Yazının başlığına bakıp da Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir “kadın politikası” olduğunu filan sanmayın, çünkü yok öyle bir şey.
CHP’de kadın, kadının kurdudur, üçü beşi bir araya geldikleri vakit birbirlerini nasıl yolacaklarının hesabını yaparlar!
Sözde parti yönetimlerinden ayrı, bağımsız bir organdır Kadın Kolları CHP’de; yine güya yöneticilerini demokratik bir şekilde kendi aralarında seçimle belirlerler.
Nah belirlerler!
Her türlü antidemokratik yöntem ve baskı uygulanır delegelere seçimler sırasında.
Mesela Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, kendisinin desteklediği aday seçilsin diye aramadık kadın, yapmadık şey bırakmadı son seferinde.
Çok hırslı bibik çıktı şu Orhan Sarıbal, oysa en başta sakin efendi biri gibi duruyordu, demek ki çok biriktirmiş yıllar yılı içinde!..
Kadın Kolları Genel Merkezi’nde durum böyle de Bursa’da farklı mı sanki?
Seçime tek aday olarak giren Fatoş Birinç kazanmıştı son seçimi.
Ee be Fatoş, paran yok, pulun yok, ne girersin boyundan büyük işlere be gülüm?!.
Türkiye’de siyaset demek, “para” demek, “yatırım” demek!
Üç koyarsın, tam 33 alırsın; tabii Bursa eski Milletvekili Kemal Demirel müstesna, çuf çuf Kemal hiç koydu, 333 aldı dönerken.
Siyasi Partiler Yasası değişmedikçe, aynen Bursaspor’da olduğu gibi “aidatını ödemeyenlerin oy kullanamayacağı” kuralı getirilmedikçe “koy parayı, bul karoyu” sistemi sürüp gider politikada.
En basitinden kendini tanıtıp sevdirebilmek için adım atsan para.
Milletvekili olabilmek için il, ilçe örgütlerine indirme yapman lazım, önü para, sonu para.
Evden partiye bile zar zor, bazen de otostop yaparak gelebilen Fatoş’un önündeki en büyük engel parasızlığıydı.
Hiç kimse destek de olmuyordu sahaya çıkıp çalışma yapabilsin diye.
Bursa CHP İl Başkanı Şadi Özdemir gıcık oluyordu Fatoş’a; herkesin içinde açıkça “ben seninle çalışmak istemiyorum kardeşim” diye çemkiriyordu yüzüne sürekli.
Burasına kadar geldi artık kadının.
Oysa “seçilmiş” bir kadın kolu başkanıydı Fatoş Birinç.
Eski İl Başkanı Metin Çelik’in satın alıp partiye hediye ettiği minibüsü herkese veriyor, gelin görün ki sıra kadın kollarına geldiğinde kolunu (!) gösteriyordu Şadi Özdemir.
İstifa etmemek için inadına direniyordu Fatoş.
Bursa eski Milletvekili Sena Kaleli de CHP’de 3 koyup, 33 alanlardan biriydi.
Partide keseyi az açarak önce Büyükşehir belediye başkan adayı olmuş, sonra da hızla önce milletvekilliğine, ardından da parti meclisi ve genel başkan yardımcılığına kadar yükselmişti.
Liyakat, emek, hizmet, birikim beş kuruş etmiyordu CHP’de, asıl olan nakitti.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse geçen gün haldır haldır Sena Kaleli’yi soruşturuyordu ortalıkta, “kimdir, nerede oturur, ne yer, ne içer” diye?
Fatoş Birinç’in artık istifasını vermek üzere Angara’ya gittiğini biliyordum; Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşmeye çalışacak, eğer bunu başarabilirse Şadi’yi şikayet edip ağlayacak, eğer Kılıçdaroğlu da “üzülme evladım, ben porselenle görüşürüm, sen sakın istifa da etme” derse eğer, genel merkezin önünde el edeceği bir tır şoförüne “kendisini Bursa’ya kadar bırakmasını” rica edip, hopbidi hopbidi dönecekti geriye.
Sadece bir simit alabilmişti gelirken, onun da yarısını Mezitler’de yemişti zaten, kalan yarısını da kendisini getiren Manisalı o koyun tüccarına ikram etmek zorunda kalmıştı.
Leş gibi gübre kokuyordu kamyonun içi de ama yapacak bir şey yoktu.
Tanrı’nın bu dünyadaki hesabı, adalet anlayışı bir garipti doğrusu.
Kamil Koç otobüs firmasını Yahudilere iyi bir rakama kakalayıp yüz milyonlarca dolar parayı indiren Sena Kaleli her gün ekmek arası suşi yirken, kendisi kuru simide talim ediyordu işte böyle!
Hele kendinden önceki kadın kolu başkanı Ayşe Şahin iyice semirmişti kebapları götüre götüre!
Olsundu, direne direne kazanacaktı!
Yaşasın halkların kardeşliğiydi!
“Yok artık” dedim kendi kendime Fatma Köse’nin, Sena Kaleli’yi araştırdığını öğrenince!
İşsiz ve de boşta kalınca evde adamın ömrünü yiyen Sena Kaleli, siyasete yeniden devam edebilmek için Bursa İl Kadın Kolları Başkanlığı’nı kabul edecek kadar ufalmış olamazdı!
Demek ki Fatoş ağlamakla Kılıçdaroğlu’nu etkileyememiş, istifa dilekçesini de vermiş olmalıydı, o kesindi ancak Sena Kaleli konusuysa tam bir muammaydı işte.
Sena Kaleli, Bursa İl Eski Kadın Kolu Başkanı Ayşe Şahin ve İl Başkanı Süheyla Özdemir birbirleriyle panpaydı.
Boş zamanlarında birlikte sek sek oynarlar, ip atlarlardı.
Mesele daha sonra anlaşıldı.
Fotoş’un istifasının ardından Bursa’ya yeni kadın kolu başkanı olarak “Süheyla Özdemir’in” ismini vermişti Şadi, Sena Kaleli de bu doğrultuda genel merkezde lobi yapıyor, Kılıçdaroğlu’nu baskı altına almaya çalışıyordu.
Genel Başkan “Süheyla Özdemir” ismini verdi Fatma Köse’ye atamasının yapılması için.
Çok acayip, ucube bir demokrasi anlayışıyla yürüyordu CHP’de işler.
Fatma Köse de “arkasında Sena Kaleli diye bir kadın olduğunu” öğrendiği için onu soruşturmaya başladı.
Meselenin özü işte böyleydi.
Referandum öncesi bu Sena Kaleli ve Ayşe Şahin hava yapmak için sosyal paylaşım sitelerinden fotoğraflar paylaştılar, “kadınlardan oluşan 200 kişilik ekip kurduk, yollara düşüyoruz” filan diye.
Oysa sadece 2 mahalleye gittiler!
CHP’de, Bursa’da 200 kadının bir araya geldiği nerde görülmüş?
Toplanabilen kadın sayısı 20’yi bile bulmuyordu gerçekte!
Peki, bu Süheyla Özdemir kim miydi?
Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir’in akrabası, kim olacak?!.
Recep Tayyip Erdoğan damadı bakan yapınca laf ediyorlar, adam üst düzey profesyonel yöneticiyken üstelik.
Bursa’da CHP’nin kadın kolu başkanlarını ortadan ayırmışlar!
Ee Şadigil de gelinlerini kadın kolu başkanı yapıyor, ne olcak şimdi?
İnanın bunlar iktidar olsunlar, baldızlarının baldırını Cumhurbaşkanı yardımcısı yapmazlarsa ben de n’olayım!
Alın size örnek:
Hatırlayın, Bursa eski Milletvekili Kemal Demirel tam iki dönem boyunca baldızını danışman olarak gösterdi ve böylece paranın aile içinde kalmasını sağladı!
Alın size CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu…
Bir kendi, bir de gocasının akrabasını yanına danışman ve şöfer olarak aldı ve hala hiç sıkılmadan Meclis’te tutuyor!
Bunlara mı güvenecek bu millet?
İllet bunlar illet!
Bu arada iki gündür Fatoş’a bir türlü ulaşamıyorum!
En son Bozüyük civarında Bursa’ya doğru yürürken görmüşler; araçtan mı indirdiler acaba garibimi?!.
Kurt kuş yiyecek “siyaset, miyaset” derken Ankara yollarında vallahi!