Yazarlar

Fatih’in sır dolu ölümü

post-img
"...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hakimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..." Böyle bahseder Fatih’ten Ahmet Ümit, “Sultanı Öldürmek” isimli romanında… İstanbul’un fethinin 566’ncı yılını kutluyoruz. Pek çok sırlarla dolu bu büyük sultanın yaşam hikayesi aslında. Pek kimse konuşmaz, dillendirmez, daha çok işin zaferle ilgili yanı anlatılır… Ama önce ölümüne bir bakalım isterseniz? Fetihten çok sonra ordusuyla Anadolu’ya doğru bir sefere çıkar padişah. Ve Gebze yakınlarında kurulan ordugahında karın ağrısı çekerek yaşamını kaybeder. Bazı kaynaklar Osmanlı soyunun bir genetik mirası olan Gut hastalığına bağlasalar da ölümünü, böyle bir sefere çıkmayı göze alabildiğine göre kendisini iyi hissediyor olması gerekirdi. Diğer bir ciddi iddiaysa zehirlendiği konusudur. Sultan’ın yaşamını kaybettiği askerden gizlenir önce. “Padişahın hamam ihtiyacı var” denilerek cenazesi gizlice Topkapı Sarayı’na götürülür. Aynı sıra Şehzade Bayezid ve Cem Sultan’a ulak gönderilir. Asker durumu öğrenince İstanbul’da büyük bir kargaşa başlar. Karamanlı Mehmet Paşa “Cem yanlısı olduğu için” idam edilir. Her yer yağmalanmaya başlanır. Herkes kendi taraftar olduğu şehzadeyi iktidara getirmek için uğraş verirken, Fatih Sultan Mehmet’in cenazesi sarayda karanlık bir odada unutulur! Baltacılar kethüdası Kasım 2. Bayezid’e yazdığı mektupta “sarayda cenazenin yanına gittiğinde 3 gün 3 gece üzerine mum yanmadığını, cesedin kokusundan yanına zor varıldığını” söyler. Daha sonra iç organları çıkarılmış ve ceset tahnit edilmiş. Oğlu Bayezid payitahta ulaşıncaya kadar da o vaziyette bekletilmiş. Peki eğer padişah zehirlendiyse kim yapmış olabilir bunu? Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması Akdeniz haritasında çizmeye benzeyen İtalya’nın güney ucunda bulunan Otranto’yu almıştı zaten, 1 yıl kadar da Osmanlı idaresinde kaldı bu bölge. Fatih’in asıl hedefinin Batı Roma toprakları olduğu bilinen bir gerçek. Bu nedenle bu idealin önüne geçebilmek için “padişahı Venediklilerin zehirlettiği” iddia edilir hep. Bunu da sarayın baş doktoru, İtalyan Yahudilerinden, asıl adı Maestro Jakop olan Hekim Yakup Paşa’nın gerçekleştirdiği dillendirilir. Ancak Fatih öldükten sonra yine “Cem taraftarı olduğu” iddiasıyla Hekim Yakup Paşa’nın kellesi de alınacaktır!.. Burada bir nevi “şahidin yok edilmesi” kokusu alıyor insan ve “Bayezid yanlılarını” zan altında bırakıyor! Araştırmacı Tankut Sözeri’yle sağlığında konuşmuştuk bu konuyu. “Kalaylanmamış bakır bir kaba cıva konulup içinde kaynatılan suyun Sultan’ın yemeklerine karıştırılarak zehirlendiğini” anlatmıştı Tankut abi! Hatta daha da ileri gidip, “Atatürk’ün de aynı şekilde” öldürüldüğünü iddia etmişti! Yavaş yavaş karaciğeri bitirirmiş bu karışım. Eğer sırf iktidar uğruna oğlu Bayezid öldürttüyse babasını gerçekten çok yazık; aksi takdirde bu gün bütün dünyanın kaderi değişmiş olabilirdi. Oysa ki, bu gün Bursa Muradiye’deki türbesinde yatmakta olan dedesi 2’nci Murat üstelik de güçlü bir padişahken henüz 12 yaşındaki oğlu Mehmet’e bırakabilmişti iktidarı. Peki, tarihte eşi benzeri yokken Murat Han nasıl göze alabilmişti kendisi için de tehlikeli olabilecek böyle bir girişimi? Bu gizemli devir olayı da büyük bir sır barındırmakta. Kimi, rüyasında Hazreti Muhammet’i gördüğünü, peygamberin ona “Yakında büyük savaş çıkacak, tahtı Mehmet’e bırak” dediğini anlatır. Kimi de Sultan 2’nci Murat’ın “Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretleriyle görüştükten sonra bu kararı aldığını” söyler. Çünkü Hacı Bayrâm Veli, “İstanbul’u oğlu Mehmet’in alacağını” bildirmiştir O’na! Bunu çok isteyen, daha önce de deneyen ancak başaramayan Murat, sağlığında İstanbul’un fethedildiğini görebilmek için bırakmıştır tahtı henüz 12 yaşındaki oğluna! Çünkü İstanbul’u fethedecek kumandan yüzyıllar öncesinden İslam Peygamberi Hazreti Muhammet’in övgüsüne mazhar olmuştur aynı zamanda. Ne çok yaşanmışlık barındırır şu kadim kent İstanbul. Sonrası uzun hikaye… Ve aradan geçen 566 yılın ardından 23 Haziran günü İstanbul yeni bir fetih girişimine daha gebe! Bakalım CHP adayı Ekrem İmamoğlu bu kez büyükşehir belediyesinin burçlarına bayrağı dikebilecek mi?

Diğer Haberler