Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Uğurhan Kuş’un talimatıyla bana isnat edilen suçun doğasına hiç uymayacak şekilde, teamüllere ve hukuka tamamen aykırı biçimde bir gün önceden göz altına alınıp da geceyi Bursa Emniyet Müdürlüğü’nde geçirmek zorunda bırakılışımın ardından hiç düşünmemiştim dönemin Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun bizzat Başsavcıyı aramış olabileceğini.
Öyle ya…
Siyaset ayrı kurumdu, bağımsız yargı ayrı!
Kaleme aldığım bir yazıda “ağır eleştiri” sınırlarında kalmaya özen göstererek “Çavuşoğlu’na kabinede verilen görevlerin zaten basit, sıradan, devlet yönetiminde öyle pek de önemli sayılmayan konulardan oluştuğunu” yazmış, bir de betimlemede bulunmuştum.
Biraz sonra sizinle de paylaşacaklarımdan anlayacağınız gibi şimdi öyle düşünmüyorum; Çavuşoğlu bizzat Başsavcıyı aramış ya da aratmış olmalı o yazının yayımlanmasının ardından bana kalırsa çünkü, biri ne zaman zülfü yâre dokunsa hemen telefona sarılıyormuş meğerse kendisi!
İşini yapmaya çalışan bir gazetecinin özgürlüğünü bir günlüğüne de olsa Anayasa, yasa ve usule aykırı bir şekilde elinden almanın ayıbı Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Uğurhan Kuş’a mesleki kariyerinde yeter de artar bile!
Anadolu’da bir deyiş vardır, “Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler” diye…
Bursa’da, Faruk Çelik’in devre dışı bırakılması sonucu boşalan siyasi arenada tamamen tesadüf eseri boy gösterdi Hakan Çavuşoğlu.
Siyasi birikimi ve olgunluğu bunun için hayli kifayetsizdi.
Hadi daha da açık konuşalım, “damat kontenjanından” kabineye girdiği söyleniyor Çavuşoğlu’nun!
Bursa gibi büyük ve önemli bir kentin bakansız kalmaması adına “devlet bakanlığı” görevi verildi kendisine geçen dönem.
Yaklaşık 30 yıldır politika yazarım, Çavuşoğlu kadar silik, sönük ve insan ilişkilerini beceremeyen, başarısız bir siyasetçi daha görmedim şimdiye dek.
Bir yere tesadüfen gelebilirsin ama tesadüfen kalamazsın!
Başbakan yardımcılığından, şimdi de İnsan Hakları İnceleme Komisyonu başkanlığına kadar geriledi Hakan Çavuşoğlu!
İşin aslına bakarsanız bu komisyon da Meclisteki son derece önemsiz yapılanmalardan biridir; dostlar alışverişte görsün durumu yani!
Sen bir avukatsın…
Madem etkin, gücün, kapasiten yetiyorsa olsana bir Ertuğrul Yalçınbayır, bir Turhan Tayan gibi Anayasa Komisyonu’na başkan!
Ama Hakan’ın olup olabileceği hepsi bu kadar işte.
Hem kifayetsiz, hem de muhteris Hakan Çavuşoğlu!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partililerinden istediği gibi hiç de tevazu sahibi değil üstelik!
Henüz daha bunun bakanlığı bitmemiş, sürüyor…
Bir havalarda Hakan Çavuşoğlu, bir havalarda, hiç sormayın!
Ak Parti’de milletvekili listeleri de belirlenip, duyurulmuş bu arada kamuoyuna…
Ercan Akyıldız’ın yönettiği Meydan Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapan Erdal Şahan isimli bir kardeşimiz var(dı)…
“Ak Parti’nin milletvekili listesinin çok kötü oluşturulduğunu, bu listeyle oy kaybedileceğini düşündüğünü” kaleme alıyor Erdal bir yazısında!
Kendine birinci sırada yer bulan Hakan Çavuşoğlu artık bu kentin abisi, hamisi hatta, listelerin oluşmasında birinci sırada etken ya?..
Yazının yayımlanmasının ardından açıyor telefonu Erdal Şahan’a, “Ulan ileri zekalı(!)” diyor, “bu listenin neresi dandik”?!.
Düşünün, bunu bir başbakan yardımcısı yapıyor!
Yetmiyor, ardından Ercan Akyıldız’ı arıyor camiada konuşulanlara göre…
Artık ne dediyse Ona da, Ercan “yusuf yusuf” olup, gazetesinde Erdal Şahan’ın yazılarına son veriyor!
Bu nasıl bir hazımsızlıktır böyle!
Ve bunu bir başbakan yardımcısı yapıyor!
Ak Parti Bursa Örgütü’nün hamiliğine yani aklınca Bursa siyasetinin patronluğuna soyunan Hakan Çavuşoğlu genel seçimin ardından patlamış araba lastiği gibi “pıss” diye sönüveriyor gerçekte ama!
İktidar partisinin Bursa’da uğradığı tam bir hezimettir; bunun hesabını vermesi gereken de en başta bizzat Çavuşoğlu’nun kendisidir o halde.
Bir önceki seçime göre Sadece İnegöl’deki oy kaybı yüzde 11.12 yani, neredeyse İyi Parti’nin aldığı kadar rey kaybetmiş Ak Parti orada!
Bu rakam Yıldırım’da 8.82, Orhangazi’de 8.01, Osmangazi’de 7.84, Gemlik’te 7.68, Harmancık’ta 6.66, Nilüfer’de bile 6.61 olarak gerçekleşiyor; adına resmen “hezimet” denilecek bu sonuçlarla mı alacaksınız belediye seçimlerini önümüzdeki dönem?!.
Bursa’da Ak Parti’de hiçbir teşkilat doğru düzgün çalışmadı; ortalıkta sadece minibüs gezdirip, sırtlarını Recep Tayyip Erdoğan’a dayayarak yürüttüler siyasetlerini.
Devlet Bakanı kürküne bürünmüş Hakan Çavuşoğlu da iktidar gücünü sopa olarak gösterip, gazetecileri ekmeklerinden etmekle uğraşıp durdu hep, hepsi o kadar!
İnsan Hakları Komisyonu’ymuş…
Köşe yazarlarını işinden, dahası onları ekmeklerinden eden bir İnsan Hakları Komisyonu Başkanı neyin, kimin hakkını savunabilecek ki bu memlekette acaba?!.
Bitmedi…
Kutlucan’ların Yeni Dönem Gazetesi’nde yazan Yüksel Baysal da bu yine Ak Parti listesine Hakan Çavuşoğlu’nun koyduğu Suriyeli bir vatandaşın bazı defolarını kaleme alıyor ve O’nun yanlış bir aday olduğunu duyuruyor okurlarına…
Vay, sen misin böyle yazan!..
Çavuşoğlu bu kez de eski kamyon şoförü, yeni çöp müteahhidi, holding ve gazete sahibi Nurettin Kutlucan’ı arıyor bu yazı üzerine…
Yüksel’in gazetedeki yazılarına daha o gün son veriyorlar bu siyasi baskı üzerine Kutlucan’lar!
Üstelik de tam seçim üstü görevine son verilen ve yaklaşık 2 aydan beri yazdırılmayan Yüksel Baysal’a bu yazının ardından azıcık olsun sıkılıp yeniden köşesini açmazlarsa eğer, Yüksel son yazısını 30 Mayıs 2018 tarihinde kaleme aldıktan sonra tıkanıp kalanlardan olacak!
“Haydi bakalım gülüm, tak sepeti koluna, günü geldi artık herkes kendi yoluna” durumu yani sizin anlayacağınız!
Ben bunca yıldır böyle bir ayıplı durum görmedim!
Çağdaş Gazeteciler Derneği, Bursa Gazeteciler Cemiyeti içine kaçmış vaziyette, uyukluyor numarası yapıyor bu arada kentimizde!
Bir köşe yazarı çıkıp da bunları yazmıyor, yazamıyor!
Nurettin Kutlucan bu…
Basın özgürlüğüne mi bakar yoksa, mangır özgürlüğüne mi?
Bir dönem belediyelerden ihale alamayınca belki baskı unsuru olarak kullanırız diye Yeni Dönem Gazetesi’ni satın aldı bunlar.
Kamu ihalelerine girerek semirip duruyorlar habire…
Bursa Büyükşehir Belediye Eski Başkanı Recep Altepe giderayak her sene tekrarlanan ilaçlama, park bahçe sulama bakım işini astronomik rakamlarla tam 3 yıllığına bunlara verdi!
Tam olarak bunların makine parkına göre adrese teslim hazırlanan şartnameyi alıp durumu yazmış, “Göreceksiniz bak, iş Kutlucan’lara verilecek” diye duyurmuştum ihale öncesinde!
İş gerçekten de bunlara verildi.
Yetkililer duymazdan geldiler, safa yattılar.
Kapı arkalarında işler çoktan bitirilmiş.
Niye bunlara verildi, niye korkunç rakamlarla verildi, bunlar niye ve neye karşılık korundu, hiç kimse bir şey söylemiyor?!.
Yaz başında Hüdavendigar Parkı’nı dolaşırken içim acımıştı…
Tırlar dolusu lale soğanı gelmişti oraya…
Bir önceki yıldan kalanlar toplanıp, değerlendirilmek yerine her sene yurt dışına milyonlarca dolar döviz ödenmek suretiyle, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kasası hafifletiliyordu yeşil alanlarda!
Soğanları sayan, bakan, kontrol eden de yoktu üstelik!
Hüdavendigar dahil, kentimizdeki tüm park ve bahçelerin bakım ve ekimini Kutlucan’lar yapıyor yine; ihalelere ya başka firmaların sokulmadığı ya da göstermelik paravan şirketlere teklifler verdirilerek işlerin öyle alındığına dair yıllardan beri bize şikayet ve ihbarlar yağıyor!
Şimdi size tam olarak bu durumu tarif eden, yakın zamanda yaşanmış bir örnek sunacağım:
Devlet Tiyatrosunun arka tarafındaki Koca Ahmet Katlı Otoparkı’nı tüm Bursalılar bilirler…
Geçen dönemin kötü mali yönetiminden dolayı nakit sıkıntısı çeken Bursa Büyükşehir Belediyesi orayı 25 milyon asgari bedelle, ihale yöntemiyle satışa çıkarıyor.
Kim alıyor, daha doğrusu kime veriliyor dersiniz?
Tabii ki yine Kutlucan’lara!
Peki kaça veriliyor?
“25 milyon 10 bin liraya!..”
“Pes” değil mi?
“Adrese teslim” değil mi?
Peki, 25 milyon 10 bin liraya Kutlucan’lara altın tepsi içinde sunulan önünde arsasıyla, tam 6 katlı, 1 buçuk dönümden fazla alana sahip bu otoparkın aylık geliri en az ne kadar biliyor musunuz?
Tam bir buçuk milyon lira!
Yani iki sene bile dolmadan ödedikleri parayı çıkarıp, üstüne bir de kara geçecek Kutlucan’lar, üstelik yine Bursalıların sırtından!
Böyle bir kazanç, böyle bir para nerede, hangi sektörde var?!.
Hakan Çavuşoğlu’nun bir telefonuyla “tak” diye gazetesinde yazan Yüksel Baysal’ın işine son verecek tabii Nurettin Kutlucan, başka ne yapacak ki?
Meselenin asıl sorgulanması gereken yanı, o sıra başbakan yardımcılığı yapmakta olan bir politikacının Nurettin Kutlucan gibi bir iş adamını aramayı içine sindirebilmiş olması.
Acaba başka mevzular için de arıyor mu bu çöp müteahhidi, taze otoparkçı Nurettin Kutlucan’ı, aramış mı geçmişte körpe politikacı Hakan Çavuşoğlu?!.
Bu arada Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Uğurhan Kuş’u da göreve davet ediyor, aktardığım konuyla ilgili suç duyurusunda bulunuyorum, onu da söyleyeyim!
Dünyanın neresinde gerçekleşmiş 25 milyon 10 bin liraya ihale yöntemiyle bir kamu malı satışı sayın Başsavcı?!.
Hele bir araştırın bakalım, gazetecilerin özgürlüklerini kısıtlayacağınıza biraz kamu çıkarlarının peşine düşün artık, ayıp oluyor.
NOT: İyi Parti Milletvekili Adayı sendikacı Selçuk Türkoğlu geçenlerde sosyal medya hesabından ortaya yazmış.
Diyordu ki orada, “Hakan Çavuşoğlu Balkan coğrafyasındaki FETÖ yapılanmasını öğrenmek istiyorsa, en son Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar başkanlığına atadığı yeğeni Abdullah Eren’in (34) babası yani, dayısı Halit Eren’e sorsun”!..
Ne mi yaptı Hakan bu çok ciddi itham üzerine?
Artık Başsavcıyı da arayamadı elbette.
“Pıısss”, sustu kaldı!