Bundan uzun seneler önce, 90'lı yılların başında PKK sevicilerin kurduğu, amblemi "kelebek" olan bir parti vardı.
Kelebeğin ömrü kısa olur, orada siyaset yapanların çoğu da geberip gitti kısa zamanda.
O sıralarda Bursa'nın dağ bölgesinde açılan sandıklardan "kelebeğe" hatırı sayılır miktarda oy çıkıyordu!..
Yav, bu kentin dağlısı değil PKK seviciye, "P" harfine bile rey vermez be!..
Peki nasıl oluyordu bu iş?
Meseleyi kısa bir süre içinde anlamıştım.
Dağda dul kalan kadınlar bir daha kolay kolay evlenmez.
Lakin yaşlı adamlar Haraptar Köyü'nün ihtiyar ağası gibi parmaklarını kulaklarına vura vura garı isterler!
Ee napcan?
Doğu ve güneydoğudan simsarlar dadanmış bizim yöreye.
Makul bir başlık parası karşılığı "gelin adayları ticareti" başlamış!
Ve bu hatunlar da seçim zamanı geldiğinde gidip oylarını "kelebek partisine" verirlermiş meğerse yörede!..
Hormon sınır tanımıyor insanda!
"Canım" diyo, "hayatım" diyo, "aşkım" diyo 80'lik dede Müge Anlı'nın programında nineye; "kapında bekledim seni" diyo, "sütlü ineğim" diyo, "maltız keçim" diyo!..
Yok artık!
Cep telefonu icat edildi mertlik bozuldu!
Bizim nineler dedeler hiçbir şey yaşayamamış vallahi!
Adam salatalık satan bir kadına aşık oluyor 70'inden sonra!
Ardından araları bozuluyor, "al salatalıklarını da git" diyor!..
Şaka gibi!
Devamında pişman oluyor yaptığına, "salatalıklarına gurban" diye mektuplar yolluyor evine; tarlasına notlar bırakıyor, "prensesim, aşkım" diye!
Ne zaman bu hale geldik biz?
Yoksa hep böyleydik de bastırılmış bilinçaltımız yeni yeni mi hortladı acaba?
Eskiden Tan Gazetesi vardı günlük yayınlanan.
"Kocasını baldızının baldırıyla bastı" başlıklı haberler çıkar; gerçekliğine inanmaz, güler geçerdik o yıllarda!
Şimdilerde televizyonda yayınlanan programlarda adamın karısı sevgilisine kaçıyor, iki gözü iki çeşme ağlıyor herif, "Ne olur hayatım evine geri dön" diye yalvar yakar yıkıyor ortalığı ekranlarda!..
Kadının aşığını kendi yatak odasının gardırobunda yakalıyor, "bi kereden bi şey olmaz" deyip, tek taş pırlanta yüzüğü getirip takıyor karısının parmağına!..
Oysa "güven" tek seferliktir.
"İtimat" bir kere suiistimal edilirse eğer, mutlaka arkası gelecek demektir.
Çok ciddi bir güven sorunu yaşıyoruz milletçe.
Üstelik de her alanda.