Yazarlar

Hoşt puşt!

post-img
Osmanlı’da padişah bir gün Avrupa’ya bir sefer planlamış.   Ancak yolda giderken ahaliye rezil oluruz diye de yeniçerilerin başlarına taktıkları, adına “puş”denilen uzun keçe takkelerin yenilenmesi talimatını vermiş.   Çıkılan onca seferin ardından yıpranmış bu serpuşlar.   Eski dilde “ser” asker demektir, “serpuş” da askerin taktığı “puş” yani şapka.   Saraydakiler hemen ulak çıkarıp Hüdavendigar vilayetinin kadısı, Vedat Kantar’ın büyük büyük dedesi İbrikçi Neccümeddin Ağa’ya haber salmışlar.   Daha evvel Batum derbentinde akıncı olarak vazife yapan İbrikçi Necümeddin Ağa, uzun zaman Karadeniz’de kaptan-ı deryalık ettikten sonra saraya “ibrikçibaşı” olarak tayin edilmiş, oradan da padişahın hizmetlerini takdir etmesiyle “kadı” olarak Bursa’ya gönderilmiş.   Rahmetlinin gözleri de biraz bozuk olduğundan saraydan yollanan fermandaki “hiç vakit geçirmeden buraya derhal 10 bin puş gönderile” lafını, “hiç vakit geçirmeden buraya derhal 10 bin puşt gönderile” diye anlamış bizim Necümeddin Ağa!   “Ula” demiş ardından, “ben şimdi nereden bulacağım bu memlekette bu kadar çok sayıda puştu?”   Neyse, başlamış çalışmaya…   Bursa’nın dört bir yanına adamlar yollamış.   Kemalpaşa, Karacabey, ardından Yenişehir derken, en son puştu İnegöl’den bulup tamamlamış sayıyı Necümeddin Ağa.   Hepsini 10’arlı sıra yaptırıp, eski Yalova Yolundan başlarına da birer kumandan vererek İstanbul’a doğru derhal yola çıkarmış.   Tam 10 bin puşt karadan çıkmış çıkmasına yola ama saraya “Anadolu’dan 10 bin kişilik bir grup geliyor, ayaklanma çıkarıp şehr-i İstanbul’u yağmalayacaklar” haberi de ulaşmış kısa bir süre sonra!   Bunun üzerine padişah da yolda karşılayıp tepelesinler diye, yeniçerileri yollamış puştların üzerine   Grubu Kartal’da durduran yeniçeri ağası bir de bakmış ki, gelenler isyancı filan değil, hepsi bildiğiniz puşt!   Kısa süre sonra hazır savaş da var…   “Madem geldiniz, o zaman düşün önümüze, sizi de İstanbul’a götürüp katalım ordumuza, belki bir faydanız olur” demiş yeniçerilerin başı Kubbettin Ağa.   Yeniçeriler arkada, puştlar da önde başlamışlar mehter takımı eşliğinde ilerlemeye.   İşte o gün oluşmuş Osmanlı ordusunda iki ileri gittikten sonra bir adım geri atıp arkaya bakarak yürüme alışkanlığı!   Puştlar her iki adımda bir geri dönüp, yeniçerilerden kendilerine bir hareket var mı diye bakar olmuşlar sürekli!   Hikaye bu ya?   İşte o gün bu gündür burada bulunanların hepsi gittiğinden Bursa’da hiç puşt kalmadığı, İstanbul’unsa puştların krallarıyla kaynadığı rivayet edilmektedir.   Hatta dahası da var…   En son İnegöl’den alınıp kafileye katılan puştun şu sıralar tüp gazcılık da yapan torununun torunu,  geçmişte İstanbul takımlarından “Beşikbillur’un da ” başına geçen İnegöllünün, puşt oğlu puşt olduğu da rivayet edilir Bursaspor camiası içerisinde!..   NOT: O tarihten sonra her ne kadar Bursa’da hiç puşt kalmadığı söylense de bence en az bir tane var; hem de puştun önde gideni bu herif! (Ulan puşt, köpekliğini cümle alem zaten biliyordu; şimdi puştluğa da mı başladın lan sen puşt? Hoşt, puşt!..)

Diğer Haberler