Kendi dünyalarında en az bizler kadar zeki ve akıllı canlı türü çoktur belki ama diğerlerinden ve hemcinslerinden en önemli ayrıcalığı “farkındalık” olan ve mizah yaparak kendi kendine de dönüp gülebilen tek türdür insanoğlu.
Ben insanları uzun zamandır zeki ya da akıllı olarak nitelemiyorum.
Bir insan bana göre “farkında” ya da “değildir.
Elbette bu “farkındalığı” oluşturan en önemli etkenlerden biri bilgi ve eğitimdir ancak, “inançlar ve ön yargılar sorgulanamadığı” mühletçe insanoğlu her zaman bir katil ya da canavardan farklı değildir.
Afganistan’ın başkenti Kabil’de bir ilahiyat öğrencisiydi Farkhunda Zahra Naderi.
Ülkesinde yaygın bir şekilde uygulanan “muska yazımının” İslamiyet’e aykırı olduğunu düşünüyor ve buna karşı çıkıyordu.
Televizyonlara çıktı, sosyal medyada görüşlerini paylaştı.
Bir caminin önünde çocuk sahibi olamayan kadınlara muska yazan bir mollayla atıştı.
Ve o molla ne yaptı biliyor musunuz?
Etraftaki kalabalığa doğru bağırarak “Farkhunda’nın Kuran yaktığını” söyledi.
İşte geçen Mart ayında aynı anda onlarca erkek ne olup bittiğini anlayıp sormadan bir anda atıldılar Farkhunda Zahra Naderi’ye.
Önce taş ve sopalarla linç ettiler, üzerinde tepindiler.
Ardından çatıya çıkarıp aşağıya attılar.
Sonra da üzerine benzin döküp yaktılar!
Hiçbir hayvan bunu yapmaz. Yaşamak için ihtiyacı olandan fazlasını öldürmez. Diğer canlıların da ihtiyacı olan şeylerin daha fazlasını biriktirip stoklamaz. Bu manada insandan çok daha asildir en başta hayvanlar olmak üzere diğer canlılar.
Buna karşın insanoğlunun “mizah yapabilme” yeteneğini çok severim.
Geçen gün Facebook’ta bir karikatür gördüm.
Sakalı göğsüne kadar ulaşmış bir softaya mikrofon uzatılmış, soruluyor:
“Neden sizin gibi düşünmeyenlerden nefret ediyor, ölmeleri gerektiğini düşünüyorsunuz?”
Yanıt veriyor softa:
“Şarap içip, seks yapıyorlar.”
-Bu insanları öldürünce siz nereye gideceğinizi sanıyorsunuz?
“Cennete.”
-Cennet’te neler olduğunu düşünüyorsunuz?
“Sınırsız şarap, sınırsız seks!..”
İşte budur.
Yaşanan çelişki, tezat ve ironi ancak bu kadar güzel hicvedilebilir.
Hadi bu softayı koyun bir kenara, peki AKP’nin Nilüfer İlçe Başkanı Celil Çolak ve Belediye Meclisi Grup Sözcüsü İsmail Hakkı Kavurmacı’nın yaptıklarına ne diyeceksiniz şimdi?
Nilüfer Belediyesi’nin eski lokalini Bal-Göç’e tahsis ediyor Mustafa Bozbey; belli ki, “göçmen örgütlenmesine bizim de bir katkımız olsun” diye düşünüyor.
Bal Göç yönetimi de aynı yerde zaten önceden bulunan içki ruhsatını yenilemek üzere Belediye’ye başvuruda bulunuyorlar.
Bu ikili yemiyorlar, içmiyorlar Nilüfer Kaymakamı Mustafa Kılıç’tan yazı alıp getiriyorlar “orada alkol ruhsatı verilmesi caiz değildir” diye!
Gerekçesi de “etrafında konutların bulunması!..”
Etrafında konut bulunan bir yere alkollü içki verilmesine mani bir durum yok ki mevzuatta zaten.
Tek şart, ibadet alanları ve okullarla arasında en az 100 metre mesafe bulunması.
Önceki gün yapılan Nilüfer Belediye Meclis toplantısında gülüyor Mustafa Bozbey, “sizin bu dünyada yapacak başka işiniz gücünüz yok mu” dercesine Celil Çolak ve İsmail Hakkı Kavurmacı’nın yüzlerine bakarak gülüyor.
Usulen zaten kaymakamlıklardan görüş istiyorlar belediyeler ama mani bir hal yoksa bunun kararını belediye meclisleri veriyor.
Yani öyle bir merci oluşturulsa gidip müftülerden “fetva” alıp gelecekler AKP’liler, iş oraya doğru gidiyor artık çünkü.
Aynı şey Nilüfer Belediyesi’nin nikah salonlarının bulunduğu Plaza 16’nın üst katı için de gündeme geliyor.
Yine orası için de kaymakamlıktan aldıkları belgeyi sunuyorlar Meclis toplantısı sırasında AKP’liler.
Oysa, nikahtan sonra konuklarına ayak üstü bir kokteyl vermek isteyen ailelerin bu yöndeki taleplerini karşılamak için yapılacaktır söz konusu düzenleme.
“Dileyen alkollü, dileyense alkolsüz içeceğini özgürce alıp tüketebilsin” diye verilecektir onay.
Üstelik de gerekli tüm koşulları sağlamaktadır mekan.
Ancak öte dünyadaki Kevser şarabına evet, bu dünyada Villa Doluca’ya hayır!
Öte dünyada aynı anda bir sürü Huriye evet, bu dünyada sesi aykırı çıkan kadınları linç et!
“Bilinç” ve “farkındalığı” bir kez daha kutsuyorum buradan ve Nilüfer’le ilgili bir kulis haberi daha ileterek bu günkü yazımı noktalıyorum.
AKP’liler bir yönetmelik çıkarmışlardı geçenlerde “Belediye başkan yardımcıları aynı anda imar komisyonlarında da bulunamazlar” diye.
Bunun üzerine de Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Turgay Erdem hem Nilüfer Belediyesi İmar Komisyonu başkanlığından, hem de Bursa Büyük Şehir Belediyesi İmar Komisyonu üyeliğinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
Onun yerine bu görevlere Nilüfer Belediye Meclis üyesi Gizem Elmas getirildi.
Sonra belli ki AKP’liler kendi aralarında sorunlar yaşamaya başlayınca bu yönetmelik yeni bir kararla iptal edildi.
Bunun üzerine Turgay Erdem yeniden Nilüfer Belediyesi İmar Komisyonunun başına getirildi ancak, Büyükşehir’deki üyeliğine onay verilmedi!
İlçelerde meclis grup başkanlıklarını ilçe başkanları, Büyükşehirlerdeyse İl başkanları yürütür.
Turgay Erdem’le ilgili olarak kendisine ve yöneticilere ulaşan pek çok şikayet ve yakınma üzerine Büyükşehir’deki İmar Komisyonu üyeliğini bu kez CHP Bursa İl Başkanı Zafer Yıldız’ın engellediği konuşuluyor kulislerde; o şikayet ve yakınmalar artık her neyse?!.