Türkiye’de “Milli Güç Birliği” adıyla tabandan örgütlenerek, seçilme olasılığı yüksek adayları hep birlikte destekleyip kazanmalarını sağlamak için çalışan bir oluşum var.
Başını İşçi Partisi çekiyor bu yapılanmanın.
Perinçek’in İşçi Partisi olağanüstü bir performans sergiledi ulusalcı olmayan yapının karşısında.
Hele hele gençlik örgütü TGB adeta bir destan yazdı ve yazmaya da devam ediyor.
Geleceği gören siyasetçiler en azından bir gazete ve televizyonun desteğini almanın ne kadar önemli olduğunu çok iyi bilirler.
Dini temele dayalı oluşumlar için çok kolay para toplamak.
İşin ucunda “cennet” vaadi olunca elinde avucunda ne varsa getirip bırakıyor insanlar.
Ben Bursa’nın Fomara Meydanı’nda “Bosnalı Müslümanlara yardım” adı altında düzenlenen mitinglerde kalabalık arasında dolaştırılan karton kutuların içine insanların parmaklarındaki yüzükleri, kollarındaki bilezikleri sevinçle atıklarını çok gördüm.
Bu yüzden gazete çıkarmak, televizyon kurmak hiç zor olmamıştı merhum Erbakan ve yandaşları için.
Fakat zaten kendisi muhtaç bir kesime dayanan İşçi Partisi nasıl olurdu da günlük bir gazete çıkarıp, televizyon kurabilirdi?
İşte mucizenin diğer bir adıdır günlük yayın yapan Aydınlık Gazetesi’yle, Ulusal Televizyon Kanalı günümüz Türkiyesi’nde.
O kadar inançlı, o kadar dirençli bir tabanı var ki İşçi Partisi’nin, soğuk, sıcak, kar, kış, yoksulluk tanımıyor.
Liderleri Doğu Perinçek’in etrafında bir pervane gibi dönüp duruyorlar adeta.
……………..
İşçi Partililerin organize ettiği “Milli Güç Birliği Oluşumu” geçtiğimiz gün Orhangazi’de toplanmış.
Ulusalcı siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla yapılan toplantıdan çıkan sonuç, önümüzdeki yerel seçimlerde CHP adayının desteklenmesi yönünde olmuş.
İşçi Partisi Orhangazi İlçe Başkanı Feyzullah Türe AKP’yi, Prens Sabahattin’in kurdurarak 1908’de İttihat ve Terakki Fırkasına karşı seçime soktuğu Ahrar Fırkası’na benzeterek şöyle konuşmuş toplantıda:
“Ahrar Fırkası ,AKP ile devam ediyor. Halk Fırkası bin bir parçaya bölünmemeli. Ahrarcılar tarafından elimizden alınanları, geri alacağız. Altıok etrafında Atatürk’te birleşeceğiz. Biz Altı okun işaret ettiği yoldan yürümeye devam ediyoruz. Bu okları kimseye kırdırmayız.”
Sosyalist solun bir türlü farkına varamadığı “birlik olmadan dirlik olmaz” felsefesini yaşama geçiren İşçi Partisi yine büyük bir sağduyu örneği göstererek kendi tabanını seçilme şansı olan bölgelerde CHP’ye oy vermeye davet ediyor.
Kıskanmıyor, kapris yapmıyor.
Ve bir kez daha en büyük övgüyü hak ediyor.
……………………
“Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” dediği için İsviçre’de cezaya çarptırılan İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek başvurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından haklı bulundu ve mahkeme “İsviçre’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10’ncu maddesini ihlal ettiğine” karar verdi.
Bu dava Ermeni soykırımı yalanıyla ilgili yasa çıkarmak isteyen diğer ülkeler açısından da bağlayıcı olacak.
Lozan Mahkemesi tarafından 2007 yılında yargılanarak, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” dediği için 90 gün hapis cezası karşılığında 9 bin İsviçre Frangı ödemeye mahkum edilen Perinçek’in bu mücadelesi de bir destan niteliğindedir.
Özel yetkili mahkeme tarafından 34 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum edilen Doğu Perinçek yaklaşık 6 yıldır mahpusluk çekmekte.
Ömrü zaten zindanlarda geçen Perinçek’in hangi ara parti kurduğu, hangi ara örgütlediği, hangi ara yayınevi, televizyon, gazete kurup, onca kitabı hangi ara yazdığı ve hatta hangi ara çocuk yaptığına bir türlü inanamıyor insan!
Bu insanın vatana ihanet ve hıyanetlikle hiç işi olmamış; tam aksine katıksız bir yurtsever kendisi, bu uğurda tam bir çilekeş.
Perinçek’in avukatları geçen gün 6 yıla yaklaşan tutukluluğunun makul süreyi aştığını, kendisinin Türkiye çapında örgütlü bir siyasi partinin genel başkanı olduğunu, bu durumun da Anaysa’nın ilgili maddelerindeki “siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlaline” sebep olduğunu belirterek, tahliyesini istediler.
Gerçi, Türkiye’de son dönemde yaşanan “yargı cinayetleri” sonucu zindanlara düşen yurtsever insanların mağduriyetlerini giderip, tümünü birden özgür kılacak yasa çalışması mutlaka yapılmalı elbette işin içine Abdullah Öcalan gibileri katılmadan ama…
O vakte kadar Doğu Perinçek ve O’nun durumundaki insanlar hemen serbest bırakılmalı diyorum.
Ve sağcısı, solcusu ya da orta yolcusu demeden aklı selim herkesi bu kampanyaya destek vermeye çağırıyorum?
“Doğu Perinçek’e özgürlük!..”