdı zaten!..”
Partinin Bilim Kurulu’nun başına konulan Sencer Ayata’nın istek ve önerisiyle milletvekili yapılıp, bugün “yurt dışına FETÖ’ye sahte belgeler taşımakla” suçlanan Aykan Erdemir hâlâ aranıyor biliyor musunuz?
Atatürk neresinde, Cumhuriyet, laiklik neresinde bu işlerin?
Geçmişte beni de çok enayi yerine koydular.
Gidip ben de oy verdim bunlara.
Ama artık hayvan terli, yemiyor!
Bugün bu CHP’ye gidip oy vermek açıkça, “Ben de bir bidon kafalıyım” demektir, gerisi laf-ı güzaf!
Yazdıklarımdan bir tanesi yalansa “yalan” deyin, kalkıp bilgisayarımın klavyesini kırayım?!.
Hadi?