Kafkas derneklerine ziyarete gidiliyor, partinin onca yıl Bursa İl Başkanlığı görevini yürütmüş, beğenirsiniz beğenmezsiniz, onca sene gece gündüz, kar kış demeden koşturup emek harcamış, milletvekili listesinde seçilemeyecek sırada da olsa Gürhan Akdoğan bu programa yazılmıyor ve oraya bir diğer aday Deniz Baykal gönderiliyor, düşünebiliyor musunuz?
Abhaz kökenli olan Akdoğan Çerkes’tir, bunu herkes bilir.
Daha dün yolumuz Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis eski başkanı ve DYP Bursa İl eski başkanlarından İlhan Parseker’in petrol istasyonundan geçti.
Parseker de oradaymış.
Benim bu kadar kilo almamın en büyük sorumlusu Hamza’dır (Eren) bu böyle biline!
Askeri Hastane’nin karşısındaki Karadeniz kebap ve Pide Salonu’nda yenilen o nefis kebapların ardından ofisine uğrayıp iki soda, bir orta kahve içimi kadarlık süre için uğrayıp da iki lafın belini kırmak artık farz olmuştu.
Sohbet sırasında “Neden kabul etmedin başkan” diye sorunca cin gibi neyi kastettiğimi hemen anladı Parseker.
2011 genel seçimleri öncesinde Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan İlhan Parseker’i o sıra bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun arayıp da Bursa milletvekili listesinin 2’nci sırasını teklif ettiğini, daha sonra “acaba 1’nci sırayı beklediği için mi kabul etmedi” diye düşünülerek devreye Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın sokulduğunu biliyorduk bilmesine ama bu gelişmeleri Parseker’in kendi ağzından dinlememiştik henüz.
“Birincisi” dedi İlhan Bey, “onca yıl CHP’yi eleştirerek siyaset yaptım, şimdi gidip de oradan milletvekili olmayı yakıştıramadım bir türlü kendime!..
İkincisi de, benim partide şu kadarcık emeğim geçmemiş… Orada emek harcayıp milletvekili olmayı hak eden onca insan varken gidip aday olmam demek, emeğe karşı büyük bir saygısızlıktı. Benim geçmişte siyasette çok hakkımı yediler. Onun için, bunun nasıl bir duygu olduğunu çok iyi bilirim. Umut Oran’a aynen bunları söyledim. Yoksa ben tam 25 yıl milletvekili olabilmek için uğraşmış bir adamım. Aksini düşünsem, kabul etmez miydim sanıyorsun? Nitekim benden sonra da ‘gel merkez sağdan gel adayımız ol’ diye Turhan Bey’e (Tayan) teklif ettiler. Hatta benim bu tavrımı öğrenen Yahya Şimşek ve Şahin Gençal da daha sonra arayıp tebrik ettiler.”
İlhan Parseker “yazma bunu” dedi ama ben de “hayır, uygun bir nokta geldiğinde yazacağım başkan bilesin” yanıtını verdim kendisine.
Politikayla uğraşanlar için çok özel ve belki de hiç örneği olmayan ve mutlaka bilinmesi gereken çok önemli bir dersti bu!
Peki, İl eski Başkanı Gürhan Akdoğan’a bu vefasızlığı, daha da ötesi bu saygısızlığı kim mi yapıyor?
Çok ayıpladım, çok çok kınadım kendilerini, CHP’nin Bursa Seçim Koordinasyon Merkezi’ni tamamen ele geçirmiş olan bir diğer milletvekili adayı Şadi Özdemir’le, Kayınbiraderi İlker Şener ve CHP Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü Erdal Aktuğ’dan oluşan ekibi!
Kim nereye gidecek, tüm programları bunlar belirliyorlar orada.
Nilüfer Belediyesi’nin eskiden bulunduğu Nilpark’ın 3’ncü katına bilgisayarlarını getirip tezgahını kuran Şadi Özdemir’e, yeni atanan İl Başkanı Zafer Yıldız getirip teslim ediyor partinin tüm data verilerini.
Ben bu güne kadar Şadi Özdemir’in CHP’de bir süpürge yaptığını ya da cebinden çıkarıp da bin lira para verdiğini hiç görüp duymadım!
Peki, neyin peşinde kendisi?
Seçimlerden sonra belirlenecek Bursa İl Başkanlığı’nın elbette!
Bu gün CHP’lilere vereceğim “ilk kötü haber seçim koordinasyon merkezinin daha şimdiden çöktüğü ve orada görevli İl Başkan Yardımcılarıyla, eski SHP’li ekibin birbirine düştüğü” yönünde.
Seçim İşlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Nazım Sevgel’in istifadan, İl Başkanı Zafer Yıldız tarafından zorla vaz geçirildiği konuşuluyor siyaset kulislerinde.
Partide daha şimdiden “CHP’li-SHP’li ve bir İl Başkanlığı savaşı” başlamış durumda, haberiniz olsun!
Ön seçimde kendisine oyun yapıldığını anlayan Necati Şahin mesela Erkan Aydın’ın yüzüne bile bakmıyor karşılaştıklarında!
Kabahatini iyi bilen Erkan Aydın’sa göz göze gelmemek için kaçacak yer arıyor Necati Şahin’le bir araya geldiklerinde.
Şahin’le, Parti Meclisi Üyesi Sena Kaleli’nin arası da çok bozuk. Ağızlarını bıçak açmıyor bu ikilinin! Kamil Koç’u da sattıktan sonra iyice boşa çıkan Sena Kaleli’ye milletvekilliği çok tatlı gelmiş olmalı ki, işin ucunu bir türlü bırakmak istemiyor!
O grubun amacı da Deniz Baykal’ı İl Başkanı yaparak, kurultay delegesi olup, kapağı yeniden Ankara’ya, CHP Parti Meclisi’ne atmak.
Bu arada yine Erkan Aydın ve İl Başkanı Zafer Yıldız arasında “ciddi bir seçim bürosu krizi” yaşandığı bilgisi de gelen haberler arasında.
İl Başkanlığının hemen altındaki dükkanı kendisine seçim bürosu olarak tutup da 6 bin lira kirasını da peşin ödeyen Aydın’ın, Zafer Yıldız’ın “hiç kimseye partiye yakın büro açtırmam” yanıtı karşısında eli böğründe kala kalıyor!
Milletvekilliğini kendine garanti gören Erkan Aydın önce sallamıyor atamayla gelmiş İl Başkanını ama sonra devreye başka birileri girince bu arıza hafif yaralı olarak bekleme odasına alınıyor.
Geçenlerde bir kriz de partinin “propaganda kurulunda” yaşanıyor.
Yumurta artık kapıya gelmişken henüz ilki yapılacak propaganda toplantısının tarih ve zamanını üyelere bildiren kuruldan sorumlu İl Başkan Yardımcısı Can Ulusoy tam bir “sorumsuzluk örneği” göstererek aynı gün çekip İstanbul’a gittiği gibi üstelik, “üyelere gelemeyeceğini” de bildirmiyor!
O saatte duyurulan yere varan üyeler gündemin ne olduğundan bile habersiz vaziyette boş beleş gözlerle birbirlerine bakıp hasret gideriyorlar!
Ve bu sayede Can Ulusoy’un “sorumluluktan sorunlu” olduğu çıkıyor ortaya!
Hiç kimse kızmasın ama yine gerçekte tam olarak ne yazık ki böyle, bir sevgisizlik, bir beceriksizlik, bir kavga hali hakim CHP’de yine ortada.
Beş ve altıncı sıradakiler hariç olmak üzere hiç kimsenin derdi partinin daha fazla oy alabilmesi filan değil, bol bol Facebook’tan fotoğraf yayınlayıp piyasa yapmak suretiyle herkes millete “ ne kadar çok çalıştığını” gösterip de geleceğe yatırım yapma peşinde.
Kimi İl başkanlığına oynuyor, kimi yönetimlere, bir kısmı da 4 yıl sonra yine milletvekili adayı olmaya.
Yazının sonunda gelelim CHP’lilere vereceğim “son kötü habere!”
CHP Bursa İl Başkanı Zafer Yıldız iki gün önce yapılan yönetim kurulu toplantısında üyelere diyor ki, “arkadaşlar Bursa için yeni bir kamu oyu araştırması yapıldı. Sonuçların tamamını önümüzdeki günlerde genel merkezden öğrenip sizlerle de paylaşacağım ama partimizin durumu Bursa’da hiç iç açıcı değil, bunu bilesiniz!...”
“Hiç iç açıcı değil” demek, acaba ne demek?
Yani, Necati Şahin’in son yerel seçimde aldığı yüzde 29.8’e denk gelen 594 bin oydan da mı geri demek?
Yoksa, 2011 yılında yapılan genel seçimlerde alınan ve yüzde 25’e denk gelen 411 bin rakamından da mı geride şu anda CHP Bursa’da?
Yok artık!
Onca vaat ve AKP’nin yaptığı onca yanlışa rağmen CHP Bursa’da bile yüzde 35’i de aşamayacaksa eğer, Kemal Kılıçdaroğlu yanına Mehmet Bekaroğlu’nu da alıp gitsin de havuzlu villasına, orada birlikte tavla oynasınlar artık!