Sen böyle salına salına bizsiz gidiyorsun demek, ey Bursalıların öz bakanı!
Ey, dostlarının canına can katan,
Dumanlı dağlara böyle bizsiz gitme istemem.
İstemem, ey gökkubbe, bizsiz dönme
İstemem, ey ay, bizsiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bizsiz durma
Biz Türk milleti olmadan geçme, ey zaman, istemem.
Sen bizimle beraberken
Hem bu dünya güzeldi bize, hem o dünya güzel.
İstemem, bizsiz kalma bu dünyada sen,
O diyara bizsiz gitme, istemem.
İstemem, ey dizgin, bizsiz at sürme.
İstemem, ey dil, biz olmadan okuma.
İstemem, ey göz, bizsiz görme.
Bizsiz uçup gitme, ey ruh, istemem.
Senin aydınlığındı Bursa’ya ışığını veren geceleyin.
Biz bir geceyiz, sen bir aysın madem,
Gökyüzünde bizsiz gitme, istemem.
Senin gözün Bursa’da iken
Senin çevganın önündeyiz biz.
Ne olur, öylece bak dur Tophane’den buraya
Bırakıp gitme artık bizi, istemem.
Ne yazık bu siyaset yoluna bilmeden, rasgele girene!
Sen ey, gideceği yolu bilen,
Sen ey yolunun ışığı, sen ey Bursalıların hizmet meleği,
Bizsiz gitme, istemem.
Duyduk ki bizi yine bırakmaya azmediyormuşsun, etme.
Kendine başka bir yer arıyormuş, başka başka dostlara meylediyormuşsun, etme.
Sen yad eller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey, makamı Ankara’da olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bursalıların dudakları kurur sen kuruyacak olsan.
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Bir iki üç kağıtçıyla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Bursa’da döndürülen dolaplara öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, devlet mührünün elinde olduğu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söylenecek an değil.
Sıra gecelerinin baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
Etme…
Madem ki geri geldin, Faruk abi Bursa’dan artık gitme!
Yokluğunda doldurdular her yeri FETÖ’yle bak
Tüm gemileri yak, artık Urfa’ya gitme!
Cirit atar FETÖ’cüler yönetim kurullarında ilçelerin ve İlin
Gelip bunları temizlemek varken hala Urfa’yı nasıl anıyor dilin
Oralara hizmet götüreceğim derken epeyce açılmış başının arkasındaki kelin
Önümüzdeki seçimde Bursa’da kal, Faruk abi Urfa’ya artık gitme!
Hizmet bekler koca kent yana yakıla
Hiç yakışıyor mu şehrini tek etmek bir kula
Teravih namazlarını bundan böyle Ulucami’de kıla
Madem geldin, Faruk abi Bursa’da kal, Urfa diyarına artık gitme!
Ilıklığımızı seriyoruz gökyüzü çıplaklığına bölüş gel
dola gel çatık kaşlarını sabahlarımıza
iner yol, sokulur gece uykularına bozkırların
yolları ve uykuları tüket de gel a Faruk abi, savrul da gel
soluğuna sarıl rüzgârlarımızın.
Bizi böyle darmadağın uykularda buluyorsun
üşüyoruz sarıyor, seviyoruz gülüyorsun
bizi böyle bahar sabahlarına dolayıp gülüşünle
gölgelere
gölgelere koyverip, karanlık adamlara da teslim ederek bırakıp gidiyorsun
dön de gel a gülüm sırılsıklam hizmetlerle dol da gel!
şu Bursa’nın yosunsuz, kumsalsız kıyısızlığına
ak da gel
ak da gel!
darmadağın akşamlarda umutlar bulacaksın
sırılsıklam hüzünlerde öksüz sevinçler
karanlığı tüket a gülüm umutları topla da gel!..
NOT: Yukarıdaki dizeler Mevlana Celalettin Rumi’nin, Tebrizli Şems’e yazdığı “Gitme İstemem” ve “Etme”, Yılmaz Odabaşı’nın da “Savrul Gel” isimli şiirlerinden esinlenilerek pek çok yerleri tarafımdan uyarlanıp, uydurulmuş bir Faruk Çelik güzellemesidir.
Amaç, şiir sanatından yola çıkarak hem bu üç güzel “aşk” şiirini okurlarıma anımsatmak, hem de politikayı sanatla harmanlayarak olaya bir espri katmaktır.
Birileri boşuna öküzün altında buzağı aramasın, başka da bir amacı yoktur!
Öte yandan, Cumhurbaşkanı tarafından Faruk Çelik’in yeniden Bursa’da görevlendirilmesi hayli manidardır!
Kimileri için mesajlar doludur bu durum.
Sırf bu nedenle birilerinin yüreklerini artık çoktan korku dağları kaplamıştır bile.
Meğerse yıllardır Milli Piyango büyük ikramiyelerini kendilerine çıkartan, neredeyse sokaktaki manavdan bile haraç alan FETÖ’cüler eğer Bakan Faruk Çelik burada olsaydı değil Bursa’daki işadamlarına çökmek, yanlarına bile sokulamazlardı çünkü, o buna asla müsaade etmezdi.
İşte bu gerçeği çok iyi bilen FETÖ’cülerin yaptığı ilk iş Çelik’i Urfa’ya, Bülent Arınç’ı da Bursa’ya göndertmek olmuştur!
Yeniden milletvekili mi, bakan mı yoksa belediye başkanı mı olur işin orası artık bilinmez, Faruk Çelik gerçekten de artık kendi öz memleketi olan Bursa’ya dönmeli, tüm enerjisini bundan böyle burası için kullanmalıdır.
Geçmişte Bursa çevre yolunun tamamlanmasında çok büyük emeği ve katkıları olan Bakan Çelik sayesinde şu artık yılan hikayesine dönen “hızlı tren” projesi çözülebilir mesela.
Bürokrasiyi ve iktidar partisi örgütünü örümcek ağı gibi sarmış FETÖ yapılanmaları temizlenebilir.
İşte onun için de tekraren diyorum ki, “Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar, Bursalılar bakansızlıktan inim inim ağlar, FETÖ’cülerin yaptıkları yürekleri dağlar, gitme Faruk abi, artık evine dön”!..