Benim bi teyzem vardı rahmetli...
Daha doğrusu babamın teyzesiydi; evlendiği ilk eşi O'nu her nedense çıkarmış!..
Keles'te "çıkarmak" deyimi "boşamakla" eş anlamlıdır...
Erkek kadını hanesinden çıkarır ve iş orada biter gider...
Başında beyaz örtüsü, sırtında el örgü hırkası, belden aşağıda siyah eteği, bacaklarında basmadan donu, yün çorapları ve kara lastikten ayakkabılarıyla bir dönemin simgesi gibiydi adeta Hava teyzem...
İlk kocası O'nu çıkardıktan sonra bir süre dedemin yani, babamın babasının evinde yaşadı...
Yün eğirip iplik yaptığını, sonra o iplerden dört tane şişle çorap ördüğünü bilirim...
Damaktan protez takma dişleriyle sürekli gülen, gülümseyen bir insandı Hava teyzem...
Sonra, "koca burun İsmail enişteyle" yaptı ikinci evliliğini...
Koca burun İsmail eniştenin burnunun ucu top gibi kocaman büyüktü.
İyi insandı rahmetli...
İlk eşi ve iki küçük çocuğu nohut tarlasının yanında otururlarken bir yaz günü, üstelik de havada bir bulut bile yokken, öte yakadaki dağların ardında kuvvetli bir yağış oluyor...
Ve aniden dere yatağından gelen sel üçünü birden alıp aşağıya doğru götürüyor...
O sıra tarlada çalışan koca burun İsmail enişte zor kurtarıyor canını.
Aradan geçen uzun yıllardan sonra da Hava teyzemle kesişiyor yolları...
Bayramlarda el öpmeye giderdim...
Keles'in aşağı mahallesindeki iki katlı ahşap evlerinin üst kattaki odası, kuzine sobanın üzerindeki kalaylı bakır tencerede kaynayan nohut kokardı hep...
Koca burun İsmail enişte içerideki sedire bağdaş kurup oturur, elindeki tespihi çekerdi sürekli...
Giderken bir elma verirlerdi...
Bilirdim, o elmanın içine sokulmuş 25 kuruşun yerinde olduğunu...
Hem elmayı yer, hem de o parayla leblebici Yakup'tan leblebi tozu alırdım sonra...
Rahmetli Yakup amca ilaveten sağ cebime bi kucak da kırık leblebi doldururdu ikram olarak...
Koca burun İsmail enişteyi severdim...
Lakin, yaptığı bir tek şeyi sevmedim!
Uzun yıllar ona hizmet eden, tarlasındaki nohutları evine taşımış ancak, artık kocayan eşeğini bir gün kesmişti!..
Üstelik de kesip, etini köpeklerine yedirmişti!
"Niye" dedim, "zavallı hayvanı kestin"?
"Birincisi" diye başladı söze, "artık iyice yaşlanmıştı ve benim ona bakacak halim yoktu. İkincisi de derisi lazımdı".
Meğerse eşek derisini kurutup, elek yaparlarmış eskiler nohutları ayıklayabilmek için!..
Şu dünya ne kadar acımasız?!.
Elma yedin diye Cennetten kovul!
Hiç olacak şey mi?
Sadece ocakta pişen nohut değil, kilerden yayılan elma da kokardı Hava teyzem ve koca burun İsmail eniştenin evleri girişte...
"Cennet'teki ağaçlardan birinin meyvesini yemek onlara men edilmişti. Bu, iyiyi kötüden ayırmada ölçü olan ağaçlardan, elma ağacıydı. Cennet'ten kovulmanın acısını unutamayan İblis, yılanla anlaştı; yılan, Adem'le Havva'yı yasak meyveyi yemek için kandırdı. Bu yüzden onlar gazaba uğradılar ve İblis gibi Cennet'ten kovuldular."
İşte böyle anlatıyorlar dinler mitolojisini paylaşan kaynaklar!
Ryuk, "Death Note" adlı animede bir şinigamidir.
Shinigami bir Ölüm Meleği yani Azrail'dir.
Ölüm Melekleri diyarında sigara veya kahve gibi bağımlılık yaratan bir ürün olan elmaya müpteladır ve elma tüketmediği zaman amuda kalkmak, vücudunu kendi etrafında döndürmek gibi kendine has bazı semptomlar sergiler...
Bilgisayar biliminin kurucusu sayılan İngiliz matematikçi Alan Turing, homoseksüelliğin akıl hastalığı olarak kabul gördüğü ve kanunen yasak olduğu 1950 İngiltere'sinde cinsel yönelimi sebebiyle hayli zor zamanlar geçirmişti.
Turing gördüğü baskı neticesinde siyanürlü bir elmayı ısırarak hayatına son verdi.
Ünlü matematikçinin asırlar boyu günahkarların meyvesi olarak kabul edilmiş elmayı kullanarak intihar etmesi ilginç değil mi sizce?
Peki, Apple firmasının kurucusu Steve Jobs'un şirketine logo olarak ısırılmış bir elma seçmesine ne dersiniz?
Jobs'un, ucundan bir ısırık alınmış Turing'in elmasından esinlendiği iddiası hayli yaygındır günümüzde.
İsviçreli halk kahramanı William Tell'i bilir misiniz?
Oğlunun başındaki elmayı yüz adım mesafeden okla vurur bu karakter!
İsviçrelilerin bağımsızlık simgesidir elma...
İyon mitolojisinde nifak tanrıçası Eris, Peleus ile Thetis'in düğününde ortaya üzerinde Kalliste "en güzel olan için" yazılı bir altın elma atmış, bu durum Hera, Athena ve Aphrodite'in elmada hak iddia etmesine sebep olmuştur.
Masallarda gökten hep niye düşer?
Kötü karakterli cadı Pamuk Prensese niye elma yedirir?
Newton "yer çekimini" keşfederken niçin ağaçtan düşen elmadan esinlenir?
Elma gökten düşerek masallara renk katan, sağlık veren, evlilikte, ölümde, ömrü uzatmada, manide, türküde, destanda büyük yer bulan, kimi efsanelerde cennet meyvesi kabul edilen, şifa kaynağı, maddi ve manevi kültürün zengin bir motifidir.
Rüya yorumlarında bile pek çok anlam yüklemiştir elmaya...
Dedemin, yani babamın babasının evinin cümle kapısından girilen avluya vardığınız vakit sol tarafta geniş bir samanlık vardı...
Az ötedeki damda yaşayan ineklerin beslenmesi için kurulmuştu o yapı...
Yanından geçerken saman ve otun yanı sıra kesif bir elma kokusu alırdım...
Hayvanlar için hazırlanan yemin içerisine doğranır, ek gıda olarak değerlendirilirdi...
Ne vakit elma kokusu duysam aklıma Ethem dedem, Emine ninem ve babam gelir...
Geçmişin sisli bulvarlarında dolaşır, çok özlerim onları...