Yazarlar

Çok özür dilerim

post-img
Çok çok özür dilerim. Bu da bir yazarlık zafiyeti işte. İnsan bazen düşüncelerini kaleme alırken okuyacakların da aynı bilgilere sahip oldukları algısına kapılıp kısa, kestirme yoldan hemencecik yazıveriyor. Tekrar özür dilerim! İsmail Tunca’yla bundan yaklaşık üç yıl önce bir seçim çalışması için gittiğimiz Osmangazi’nin Kemerçeşme Mahallesi’nde bulunan Pınarlar Kahvehanesi’nde tanışmıştık. Pek çok insan sadece dinlerken İsmail’in meraklı ve ısrarlı soruları karşısında azıcık bunaldığımı itiraf etmeliyim. Fakat her halinden belli olan samimiyeti bu ilk tanışmayı arkadaşlık noktasına taşıyacaktı daha sonra. İsmail Tunca Cumhuriyet Halk Partisi Kemerçeşme delegesi. Demiryolu altından yani. Tophane Endüstri Meslek Lisesi mezunu. Bir firmada kalite sorumlusu olarak çalışıyor. Rumeli Türk’ü İsmail. Allah bağışlasın, kendisi gibi yakışıklı bir oğlu ve dünyalar güzeli bir de kızı var. Dün akşam aradı. “Ayın 20’sinde yayınlanan yazın çok güzel olmuş. Altına ben de imzamı atarım  ancak, son bölümüne hiç katılmıyorum” dedi. Şunu demiştik orada: “…Hülasa, lise mezunu araba yedek parçacılarını, birahane işletmecilerini  Ankara’ya yollamak yerine parti içindeki değerlerini fark edip azıcık kendine gelmeli CHP artık. Ulus olarak buna çok ihtiyacımız var.” Sevgili İsmail’in dediği gibi elbette insanları tahsil durumlarına göre ayrıştırmak son derece yanlış. Kaportacı, meyhaneci, lastikçi diye sınıflandırmak asla doğru değil. Seçilme şartlarını taşıyan her Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı dilediği yere aday olup, bu hakkını sonuna kadar kullanabilmeli. Bir lise mezunu Bülent Ecevit bu ülkede nasıl başbakanlık yaptıysa, kendisini yetiştiren herkes o makama talip olabilmeli. Gerçekten çok özür diliyor, affımı rica ediyorum. Ancak dediğim gibi, kişilerle ilgili herkesin her şeyi bildiği varsayımından hareketle böyle bir yanlışa düştüm. Ben orada birahaneciler derken, iftiracı, yalancı, üç kağıtçı birahanecileri kastettim; namuslu, ahlaklı siyaset yapanları asla değil! Oto yedek parçacıları, birahaneciler derken, evladı yaşındaki partili genç kızlara sarkan, Nesrin Baytok modelini Bursa’da da yaşama geçiren ahlak, edep yoksunu parçacılardı, birahanecilerdi  sözünü ettiklerim, diğerleri kesinlikle değil. Yoksa bu milletin tamircilerine, kaportacılarına, marangozlarına ve dahi yorgancılarıyla, ahlaklı kalaycılarına can kurban. İlkokul mezunu, hatta ilkokulu bile bitirmemiş bilgelerden daha bilge pek çok insanına can kurban. Çok özür dilerim İsmail’den ve onun gibi algılayan okurlarımdan. Sü'rçülisan ettik affola.  

Diğer Haberler