Cumhuriyet Savcısı bir dostum anlatmıştı, “Şimdiye dek bu devlet bir dönem Yahudilerin, bir dönem de Ermenilerin kontrolüne girmiştir” diye!
O vakit pek mana verememiştim doğrusu.
Ancak, iktidara talip bazı insanların kimliklerini görüp, onları daha iyi tanıdıkça hayret ediyor insan.
Dahası, geçmişte uzun yıllar boyunca “hakimiyetin kayıtsız şartsız millette olmadığını”, bazı elit ailelerin kuşaklar boyunca bu devleti yöneten asli unsurlar olduğunu anlıyorsunuz.
Orhan Öztrak’tan başlayalım örneğin:
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiriyor.
Neuchatel Hukuk Fakültesi’nde İdare Hukuk konusunda Doktora yapıyor.
Tavas, Yalova, Afşin, Yalova Kaymakamlığı, Mülkiye Müfettişliği, 27 Mayıs darbesi sonrasında Kurucu Meclis Tekirdağ İli Temsilciliği, 12, 13 ve 14’ncü dönem milletvekilliği…
Ardından 12 Eylül darbesine kadar Cumhuriyet Senatosu Tekirdağ Üyeliği…
Bu esnada aralara da Gümrük ve Tekel’le, İçişleri Bakanlıklarını sığdırıyor.
Evli ve iki çocuk babası Orhan Öztrak.
İsmet İnönü’nün eski içişleri Bakanı Mustafa Faik Öztrak’ın oğlu.
Yani babadan, dededen bu memleketin gedikli sahiplerinden Öztraklar.
Bitmedi!
Orhan Öztrak, TRT’nin ilk genel müdürlüğünü yapmış Adnan Öztrak’la, Devlet Bakanlığı, Fahri Korutürk ve İhsan Sabri Çağlayangil dönemlerinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yapmış İlhan Öztrak’ın ağabeyi ve eski Hazine müsteşarı ve 23’ncü dönem Tekirdağ milletvekili Faik Öztrak’ın da babası.
Büyükbaba Orhan Öztrak’ın Gümrük ve Tekel Bakanlığı, 1975’te kurulan Ecevit Hükümeti dönemine denk geliyor.
Orhan’ın babası Mustafa Faik Öztrak, Osmanlı’yı berbat edip dağıtan İttihat ve Terakki Örgütü üyesi.
İsmet İnönü O’nu Mustafa Kemal’in ölümünden sonra, 25 Ocak1939’da İçişleri Bakanlığı’na getiriyor.
Mustafa Faik’in Adnan, Orhan, İlhan, Handan ve Ülker olmak üzere 5 çocuğu var.
Adnan Paris’te okumuş, kaymakam olmuş. Basın Yayın Umum Müdürlüğü Heyet Reisliği’nin ardından da TRT’nin ilk genel müdürlüğüne getirilmiş. Hiç evlenmemiş.
Orhan İsviçre Neuchatel Hukuk Fakültesi’nde okumuş, kaymakamlık yapmış, 27 Mayıs darbecilerinin Kurucu Meclisinde Tekirdağ üyeliğine getirilmiş, 1962’de İsmet İnönü, 1975’de ise Ecevit tarafından Gümrük ve Tekel Bakanlığına, 1963’de yine İnönü tarafından İçişleri Bakanlığı’na getirilmiş.
Sorbon mezunu A.Ü. eski Rektörü Ali Kemal Yetkin’in kızı ile evlenen İlhan, Fahri Korutürk döneminde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine getirilmiş, ayrıca 12 Mart ve 12 Eylül darbecilerince de bakan yapılmıştır. Sonra Kenan Evren bir kez daha Cumhurbaşkanlığı genel Sekreterliğine getirmiş. Oğlu Kemal ise Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve MGK Genel Sekreterliği yapan Cumhur Asparuk’un damadıymış.
Orhan’ın oğlu olan, hâlen CHP sözcülüğü yapan torun Faik’se, Saint Joseph Lisesi’nde okumuş. Kraliçe’nin Birmingham Üniversitesi’nde master yapmış. SHP-DYP koalisyonunda İktisadi Planlama Genel Müdürlüğü’ne getirilmiş, Anasol-M’de BBDK’da Başkan Yardımcılığı ve Hazine Müsteşarlığına atanmış, TÜSİAD-KOÇ Üniversitesi Araştırma Fonu Başkanlığı yapmış, Milliyet gazetesinde yazmış.
NATO Parlamenter Asamblesi Ekonomi ve Güvenlik Komitesi Başkanlığını da yürütmüş olan Faik Öztrak’ın bir başka yanıysa Bilderbergcilerden olması.
Ali Babacan’ın da katıldığı 5-8 Haziran 2008’de ABD Virginia’da yapılan Bilderberg toplantısına Ferit Şahenk, Mustafa Koç ve gazeteci-yazar Zeynep Göğüş’ün yanı sıra CHP Milletvekili Faik Öztrak da katılır. Yani hemen her yere aşina bir isim bu torun Faik.
Eşiyse Nilgün Öztrak, 1993-2000 yılları arasında OYAK’ta Renault MAIS’in yönetim kurulu üyeliğinde bulunmuş. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşü olarak da adlandırılan 2017’deki eyleminde Faik-Nilgün Öztrak ailesi de ökçe eskitti.
Tayfun Er’in ‘Ergüvaniler’ isimli kitabında yer alan bilgilere göre, Orhan Öztrak’ın Faik dışında Haluk isimli bir oğlu daha vardır. Haluk bey ise hukuk eğitimi almış. Kayınvalidesi, Türk Kadınlar Birliği’nin meşhur başkanı CHP’li Günseli Özkaya imiş. O da Halkçı Parti’den yani Necdet Calp’in partisinden milletvekili olmuş.
Peki, kim bu Günseli Özkaya?
27 Mayıs darbecilerinden Milli Birlik Komitesi Sekreteri Albay Mehmet Şükran Özkaya’nın eşi.
Yani Öztrak Ailesi’yle, Özkaya Ailesi dünür.
Tarafların 27 Mayıs sonrasında da yollarına güçlenerek devam ettiklerinin açık bir delili bu durum.
“M. Faik Öztrak’ın Handan ve Ülker isimli iki de kızı vardır. Ülker, eczacı Metin Başkut ile evlenmiş, Handan ise Paris’te okumuş, İstatistik Profesörü Şefik İnan’la izdivaç yapmış. İnan ailesine ise hiç girmeyelim, İttihat ve Terakki’den Özal’a kadar uzanan bir hikâyesi var. Yine pek çoğu TBMM’deler” diyor yazar.
Adam karantinada, Corona tedavisi görüyor, şimdi ölür mölür, “Ölünün arkasından yorum yapıyorsun. Sen artık bence emekli ol” diye yazar hemşerim Ergin Erdolu altına; en iyisi mi şimdi sağken yazayım bari de laf etmesin!
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Sabetayist Kemal Derviş döneminde Hazine Müsteşarlığı’na getirildi, IMF ve Dünya Bankası ile Derviş ekonomisinin görüşmelerini yürüten heyette yer aldı.
Dolayısıyla ağa babalarıyla güçlü bir irtibatı var.
AK Parti iktidara gelince müsteşarlıktan alınınca, o da diğerleri gibi Aydın Doğan’ın Milliyet’ine kapak attı.
Ne de olsa Halit Kakınç’ın “Struma: İstanbul açıklarında 72 gün boyunca 769 Yahudi’nin dramı!” isimli kitabında belirttiğine göre, dönemin İçişleri Bakanı dede Mustafa Faik’le, Vehbi Koç arasında sağlam bir ilişki varmış.
Dede Faik ile Vehbi Koç’un ilişkisi, daha sonra içerisindeki 769 kişilik Yahudi aileyle birlikte Alman denizaltıları tarafından batırılacak olan Struma Gemisinden Segal Ailesi’ni çekip alacak kadar güçlüymüş.
Martin Segal, Standard Oil Company of Nevvyork (SOCONY şimdiki adıyla Mobil Oil) şirketinin Romanya’daki müdürüdür.
SOCONY’nin Türkiye genel müdürü Yahudi Archibald Walker, Vehbi Koç’tan ailenin Struma Gemisinden kurtarılmasını ister.
Koç bunu yapamayacağını söyler. Fakat Walker’ın elinde güçlü bir koz vardır.
O sırada İngilizler, Hitlere Krom sattığı için Koç’u kara listeye almıştır.
Yahudi Walker, masaya Koç’un bu sıkıntısını sürerek, bunu halledebilecekleri taahhüdünde bulunur.
Karşılıklı bir alış veriş yani. Sabetayist mason İhsan Sabri Çağlayangil’in Koç’a verdiği akılla, İçişleri Bakanı Mustafa Faik Öztrak’ın evine bayram bahanesiyle ziyarete giden Koç, Öztrak’tan aldığı özel izinle Segal ailesini gemiden çekip alır.
Yahudi Segal ailesini kurtarması Koç’un Yahudi dünyasında kahraman ilan edilmesi ve önlenemeyen yükselişini sağlayacaktır.
Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararında “Diğer Bürokrasi” başlığı altında yer alan şu ifadelerse hayli ilginç:
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Merkez Bankası eski başkanı Gazi Erçel, şimdiki Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, Cumhurbaşkanlığı sekreteri Tacan İldem Yahudi asıllı bürokratlardır.
MİT müsteşarı olmanın şartı, sabetaycı ya da mason olmaktır.
Kendisi de mason olan Şenkal Atasagun’un (babası bir generaldi) selefleri olan Ziya Selisik, Fuat Doğu ve Sönmez Köksal vs. masondurlar.
Hiram Abas da masondur. 12 Eylül yönetimi tarafından kendisine MDP’nin kurdurulduğu orgeneral Turgut Sunalp, 80 öncesinin kontrgerilla örgütü Ergenekon’un başıdır ve aileden masondur.”
Dahası, Faik Öztrak’ın babası Orhan Öztrak, Denizlerin asılmasına “evet” oyu veren bir CHP milletvekilidir.
Bu Faik Öztrak’a, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından 2008-2016 yılları arasında CHP’de Parti Meclisi üyeliği, Genel Saymanlık, Ekonomi Politikaları, İşveren Sendikaları ve Kuruluşları, Dış İlişkiler Genel Başkan Yardımcılığı görevleri verildi.
12 Şubat 2018 tarihinden itibaren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı görevinde.
10 Ağustos 2018 günü CHP’de yeni Merkez Yürütme Kurulu belli oldu.
Ekonomi Politikaları genel başkan yardımcılığına ve Parti Sözcülüğüne Faik Öztrak getirildi.
Şimdi, hakimiyet kayıtsız şartsız milletin mi yoksa elitler tarafından belirlenen seçkin bir zümrenin mi?
Bu mudur halkçılık, bu mudur solculuk?
Ey CHP’ye oy veren vatandaş hele bir düşün, nereyedir yolculuk?