En güzel yorumu Şehir Gazetesi’nin sahibi Nezir Asaroğlu yapmış:
“Türkiye’nin en büyük kapitalistinin Fenerbahçe’ye başkan seçilmesine sevinen solcuların şapşirikliği!..”
Eski Millî futbolcu, teknik direktör, sendikacı ve TKP üyesi olan bir dönemin yıldızlarından Metin Kurt’un kemikleri sızlamıştır herhalde yattığı yerde bu duruma!
Bir de Doğan görünümlü Şahin yani, kendilerini solcu sanan CHP’li bazı kımıl zararlıları var ki, sosyal medyadan yardırıyor şapşirikler, “Ali Koç Fener’i kazandı, Muharrem İnce de Cumhurbaşkanlığını kazanacak pek yakında” diye!
Daha önce de dedim, tekrarlıyorum:
“Bu memlekette Cumhurbaşkanlığı Muharrem İnce’ye 10 numara kalın gelir!..”
Kendilerine “solcu” diyen CHP yöneticileri bırakın emek sermaye çelişkisini anlamayı, emekçi kesimin partilerinden milletvekili olabilmesinin bile önüne geçmiş durumdalar!
Bu gün milletvekili aday adayı olabilmek için genel merkeze 11 bin lira parayı bir çırpıda gözü kapalı ödeyebilecek kaç emekçi var kentimizde?
Listeler kesinleşmeden önce Bursa İl Başkanlığı da ikişer bin 500 lira doğramış mı bu 47 aday adayını!
Sadece bunlarla kalsa o da iyi…
CHP İl Yönetim Kurulu’nda başını İl Sekreteri Erol Gülmez’in çektiği, Sayman Önal Arda, Bilişim Sorumlusu Uğur Korkmaz, İl Başkan Yardımcısı Erman Aydıngün ve Gülver Deniz’den oluşan bir hizip var ki, yönetim kendi içinde daha şimdiden parçalanmış durumda Bursa’da.
Milletvekili adaylarını sürekli telefonla arayarak tekrar para istiyor, taciz ediyormuş bu ekip!
Millet yılmış, illallah etmiş bunlardan.
Hüseyin Akkuş’un İl Başkanlığı’na seçildiği sırada O’nun listesine girerek İl Sekreteri oldu DSP’den gelen Erol Gülmez.
Erol Gülmez’in bulunduğu her siyasi ortamda ikilik vardır, ayrışma vardır, hizip vardır.
Benden önce bu görevde bulunan DSP’nin merhum Bursa İl Başkanı Orhan Çetinkan ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çelik, “partide huzuru bozuyor, ikilik yaratıyor” diye atmışlar bunu partiden, ihraç etmişler o zaman!
Gencim, tecrübesizim o vakit henüz, dahası iyi niyetliyim, partide birlik, huzur, barış, kardeşlik ortamı yaratacağım ya?!.
Vardı bunlardan böyle birkaç kişi, Erol Gülmez, Emin Demircioğlu, Lütfü Kanoğlu gibi mesela…
Parti binalarına sokulmuyorlardı, yasaktı!
Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit’in önüne yatmıştım adeta “Bu arkadaşları geri alıp, partiye yeniden kazandıralım” diye!
İhraç kararlarını çok güç de olsa kaldırttım.
Rahşan yengeyle papaz olup, istifa ettikten çok sonra öğrenecektim içlerinden bazılarının olmayan şeyleri sanki olmuş gibi yalan yanlış Rahşan Hanıma yazarak, altımı oymaya çalıştıklarını.
Kırk yıllık kani, olur mu yani?!.
Erol Gülmez’den İl Başkanının odasına sürekli gizemli gizemli girmeler, arkadan kapıyı kapatmalar, fısır fısır konuşmalar…
CHP’li diğer İl yöneticileri çoktan gıcık olmuş durumda Erol Gülmez’e; keza diğerlerine de öyle.
CHP siyasetinde aklınca, parti içinde kısa yoldan köşeyi dönecek…!
Kemal Kılıçdaroğlu’na kendini tanıtıp, çarçabuk gözüne girecek ya uyanık?
Oto yan sanayine çalıştığı atölyesinin bulunduğu Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi yönetiminin sadece 125 kişilik salonuna ricayla çağırdığı birkaç sanayici arkadaşını ve ağırlıklı olarak mavi yakalıları toplayarak sözde Kemal Kılıçdaroğlu’nu işadamlarıyla buluşturdu geçen haftaki gelişinde!
Yetmedi, atölyesine götürerek preslerini de gösterdi.
Kılıçdaroğlu bunu ne kadar yedi bilinmez ama…
CHP Bursa İl Yönetiminin, Akademik Odalar yerleşkesindeki salonda düzenlemeye çalıştığı muhtarlar, sivil toplum kuruluşu başkanları ve hemşeri dernekleri yöneticileriyle yine Kemal Kılıçdaroğlu’nu buluşturmaya çalıştığı toplantı tam bir fiyaskoydu!
Tam 45 dakika dışarıda, aracında bekledi Kılıçdaroğlu salonun dolmasını!
Korumaları sürekli içeride şaşkın durumda gezinen Erol Gülmez’in yanına giderek “kendilerine salonun son halini gösterir fotoğraflar atılmasını” istediler!
Daha sonra sağa sola telefon edildi, partililerden, eş dosttan, insanlardan ricacı olundu da güç bela öyle doldurulabildi salon.
CHP Bursa’da eski solcu, sonradan doğruca kapitalizme yolcu üç beş kişinin elinde bulunuyor şu ara.
İl Başkanı Hüseyin Akkuş…
Demokratlığın “D’si” yok!
Emeğe, partide yıllarca uğraşıp çaba harcayanlara hiç saygısı yok Hüseyin Akkuş’un.
Yeni panpisi İl Başkan Yardımcısı yaptığı Bal Göç Genel Sekreteri Gülver Deniz’in ağzına bakarak, Bal Göç Başkanı Yüksel Özkan’ı listede 2’nci sıraya koydurdu mesela…
Yetmedi, niteliği, bilgisi, birikimi on numara beş yıldız olan ancak CHP örgütlerine hiç sormadan 4'ncü sıraya koyduğu bri Kayıhan Pala örneği var mesela.
Partide en iyi panpası 2’nci sıradan milletvekilliğini yine garantileyen “emir eri” Erkan Aydın!
Erkan Aydın’ın da listelerde etkili olduğu ve hemşerisi Gürel Yılmaz’la, Avukat Deniz Baykal’ı listelere koydurmadığı konuşuluyor.
Peki ne istiyor bu ekip gelecekte CHP siyasetinden, ne umuyor?
Tek dertleri Nilüfer’e çökmek, açık söyleyeyim!
Erol Gülmez sağda solda “Gitsin artık Büyükşehir’e aday olsun” diyormuş Mustafa Bozbey için!
Hizipteki diğer isimler de ona keza…
Hangilerinin belediye meclis üyesi olacağı, kimlerin belediye başkan yardımcısı yapılacağı daha şimdiden belliymiş!
Akıllarınca ip artık ellerinde ya?
Önce Kayıhan Pala’yı düşünmüşler Nilüfer’e başkan adayı olarak!
Hüseyin Akkuş, Kayıhan’ı 4’ncü sıraya koyarak sözde taltif etti!
O artık hakkını yitirmiş oldu böylece!
Şimdi de Akkuş’un Nilüfer Belediye Başkan adayı yapılması gündemdeymiş!
Kendi beldesinde sevilmeyen, SHP dönemindeki siyasi rüzgarla hasbelkader Görükle Belediye Başkanlığına geldikten sonra Görükleliler tarafından bir daha seçilmeyen Hüseyin Akkuş, Nilüfer’de seçim alacak ha?!.
Mustafa Bozbey’in haricinde orada başka bir adamla seçime girmek, koltuğu altın bir tepside Ak Parti’ye armağan etmektir, işte bu kadar!
Bunlarda kafa da o kadar az çalışıyor ki, Nilüfer’de seçmenin CHP’ye oy verdiğini sanıyor garipler; oysa, Bozbey’e rey veriyor millet!
Ama…
Yeter ki bunlara hiç yüz vermeyen Mustafa Bozbey yerine Ak Partili biri otursun başkanlık koltuğunda, onlar meclis üyesi olsun fazlasıyla yeter; dilediklerini bir şekilde yaptırırlar nasılsa!
CHP’de işler, bombozuk bu gidişler hep aynı be yaa!
Bu arada…
“Adaylardan habire para istemeyi sürdürüyorlar” dedim ya?
“Üç yüz artı üç yüz”, toplam kılçıksız 600 bin lira para gelmiş genel merkezden, bakalım nerelere paylaştıracaklar izleyip göreceğiz?