Milli Eğitim Camiasının sevilen isimlerinden, emekli öğretmen Nurten Demiröz Gülez şunları yazmış duvarına:
“Görüyoruz ki bazı belediye başkanları, akraba-i taallukatını belediyelerde önemli makamlara getirerek onlara bazı imtiyazlar sağlamış. Tabanın yıllarca emek vermesi partinin oylarını artırmak için çalışması onları enterese etmiyor; kendilerini bir yerlere taşımak için projeler üretiyorlar demek ki... Bizim ailede de bir hassasiyet bir hassasiyet sormayın! Bizim aile efradından eşim ve ben delege seçimleri yapılırken ikimiz birden delegelik için aday olmuyoruz ki bir aileden iki kişi kontenjanı doldurmasın; başkalarına hak tanınsın, diye hem de ilçe kongresinde bir kez oy kullanılacak delegelik için bu hassasiyet. Allah bu milleti gözü doymaz egoistlerden, hep ben hep ben diyenlerden korusun!..”
Amin!
De, düzgün siyasetin kimyasını bozan bunlar gibi insanlardan etrafta çok var be hocam.
Kendi yakınlarını nemalandırmaksa sözünü ettiğiniz şey, mesela CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu var…
Meclis’in kendisine bizim paralarımızla tahsis ettiği sekreter, danışman ve şoförlük gibi görevlerine yıllardan beri eşinin ve kendisinin akrabalarını atıyor.
Belediye başkanı yakınını işe alınca kabahat, fakat bunu Nurhayat yapınca no problem!
CHP’li belediye başkanlarının yaptıklarıyla ortaya çıkan bu durum tam bir siyaset kirlenmesi.
Benim yakındığım bir de “düşünce kirliliği” var özellikle CHP’liler arasında yaygın olan.
N’oldu ODTÜ’deki kavak ağaçları meselesi?
Sustular değil mi?
Bir-iki gün bağırıp tatmin oldular; sonra da sustular!
Mesele doğa, yeşillik filan değildi ki onlar için.
Bağıracak bir mevzu bulmaktı tüm mesele.
Şimdi sırada Burdur’daki Salda Gölü var.
1989’dan beri 1 ve 2’nci derece Doğal Sit Alanı olarak belirlenmiş gölün çevresini bir de Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan ediyor bu hükümet.
Yetmiyor, daha önce 4 bin 400 hektar olan bu alanı da 29 bin 500 hektara çıkarıyor.
Bu da yetmiyor, kıyı şeridinin kullanım çizgisini de gölden 600 metre ileriye çekiyor.
Yani Salda’ya 600 metreden daha yakın araba dahi yanaşamayacak bundan böyle.
Bu mesafe dahilinde tek bir çivi bile çakılamayacak.
Bölge zaten yapılaşmaya kapalı.
Gittiniz mi hiç bilmiyorum, göl kıyısı çöpten, pislikten geçilmiyordu daha önce.
Meraklıları İnternet üzerinden izleyebilir.
Her gün binlerce insan gidiyor oraya.
Bu insanların çöplerini attıklarını, üstelik de açıkta büyük küçük tuvalet ihtiyaçlarını giderdiklerini düşünün!
Rezillik!
İşte bunun için bir karar daha alıyor Hükümet.
Kıyı kenar çizgisinin dışına içinde sosyal donatı alanları, yürüyüş yolları, kanalizasyon hatları, tuvaletleri, soyunma kabinleri olan, ayrıca yeşillendirilip, ağaçlandırılacak bir de millet bahçesi yapmaya niyet ediyorlar.
Ve CHP’liler buna da karşı çıkıyorlar düşünebiliyor musunuz?
Üstelik de anlamadan, dinlemeden, hiç okumadan!
Efendim, Salda Gölü’nün doğal yapısı bozulacakmış…
Asıl şimdi bozuluyor doğal yapı!
Her gün binlerce insan pisliğini bırakıyor orada.
Sadece “siyaset” değil, “düşünce kirliliğinin” de önüne geçilmesi lazım bu ülkede.
Öyle değil mi be canım hocam?