Ben onu bunu bilmem arkadaş!
Hoca dediğinin azıcık duası da tutacak, bedduası da!
Fethullah hoca yerel seçim öncesinde “Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin” diye diye beddualar etti, adamlar daha bir güçlenerek aldılar belediye başkanlıklarını yine.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde de bomba gibi beddualar savurdu Hoca efendi.
Dedi ki; “Kim sülükse, Allah onun bin belasını versin. Sülüklerin evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Kim çeteyse… kim örgütse… kim silahlı örgütse… kim milletine kötülük yapmak istiyorsa… kim milletin hakkı olan arpa kadar bir haram yemişse, Allah onun belasını versin”!
Sonuç?
Tayyip Erdoğan bu kez yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı!
Yok yok…
Fethullah Hoca’nın yukarısıyla iletişimi çok düşük son zamanlarda!
Belli ki araları yok.
Sadece o mu?
Hoca’nın elini öpenin bahtı çürüyor, elleri kuruyor.
Eskiden hayır duasını almak üzere AKP’li politikacılar kuyruk olurlardı Pensilvanya yollarında…
Yağcılık yapıp, siyasi ikbal kapma peşinde olan kim gittiyse hepsinin işi tersine döndü.
Hey hat!
Kim derdi ki Erdoğan’la, Gülen bir gün birbirlerine çat çat!
Kasidelerden fal tutan, ancak oynadığı kupon daha ilk ayakta yatan uyanık politikacılardan biri de Yıldırım’ın bahtsız bedevisi, belediye eski başkanı Özgen Keskin’di kuşkusuz.
Bürokrasi ve siyasetteki kariyerini tepedekileri mutlu edip, okşayarak elde eden Özgen Keskin sandı ki seçim öncesi Hoca’yı da bir öpüp gelirse nirvanaya erecek ve makamlara makam demeyecekti.
Gelin görün ki hemen ardından 17 Aralık bombası patlayınca değil Gülen’i ziyaret etmek, 50 kilometre mesafeye kadar yanına yaklaşan herkes tü-kaka ilan edilip, uzaklaştırılıverecekti partiden.
Hoca’nın hayır duası Özgen Keskin’e de yaramamıştı.
Dahası yer ile yeksan etmiş, darmadağın olmuştu ilbal-i siyaseti.
Aday yapmadılar onu.
Eskilerden bir tek o aday yapılmadı.
Tam da o süreçte iki yazı kaleme almış, bazı gerçekleri siyasete mizah da katarak okurlarımızla paylaşmıştık.
Bir politikacının asla yapmaması gereken bir şeyi yaptı Özgen Keskin, sağa sola danışmadan içlerinde hiçbir hakaret ya da suç unsuru bulunmayan o yazılarla ilgili hakkımızda savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Gittik ifade verdik.
Bursa Cumhuriyet Savcılarından Halit Tunç’un verilen dilekçeye mütaalası insana bu memlekette çalışkan ve adil hukukçular da var dedirtecek kadar iç açıcı ve ayrıntılı.
Memleketteki diğer politikacı ve gazetecilere de rehber ve dayanak olması açısından önce Cumhuriyet Savcısı Halit Tunç’un, Özgen Keskin’in avukatına verdiği “hukuk dersi niteliğindeki” yanıtını paylaşıyorum:
BURSA
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
BASIN VE MEMUR SUÇLARI BÜROSU
Soruşturma No : 2014/16164
Karar No : 2014/23257
KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR
DAVACI : K.H.
MÜŞTEKİ : YILDIRIM BELEDİYE BAŞKANLIĞI
VEKİLİ : Av. MURAT ÖZ, BURSA
Şükraniye Mah. Kurtuluş Cad. Yıldırım Belediyesi
Hizmet Binası Yıldırım/BURSA
ŞÜPHELİ : MEHMET ALİ YILMAZ, RAGIP Oğlu MÜRÜVVET’ den olma,
07/12/1964 doğumlu…
SUÇ : Basın Yoluyla Hakaret
SUÇ TARİHİ VE YERİ : 21/02/2014 BURSA
SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ:
Müşteki vekilinin başvurusu üzerine girişilen tahkikat sonucunda toplanan delil, bilgi ve belgelerden;
Her ne kadar Yenibursa.com isimli internet sitesinin 21/02/2014 tarihli yayınında yukarıda açık kimliği yazılı şüpheli tarafından kaleme alınan “EN BÜYÜK KİMİNKİSİ” başlıklı köşe yazısında
Yıldırım Belediye sınırları içinde dikilen Türkiye’nin en büyük bayrak direği ile ilgili olarak “En büyük bizimkisi” , “Merak edip Haydar DÜMEN’e sorsaydı eğer ‘Önemli olan boyu değil işlevi evladım işlevi ‘ , “Ne oldu o bayrak direği şimdi” gibi beyanlarla, Yıldırım Belediye Başkanına hakarette bulunulduğu,
yine şüphelinin Tük Bayrağını hakaretlerine malzeme yaparak bayrağa da hakaret ettiği,
şüphelinin ayrıca Yenibursa.com isimli internet sitesinin 21/11/2013 tarihli yayınında da “İSMAİL HAKKI EDEBALİ İLE SOHBET” başlıklı yazıda belediye başkanına yönelik olarak “Görünüşe göre AKP siyaseti onu bu sefer artık evine, edebi, ‘Cin Ali Kitapları’ yazmaya geri döndürecek” sözleriyle Yıldırım Belediye Başkanına hakaret ettiği iddia edilmekle müsnet suçtan dolayı soruşturma yapılmış ise de;
Şüphelinin Yenibursa.com isimli web sitesinde 21/11/2013 tarihinde yazmış olduğu “İSMAİL HAKKI EDEBALİ’YLE SOHBET” başlıklı köşe yazısında Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında yaşamış ve Osman Gazi’nin hem kayınbabası hem de hocası olan Şeyh Edebali’den bahsettiği, yazının devamında da yazı tarihi itibari ile yaklaşan yerel seçimlerde Yıldırım İlçesi Belediye Başkan Aday Adayı olan ve soyadı Şeyh Edebali ile benzerlik gösteren İsmail Hakkı EDEBALİ ile arasında geçen sohbetten bahsettiği, devamında da Yıldırım İlçesinin yazı tarihi itibari ile Belediye Başkanı olan Özgen KESKİN ile ilgili değerlendirmelerde bulunduğu, bu kapsamda Belediye Başkanı Özgen KESKİN hakkında “Özgen KESKİN iki dönemdir Farukseviciliği sayesinde oturuyor ama hayli de yıpranmış durumda, görünüşe göre AKP siyaseti onu bu sefer artık evine, ‘Cin Ali Kitapları’ yazmaya ger döndürecek. Yıldırım’da şu ana dek yaşanan gelişmelere bakınca bizim içimize doğan his ise şöyle parti içindeki delegelerin yapacağı derin pazarlıklar sonucu… Yıldırım da İsmail Hakkı Edebali’ye bırakılacak gibi duruyor.” şeklinde yazıyı sonlandırdığı,
Yine şüphelinin Yenibursa.com isimli internet sitesinin 21/02/2014 tarihli yayınında kaleme aldığı , “EN BÜYÜK KİMİNKİSİ” başlıklı köşe yazısında Bursa il ve ilçelerindeki belediye başkanları ve başkan adayları hakkında değerlendirmelerde bulunduğu, yazının ilk paragrafının son kısmında “…Osmangazi’ye aday gösterilen Recep ALTEPE yüzde 56 küsür oy olarak göğüslemiş ve AKP’nin bayrağını Bursa’nın orta göbeğine dikmişti. Bu bayrak meselesini unutmayın çünkü Yıldırım Belediye Başkanlığına seçilen Özgen KESKİN de daha sonra yıllar boyunca Türkiye’nin en büyük bayrak direğini dikmekle övünecek, boy boy çektirdiği fotoğrafların altına da “En büyük bizimkisi” diye yazdıracaktı” şeklinde değerlendirme yaptığı, devamında partilerin ve adayların oy oranları hakkında tahlil yaptıktan sonra yazının son kısmında “…Alın mesela bunlardan biri de Özgen KESKİN Yıldırım’ın, partisi tarafından yeniden aday gösterilmeyen belediye başkanı Özgen KESKİN de yukarıda söylediğimiz gibi ‘Hizmetten Sayarak’ bir vakitler “Türkiye’nin en büyük bayrak direğini’ ilçesine dikmiş olmakla övünürdü habire? Oysa en büyüğü olsaydı ne olacaktı, azıcık ortası kalsaydı ne çıkacaktı? Kuş mu konduracaklardı sanki en büyük bayrak direğine? merak edip de Haydar DÜMEN’e sorsaydı eğer, “önemli olan boyu değil işlevi evladım, işlevi” yanıtını alacaktı hiç kuşkusuz! dinlemedi
kimseyi. Ne oldu o bayrak direği şimdi? Hiç öylece ortada kaldı!” şeklinde olduğu görülmüştür.
Soruşturma aşamasında ifadesi tespit edilen şüphelinin savunmasında özetle, söz konusu yazılarında Yıldırım Belediye eski Başkanının aynı zamanda bir siyasi parti temsilcisi ve eski bir eğitimci olmakla birlikte çocukların okuma yazma öğrenmesi ve kişisel gelişimleri için eğitici kitaplar yazmış bir yazar olduğunu, nitekim Cin Ali isimli kitabın da bu amaca yönelik bir kitap olduğunu, bayrak direği ile ilgili bir hakaretin yer almadığını, yorumda ironi bulunduğunu, suçlamayı kabul etmediğini bildirdiği görülmektedir.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, gazeteci olan ve bu alanda yazarlık yapan şüphelinin yerel seçim öncesi Bursa ve ilçe belediyeleri ile ilgili olarak kaleme almış olduğu ve yukarda bir kısmına değinilen her iki yazısında da genel olarak değerlendirmede bulunduğu, yazılarda Yıldırım Belediye eski Başkanı olan Özgen KESKİN’i de andığı ve her iki köşe yazısının akışında da bu kişiye ilişkin birtakım eleştirilerde bulunduğu, ancak bu eleştirilerdeki ibarelerin Yıldırım Belediye Başkanlığına yönelik kurumu tahkir eder içerikte olmadığı gibi Özgen KESKİN hakkındaki yer yer sarsıcı eleştirilerin de hakaret boyutuna ulaşmadığı, dolayısıyla bu eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
nitekim Yargıtay 8 Ceza Dairesinin 2009/20717 Esas ve 2012/21276 Karar sayılı kararı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Handyside/ Birleşik Krallık, Castells/İspanya kararlarında ve daha bir çok adı geçen yüksek mahkemelerce verilmiş kararlarda ifade özgürlüğüne vurgu yapılarak, kamuyu ilgilendiren sorunların kamuya açık olarak tam bir serbestlik içerisinde tartışılabilmesi, şiddeti teşvik eden eylemler hariç bu tartışmanın boyutlarının Devlet organları tarafından maksimuma çıkarılması, kamuoyunun bir bölümünün ve hatta çoğunluğunun hoşuna gitmeyen, ürkütücü, şok edici fikirlerin de Türkiye Cumhuriyet Anayasasının 90/5.maddesi uyarınca artık iç mevzuatımızın gibi göz önünde bulundurulması zorunlu olan Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 10.maddesi kapsamında korunması gerektiği, yine Anayasamızın 13,14,25,26 ve AİHS’nin 9/2, 10/2, 17.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde Devlet yahut halkın bir bölümü için rahatsız edici, hoşa gitmeyen, kural dışı, endişe verici ,fakat şiddet ve şiddet kışkırtıcılığı içermeyen nitelikteki, sözlerin de ifade hürriyeti kapsamında kalacağı, ifade hürriyetinin demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini oluşturup, toplumun ilerlemesi ve her bir bireyin kişisel gelişimi için temel koşullardan biri olduğu, ifade özgürlüğünün sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan haber ve düşünceler için değil, fakat aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanması gerektiği, bunun çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri olduğu kabul edilmektedir.
Diğer bir yandan, şikayet konusu yazılarda şayet Yıldırım Belediye eski Başkanı olan Özgen KESKİN’e yönelik bir hakaret iddiası olacaksa bile bu iddianın Yıldırım Belediye Başkanlığı tarafından değil bizzat Belediye Başkanı olan ilgili kişi tarafından şikayet konusu edilmesi gerektiği, dolayısıyla dosyadaki şikayette TCK.nun 73. Maddesine taraf teşkili de oluşmadığından soruşturma kapsamında Özgen KESKİN’e yönelik iddialar konusunda kamu davası açma imkanının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu gerekçelerle şüpheli hakkında isnat edilen suçtan KAMU ADINA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA,
Karardan birer süretin taraflara tebliğine,
Karar tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yalova Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde itirazda bulunabileceğine CMK 172/173 maddeleri uyarınca karar verildi.06/06/2014
HALİT TUNÇ 4240 Cumhuriyet Savcısı
……………………………
Evet, teşekkürler sayın savcı…
Maalesef siyasi kaygı ya da korkularla hareket eden günümüz Türkiye’sindeki kimi hukukçular gibi davranmayıp yüreklive verdiğiniz bu karardan ötürü sizi kutluyorum.
Devam edelim…
İsmail Hakkı Edebali’yi tanıdığım andan itibaren çok sevdim.
Mütevazı, bilgili ve kendini yetiştirmiş bir insan.
Ve kimi AKP’liler gibi “kul hakkı” yemeyecek, yedirmeyecek bir insan portresi çizdi benim gözümde.
Nitekim daha önce kaleme aldığım yazılarla da ne kadar haklı olduğum, altıncı hissimin beni yanıltmadığı bir kez daha çıktı ortaya.
Gelin geçen hafta basında çıkan ve aslında İsmail Hakkı Edebali’yi değil, özellikle Özgen Keskin’i anlatan şu ifadelere bir bakalım:
“Yıldırım Belediyesi’nde, yeni başkan İsmail Hakkı Edebali ile eski Başkan Özgen Keskin dönemlerinde, aynı sürede görülen aynı iş için yapılan ihalelerin bedelleri arasındaki fark “bu kadar da olmaz” dedirtiyor…
Ak Parti kulislerinde, ikinci defa aday gösterilmesi için en büyük desteği dönemin milletvekili Hayrettin Çakmak’ın verdiği iddia edilen Yıldırım Belediyesi eski Başkanı Özgen Keskin döneminde yapılan ihalelerle yeni başkan İsmail Hakkı Edebali döneminde yapılan ihaleler arasında dudak uçuklatan farklar var…
Yıldırım Belediyesi, geçen yıl 3 farklı hizmet alımı için 45 milyon 900 bin lira ödeme yaparken, bu yıl 19 milyon 600 bin lira ödedi.
Aradaki 26 milyon 300 bin lira ise kasada kaldı.
Yıldırım Belediyesi’nde son 2 yıl da yapılan 3 ihalede ortaya çıkan rakamlar arasındaki fark pes dedirtiyor.
2013 yılında yapılan asfalt, park bahçeler ve temizlik hizmetleriyle ilgili ihaleler için belediyenin kasasından toplamda 45 milyon 900 bin lira para çıkmıştı.
1 yıl geçerli olan asfalt ihalesinde 9 milyon lira, park bahçeler ihalesinde 12 milyon lira ve temizlik ihalesinde de 24 milyon 900 bin lira ödeme yapılmıştı.
Ancak bu yıl aynı ihaleler için yapılan ödeme tam toplam da 26 milyon 300 bin lira daha düşük.
30 Mart seçimlerinde göreve seçilen İsmail Hakkı Edebali başkanlığı döneminde yapılan ve yine 1 yıl geçerli olan asfalt ihalesi için 3 milyon 600 liraya, park bahçeler ihalesi 3 milyon ve temizlik ihalesi için de 13 milyon lira ödeme yapıldı. Toplamda 3 ihale için belediyenin kasasından çıkan para miktarı 19 milyon 600 lira oldu.
Ayrıca belediyenin en yoğun hizmet alanı olan temizlik işleriyle ilgili yapılan ihaleye geçen sadece 3 firma katılırken, bu yıl ise 26 firmanın katıldığı belirtildi.
Aynı şekilde asfalt ve park bahçeler işlerinin ihalesine de 20’yi aşkın firmanın katıldığı ifade edildi.
Mustafa Gültekin-Rota Bursa”
Durumu gördünüz mü sevgili okurlar?
Özgen Keskin’in 2 dönem başkanlık ettiği Yıldırım’da bayrak direği asıl kimin neresine kaçıyormuş?!.
Şimdi burada bariz şekilde suç ihtimali ve şaibe var.
Yapılması gereken tek şey, artık bürokratik dokunulmazlığı da ortadan kalkan Özgen Keskin hakkında, yukarıdaki tabloya istinaden suç duyurusunda bulunmak!
Bu yazıyı okuyan Cumhuriyet savcısı varsa ben buradan bulunuyorum!
Yok, memlekette gerçekten muhalefet partileri mevcutsa…
CHP’si, MHP’si, DSP’si, İşçi Partisi, HDP’si, Halkın Kurtuluşu, EMEP, SDP, ÖDP, TKP…
Tüm bu kuruluşların İl ve Yıldırım yöneticilerine sesleniyorum:
“Yapacağınız şey iki satır dilekçe yazıp, adliyeye giderek vermek!..”
Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlıkları'na da yollayın...
Bunu şimdi, şu vahim tablo karşısında yapmayacaksınız da ne zaman yapacaksınız allahaşkına?!..
SON SÖZ: Geçme Fethullah Gülen köprüsünden bir daha ürkütürsün vakvakları, Atatürk Kent Ormanına çam diktim, git topla kozalakları!..
İSMAİL HAKKI EDEBALİ’YLE SOHBET BAŞLIKLI YAZIMI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
EN BÜYÜK KİMİNKİSİ BAŞLIKLI YAZIMI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN