Yazarlar

Dayanamirem!

post-img
Azerbaycanlı şair Mirza Alekber Sabir tarafından yazılan şarkının sözleriyle başlayalım bu gün lafa:   “Ay Balam Tek Başıma Çıkirem Ben Dağlara Bala, Dağlara Bala, Dağlara  Dağlara Bala Dağlara  Yangınlı Volkan Görirem Cin Görirem, Can Görirem  Mühtelif Elvan görürem  Bin Türlü Tufan Görirem Korkmirem  Korkmirem Bala Korkmirem  Ay Balam Şafak Vakti Düşirem Ben Çöllere Bala, Çöllere Bala, Çöllere  Çöllere Bala, Çöllere Çöllere Bala, Çöllere Bin Türlü Elvan Görirem  Kükremiş Arslan Görirem Kan yiyen Sırtlan Görirem  Cin Görirem, Can Görirem Bin Türlü İnsan Görirem  Çok Tufan Elvan Görirem  Bin Türlü Hayvan Görirem  Dalgalı Umman Görirem Cin Görirem, Can Görirem Kükremiş Arslan Görirem Kan Yiyen Sırtlan Görirem  Dalgalı Umman Görirem, Korkmirem  Korkmirem Bala Korkmirem  Ay Balam Bu Korkmamazlığım İle, Bu Korkmamazlığım İle  Vallahi Bala, Billahi Bala, Tillahi Bala  Harda Bir Yobaz Görirem Harda Bir Bağnaz Görirem Harda Bir Softa Görirem Harda Bir Molla Görirem Korkirem Bala, Korkirem Bala, Korkirem  Korkirem Bala, Korkirem Kandan Fikirlerinden Riyakar Zikirlerinden  Korkirem Bala, Korkirem Bala, Korkirem Bala  Korkirem Bala, Korkirem Bala, Korkirem  Korkirem Bala, Korkirem…”   Ben de aynen öyle…   Nerde bir iftiracı görürem…   Alçak görürem…   Yavşak görürem…   Çakal görürem…   Hele hele bazen de bir “mazlum” görürem…   Dayanamirem!..   Belediyede fotoğraf karelerine girerek geçinen avantacı takımını BURFAŞ’a sokmadığı, onları kışaladığı için, yine onların dolduruşuna gelen İnegöl’deki Kafkas Derneği’nin yöneticilerinin de acemice ve fevri hareketleri sonucu sosyal medyada “Kafkas düşmanı” ilan edilip, neredeyse linç edilme noktasına getirildi Genel Müdür Muhammed Gümüşsoy!..   Bir kere ayıp!..   Adamı Cumhurbaşkanlığına kadar şikayet etmişsiniz…   Onu yapacağınıza iki satır dilekçeyi yazıp da iftarın verileceği geçen Cuma günü saat 17.00’ye kadar Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne fakslamayı beceremeyen dernek yöneticilerinizin yerine başkalarını koyun önce!   Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin Balkanlar ve Kafkaslara karşı düşkünlüğünü herkes biliyor.   BURFAŞ kanalıyla belediyenin Ramazan ayı boyunca Kafkaslarda verdiği iftarlara bakın önce de azıcık utanın:   Acarya Özerk Bölgesi, Batum, yer Orta Cami, 7 Türk lokantasıyla anlaşma yapıldı. Her gece 350 kişilik iftar yemeği. Abhazya Cumhuriyeti, Sohum, Sohum Mescidinde bir lokantayla anlaşma yapıldı. Toplam 29 gün boyunca her gece 60 kişilik iftar yemeği. Çerkez Adige Özerk Cumhuriyeti, Maykop, toplam bin 600 kişi. Dağistan Özerk Cumhuriyeti, Mohaçkale, Derbent, toplam bin 200 kişi. Azerbaycan Devleti, sınır boyu, 6 grup köyü, Kaçmaz, Kusar ve Kuba bölgelerinde, toplam 600 kişilik iftarlar.     Tüm bu organizasyonları başarıyla yerine getiren, Bursa Büyükşehir Belediyesi adına merkez ve ilçelerde Ramazan ayı boyunca 10 binlerce kişilik iftar yemeği organizasyonları gerçekleştiren adam İnegöl’deki Kafkas Derneği’nin bir faks mesajı göndermeyi beceremeyen yöneticileri tarafından düşman ilan edilecek öyle mi?     Yazarınız bunu bilip de böyle bir durum karşısında sessiz kalmaz, kalamaz!   İnegöl Belediyesi’nde çalışan ve faks mesajını göndermesi rica edilen kişiyle görüştüm; “o gün işlerinin yoğunluğu nedeniyle saat 17.00’ye kadar bunu gerçekleştiremediğini” anlattı.   Dernek Başkanı Ömer Faruk’la da görüştüm; o da “İftar yemeğinin verileceği Cuma gününün öğleden sonrasına kadar Muhammed Gümüşsoy’un bundan haberinin dahi olmadığını” açıkça teyit etti.   Peki başkan olarak niye “faksın çekilip çekilmediğini” kontrol etmedi, “gönderildi” onayını aldıktan sonra niye yetkililerle temasa geçmedi, işte asıl sorun burada!   Öte taraftan insan, belediyede hiçbir görevi ve yetkisi olmayan Nedim gibi birinin lafına güvenip de yola çıkar mı?   Yetkili birinden güvencesini almadan davetiye bastırır mı?   Hadi bunları da geçtik…   Kendi beceriksizliğini ve kabahatini örtmek için, aynı günün akşam saatlerinde “senin o faksı gönderdiğini sanan” ve hatanın nereden kaynaklandığını henüz anlayamayan Gümüşsoy’la yaptığın mesajlaşma görüntülerini sanki “iftar yemeğinin teyidi günler öncesinden yapılmış gibi” basın mensuplarına sızdırıp, hem kendi camianı, hem de gazetecileri kandırmaya da girişiyorsun!   Olmadı kardeşim!..   Hem de hiç olmadı.   Dernek yöneticisi Murat Aktaş’a, Muhammed Gümüşsoy’u Cumhurbaşkanlığına şikayet ettirmek de neyin nesi?   İşte bununla da artık tam ortasına resmen tüy dikmişsiniz!   İşte Gümüşsoy’un yanıtı, millet okusun da gerçekleri öğrensin:   “Sayın Murat Aktaş :   Cumhurbaşkanlığı Takip ve Değerlendirme Koordinatörlüğü üzerinden yapmış olduğunuz şikayet başvurunuz tarafımıza ulaşmıştır.   Ancak görüyoruz ki, araştırmadan, bilgisizce iddialarda bulunmaktasınız.   Umarız Mübarek Ramazan ayında bir şahsa ve bir kuruma iftira atmanın manevi ağırlığının farkındasınızdır.   Şikayette yer alan konu şöyledir:   İnegöl Kafkas Derneğinin düzenlemiş olduğu iftardan son gün  yani, 02.06.2017 Cuma günü saat 15.00 ‘e kadar, ne Burfaş olarak şirketimizin, ne de şahsımın hiçbir şekilde bir bilgisi ve haberi olmamıştır.    02.06.2017 Cuma günü saat 15.00 sularında, Bursa Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Sayın Sedat Okumuş beni aramıştır.   “Kendisine, Nedim Serbesol adlı şahıstan gelen bir sms’nin olduğunu ve bu SMS’de İnegöl Kafkas Derneğinin iftarının olduğu” bilgisini benimle paylaşmış, “dernek yönetiminin 1 hafta önceden davetiye basarak iftarı ilan etmiş olduğunu, fakat Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde buna dair bir başvuru dilekçesi bulunmadığını, bu iftar organizasyonundan da kimsenin haberi olmadığını ve onay verenin de belli olmadığını ve ne yapmamız gerektiğini” bana sormuştur?   Ben ve Kurumum, bu işin ne başında, ne ortasında, ne de sonunda olmamamıza rağmen, sorunun çözümü için İnegöl Kafkas Dernek Başkanı Ömer Faruk Beyi kendim arayarak “durumun ne olduğunu” öğrenmeye çalıştım?   Ömer Beye “İftar Organizasyonu ile ilgili talep dilekçelerini nereye gönderdiklerini, iftar için onayı kimden aldıklarını” sordum?   “Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde böyle bir dilekçenin olmadığını, Belediye yetkililerinin böyle bir iftar organizasyonundan haberlerinin olmadığını ve Burfaş’ın iftar programları listesinde böyle bir kaydın olmadığını” ifade ettim.   Fakat “yine de konuyu çözmeye çalışacağımı Sn. Sedat Okumuş ile konuşarak onay alıp kendisine dönüş yapacağımı” anlattım.   Ardından tekrar Sn. Sedat Okumuş ile görüşerek “bu iftar organizasyonuna onay verilmesi gerektiğini, bu derneğin büyük bir camiayı kapsadığını” söyledim.   Sosyal Hizmetler Daire Başkanı olan Sayın Sedat Okumuş “saatin hayli geç olduğunu (takriben 16.00 civarıydı) acilen bir dilekçe yazılarak verdiği faks numarasına, kendi adına fakslanmasının gerektiğini ve faksın başında bekleyeceğini”  söyledi.   Ben de hemen Ömer Faruk Beye dönerek “2 satır dilekçe yazılarak Sn. Sedat Okumuş dikkatine ve belirtilen faks numarasına taleplerinin gönderilmesini” rica ettim.   Ardından günlük yoğun iş tempoma devam ettim.   Bundan sonra olması gereken neydi?   Acil olarak dilekçe yazılıp ilgili Daire Başkanının dikkatine ve belirtilen faks numarasına gönderilmeliydi.    Bu faks gönderilmemiş.    Saat 17.30 ‘a kadar onay vermek üzere Daire Başkanımız Sedat bey ofisinde bu faksı beklemiş, faks gelmeyince de 17.30 ‘da asistanları ile birlikte Belediye binasından ayrılmıştır.   Bu arada bana da, ne İnegöl Kafkas Derneğinden, ne de Belediyeden bu faksın yerine ulaşıp ulaşmadığı ile ilgili bir bilgi aktarılmamıştır.    Şayet bu faks belirtilen zaman periyodunda gönderilmiş olsaydı Belediyemiz 1 dakika içerisinde onaylayıp Burfaş’ın Organizasyon sistemine aktarmış olacaktı.   Fakat ne yazık ki bunlar olmamıştır.   Ben de sorunu çözmüş ve işimi yapmış olma zannı ve rahatlığı ile günlük yoğun iş temposuna devam ederek, saat 19.30 da AS TV de bir canlı yayına katıldım.    İlgili dernek başkanının Saat 19.40 ta gönderdiği cep mesajına  tüm bu işlerin hallolduğu düşüncesi ile “sorun yok Ömer Bey” diye cevap verdim.   Oysaki en önemli kısım olan ve Dernekten istenen faks gelmemiş, Bursa Büyükşehir Belediyesi bu iftara onay vermemiş ve iş Burfaş’a intikal etmemiştir.    Fakat ben tüm bu olup biteni bilmediğimden, -televizyon programı çıkışında iftar yemeğinin oraya gitmediğini öğrenince- sanki “Burfaş olarak biz unuttuk” sanıp, -o dakika için- bu yüzden sorumluluğu üstüme aldım.   Bu yüzden –aslında hiçbir sorumluluğumuz bulunmadığı halde- Ömer Beyden özür diledim ve insanları mağdur etmemek ve aç bırakmamak için “mümkünse oradan yemek temin etmeye çalışmasını ve faturayı bizim ödeyeceğimizi, eğer mümkün değilse organizasyonu birkaç gün sonrasına ertelemesini, bir yanlış anlaşılma olduğunu gerekirse de sorumluluğu üstlenebileceğimi” ifade ettim.   Benim bu mübarek Ramazan ayında tevazu gösterip, özür dileyerek hiç sorumluluğum olmadığı halde sorunu çözmek adına gösterdiğim çabayı, gayreti yok sayarak şahsıma yapılan iftira ve hakaretleri şiddetle reddediyor ve sizleri Allah’a havale ediyorum.    Kaldı ki mübarek Ramazanda bu tür hatalar da olabilir, benim ve kurumumun hiçbir şekilde en ufak bir kusuru yokken bu denli iftiralara maruz kalmak bizleri derinden üzmüştür.   Oysa ki -haberim olur olmaz- Dernek Başkanı Sn. Ömer Faruk beyi arayan bizzat benim!   Söz konusu, sorunu çözüme kavuşturmaya çalışan da benim!   Ama iki satır dilekçe yazamayan, şayet yazıldıysa dilekçesini takip edemeyen veya işini takip etmeden, rahat rahat oturan değerli dernek yöneticileri.   Şimdi sorum şu:   Ben son gün, Cuma günü saat 15 -16 sularında bu konuyu çözmek için müdahil olmamış olsaydım, zaten bu iftar organizasyonu hiç gerçekleşemeyecekti öyle değil mi?!.    O zaman Sayın Murat Aktaş ve Dernek yönetimi ve de dernek başkanı sizler kimi suçlayacaktınız?   Bizlerin sorun çözme adına gösterdiğimiz gayretler, belli ki günah keçisi arayan birilerinin işine gelmiştir.   Oysa yaşanan süreçte en ufak bir art niyet yoktur.   Bizler hem Bursa Büyükşehir Belediyesi, hem de Burfaş olarak ve Kafkas camiasının bir evladı olan ben Muhammet Gümüşsoy olarak her zaman hem Kafkas halkının hem de İnegöl halkının yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.   Oysa tüm bu gerçekler tarafınızca biliniyor olmasına rağmen, benim mesajlarımı saptırarak, konuyu saptırarak, basına demeç vererek konuyu mecrasının dışına çıkararak acaba ne amaçlanmaktadır?   Hiçbir sorumluluğumuz olmamasına rağmen sorumluğu üstümüze alıp tevazu göstermemiz, özür dilememiz acaba yanlış mı anlaşılmıştır?   Ama şunu asla unutmayalım; Her şeye Allah şahittir. Tüm gerçekler bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır.   Bu mübarek ramazan ayında bu oruçlu ağızlarla yapılan iftiralar, yapılan hakaretler, Rabbim katında mutlaka karşılık bulacaktır.    Çözüm bulmak için mücadele verdiğim bir konuda beni bu kadar üzen Müslüman kardeşlerimi ve hemşerilerimi Allaha havale ediyorum.   Umarım bundan sonraki süreçte aklıselim ile hareket edilir, beraber ve bir olarak birlikte daha nice organizasyonlara imza atma imkânımız olur.   En başından sonuna yaşanan durum bundan ibarettir.   Bilgilerinize sunar, iyi günler dilerim.   Saygılarımla…   Muhammet GÜMÜŞSOY   Burfaş Genel Müdürü”

Diğer Haberler