Yazarlar

Hass..!

post-img
Geçmişte, İnsan Hakları Derneği'ni desteklemenin pek heveslisiydim. İnsan hakkı bu! Savunmayan, korumayan zaten insan değildir! Cezaevlerindeki koşullardı çoğunlukla dile getirdikleri şey. Her kim olursa olsun herkesin savunulmaya hakkı bulunduğu gibi, insanlık onuruna uygun şekilde davranılmak da olmazsa olmazıydı. Hülasa, yazdık çizdik. Ne zaman ki bunların sadece Kürt mahkumların davasını güttüğünü, memleketteki diğer hak ihlallerinin umurlarında bile olmadığını gördüm, işte o zaman sıtkım sıyrıldı! Hele hele cezaevlerinde terörist baskısı ya da beyinler yıkanarak başlatılan ölüm oruçlarını savunduklarını izledim dehşetle, işte o vakit beynim dumura uğradı! Vikipedi'de Türk doktor, insan hakları aktivisti, yazar, gazeteci ve siyasetçi diye tanımlanan TBMM 27. dönem HDP Kocaeli eski milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun artık foyası çoktan dökülmüş hallerini gördükçe aklıma bundan yıllar önce bindiğim bir belediye otobüsünde yaşananlar geldi. Şivesinden Kürt olduğu anlaşılan şoför yolculuk boyunca yüksek sesle elindeki telefonla konuştu. Üstelik de bunu maksatlı olduğu çok açık bir şekilde yöresel ağızlarla yapıyordu! Bu nedenle de her durakta 15-20 metre ileride durarak yaşlı insanları araca doğru yürüttü. Sürekli aynı sahneyi izledikçe içerideki herkes gibi ben de gittikçe sinirlenmeye başladım! Bir yandan sol elinde tuttuğu telefonla konuşuyor, sağ eliyle de hem vites değiştirip hem de direksiyona hakim olmaya çalışıyordu. Tophane'deki Muradiye Külliyesi'ni geçtik, "cartt" diye fren yaparak 20-25 metre uzakta durdu bu kez de... Ve koşarak gelen 15-16 yaşındaki bir çocuğu "geç kaldığı" gerekçesiyle küfrederek haşlamaya başladı! Artık dayanamadım: "Sus be terbiyesiz herif! Hem yarım saatten beri telefonla konuşarak hepimizin hayatını tehlikeye atıyorsun, hem de hiç kabahati olmayan bu çocuğa hakaret ediyorsun! Bak önüne!.." Zıvanadan çıkmıştım... "Gık" dese kararlıyım, herifin ekmeğiyle oynayacağım, o kadar sinirim bozuldu yani! Epeyce sustu... Nice sonra başını çevirerek şunu söyledi: "Bu gadder de ezmeyin canim!.." Herif hem suçlu hem güçlü; bu arada ezen de biz oluyoruz! Hass...! Bu Gerger midir nedir, işte kimlerin değirmenine su taşıdığı artık ay kadar, güneş kadar aşikar olan onun tayfası kimi zaman İngiliz, bazen Alman, Rus, Fransa, İsrail, şimdilerdeyse Amerikan uşağı olarak bölgeye hizmet gitmesin diye iş makinası yakan, işçi, mühendis, öğretmen katleden, sivil masum Kürtleri öldüren, silahsız insanları şehit eden, uyuşturucu ve petrol kaçakçılığıyla yolunu bulmuş eşkıya baronlarının yancısı olacak... Cinayetler karşısında ses çıkarmayacak... Maaşını senden benden alıp, ömür boyu saltanat sürecek... Meclis'te sürekli şov yapmaya kalkacak... Sonra da "insan haklarından" bahsedecek öyle mi?!. "Hass..!.." Bunların önü, sonu, arkası, sağı solu, alavere dalavere! Kesinleşen 2 sene 4 ay mahkumiyeti nedeniyle teslim olmayacakmış Şovmen Gerger... Ne değişir? Polis ya da Jandarma alır, tutar ensenden, teslim eder cezaevine! İşte bir de ayrıca o fotoğraflardan da medet umacak Amerika'nın Pe Ka Ka ajanları! Oysa insanlarımızın çoğu bilmiyor ki bu gün Türkiye'de, 4 yılın altında ceza alanlar hapis yatmıyor! Örneğin, toplam 4 yıl 1 ay cezası varsa sadece 1 ay yatıyor. Sonra, 2 yıl düşülüyor, kalan süreyi "denetimli serbest" olarak geçiriyor. Bu ne demek? Dışarıda önce "haftada 3 gün karakola gidip imza atacaksın" demek. Sonra bu imza süresi sırayla 2 ve 1 güne düşüyor. İlaveten ayda bir kere de Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı seminerlere katılıyorsun. Oralarda "iyi vatandaş nasıl olunur, temizliğin esasları, empati, öfke kontrolü" gibi dersler alıyorsun. Bu Gergerlioğlu ve tayfasına ilaveten şunlar da öğretilmeli: - Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak. - O benim milletimin yıldızıdır parlayacak. - O benimdir, o benim milletimindir ancak. - Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı: Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. - Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda! - Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. - Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal! - Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır; toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. - Gavura yaranarak dolarları kendine döşek yapan aşağılıklar, ancak işkembe-i kübradan atandır!

Diğer Haberler