Bursa, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi yönetimi…
Adamlar bünyelerinde faaliyet gösteren fabrikalar için buhar ve elektrik üretecek, yerli kömürle çalışan bir enerji santrali kurmak istiyorlar.
Gidiyorlar, araştırıyorlar, en yeni sistem, en son teknolojiyle işleyecek sistemi bulup, pazarlığını da hemen oracıkta yapıyorlar.
Dediğim gibi kömürle çalışacak bu tesis yani, dışarıya enerji bedeli ödemeyeceğiz, kendi doğal kaynağımızı kullanıp, dolayısıyla da elin gâvurunu mutlu etmeyeceğiz!
Orada kullanılacak kömür açıkta değil, konteynerlerin içinde taşınarak getirilecek.
Yanma işlemi sonucunda ortaya çıkacak külün tamamı çimento fabrikalarına satılacak, içine katkı olsun diye.
Ondan da para kazanılacak yani.
Üstelik böylece çevreyi de kirletmeyecek.
Şu anda 100 civarı fabrika kendi buharlarını üretmek için 100 ayrı ocak yakıyor Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde, üstelik de aralarından bazılarının gece-gündüz ne yaktıkları da belli değil!
Koca sanayi bölgesinde tek baca tütecek bundan böyle.
Arıtması 24 saat canlı olarak bakanlık bilgisayarından takip edilecek.
Hem elektrik üretecek, hem de buhar; bir taşla pek çok kuş yani sizin anlayacağınız…
Sanayici ihtiyacı olan elektrik ve buharı çok daha ucuza mal edecek böylece.
Dolayısıyla dünyadaki rakiplerinden daha ucuza satabilecek ürününü.
Türkiye ekonomisi kazanacak.
Dış satımımız artacak.
Bizler, hepimiz kazanacağız.
Dahası, Bursa’da tam 23 sanayi bölgesi var; bunlardan 19’u organize, hatta, “batı organize” ve “mobilyacılar” olmak üzere daha 2-3 adet daha kurulması planlanıyor, ihtiyaç var çünkü.
Bu bölgelere de örnek olacak Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde yapımı planlanan termik elektrik ve buhar santrali.
Onlar da süratle aynısını kurmak için harekete geçecekler.
Şimdilik tek örnek bu, diğer illeri de düşünün, Türkiye ekonomisine yüz milyarlarca liralık artı değer girecek hızla ileride!
Herif bilmem ne, bilmem ne çevre derneğinin başkanı, ipsiz sapsız, işsiz güçsüz bir adam.
Eski solcu kırıntısı; yıllarca söylediği enternasyonal marşını şimdilerde “İzmir’in dağlarında çiçekler açara” bağlamış çaresiz!
Toplamış etrafına üç-beş evde kalmış ya da kocadan bedbaht çirkin hatun, çevrecilik yapıyor sözde.
Tümü birden santrale karşılar!
Peki neden?
“Çevreyi kirletecekmiş.”
Yoo!
Tam tersi, aslında şu an kirlenen çevreye karşı alınacak son derece akıllıca bir önlem bu, ne çevreyi kirletmesi?
Doğa asla kirletilmeyeceği gibi, devlet kazanacak, sanayici kazanacak, ülke kazanacak, bizler, hepimiz kazanacağız!
“Olmaz, çevreyi kirletecek bu santral, karşıyız!..”
Peki kardeşim, al sana veri, al sana ölçüm, al sana hesap kitap, al sana bu tesise ait arıtma biriminin tüm bilgileri…
“Yok, olmaz, yine de karşıyız biz!..”
Hastir ordan, dümbük, sen kimsin be!..
Hayatta bir baltaya bile sap olamamışsın, bir tek şey üretip hayata sunamamışsın, kalkmışsın benim karşımda “çevrecilik” ayağı altında o uluk “egonu” tatmin etmeye çalışıyorsun!
O egonu alıp bi tarafına sokuverirler senin!
Salak!
Vatan milletle dertleri yoktur bunların.
Ölümüne karşıdırlar her şeye.
Mehmetciğe karşı PKK’yı desteklerler.
PKK’nın kuyruğu sıkıştığı vakit “ille de barış, ille de barış” diye bağıran işte hep bu takımdır!
Onlara göre Almanya, Hollanda, İsviçre daima haklıdır!
Türk devleti katil, gavurdakiler demokrasi aşığı birer melektir!
Ne öğrendim biliyor musunuz geçenlerde?
O sözünü ettiğim bilmem ne, bilmem ne sözde çevre örgütünün başkanı bir takım Alman vakıflarından gizli gizli avanta alıyormuş meğerse!..
İşte onun için karşıymış Türkiye’de yapılacak ve bu ülkeyi zıplatacak bazı yatırımlara!..
“Haini” bu kadar bol bir memlekette bir şeye “hayır” derken kılı kırk yarmalı, bin defa ölçüp tartmalıyız önümüze konanları; ya bilgisiz, cahil ve kandırılıp gözü boyanmışlar hemen her şeye “hayır” der, ya da yabancılardan avanta alan hain memleket düşmanları, haberiniz olsun!