Yazarlar

İbibik dangalak kelaynaklar

post-img
"Kaymakam öğretmeni sınıftan kovdu." Hadi ya! Sadist mi bu kaymakam; deli mi? Ya da mesleğinde kaymakamlıktan daha öteye gitmeyi düşünemeyecek kadar akılsız mı? Sen İstanbul Siyasal'ı kazanıp bitireceksin, ardından her yıl en az 25 bin kişinin katıldığı kaymakamlık yazılı sınavlarında ilk 400'ün arasına girmeyi başaracaksın... Sonra Devlet'teki görevine, Bursa'nın Keles İlçesi'nde kaymakam vekili olarak başlayıp, şimdi de bu vazifeyi Artvin'in Kemalpaşa İlçesi'nde asaleten yürüteceksin... Ve ziyaret ettiğin bir okulda sınıftan öğretmen kovacaksın! Hadi ya! Sosyal medyadaki ibibik dangalakların yaptığı paylaşımlarla yıkıldı geçen hafta ortalık!.. Mustafa Kemal'in ziyaret ettiği bir okulda tahtanın yanında ayakta durduğu fotoğrafı mı yayınlamadılar yine, "öğretmenliğe" dair ucu dibi görünmeyen uyduruk aforizmalar mı saçılmadı ortalığa?!. Hakaretlerin bini bir para... Amaç? Çoğunun yaptığı salaklık, geriye kalanlarsa hükümet, Devlet düşmanı! Bu kadar net!.. Artvin'in, Kemalpaşa İlçesi Kaymakamı Mehmet Faruk Saygın Bursalı, ailesinin geçimini manavlık yaparak kıt kanaat sürdürmüş, benim de uzun yıllar öncesinden tanıdığım Doğruyol Partisi Delegesi Mustafa Saygın'ın "tekne kazıntısı" yani, yaşamının son döneminde dünyaya gelen oğludur. Azimle, büyük bir mücadele vererek "devlet adamlığı" yolunda ilerleyen pırıl pırıl bir delikanlıdır... Peki, olay nasıl gelişiyor? Araştırdım... Görev yaptığı bölgede çok programlı Anadolu lisesini ziyaret ediyor Mehmet Faruk Saygın... Sınıfta başka öğretmenler de var... Çocuklarla sohbet sırasında kapıyı açıp, bir adam giriyor içeri... Ve kendini tanıtmadan Kaymakam'a doğru elini uzatıp, selamlaşmak istiyor... Öğrencilere kötü örnek olmaması için elini göğsüne koyarak selamlıyor genç kaymakam onu... Adam ısrarla elini uzatmayı sürdürünce de kim olduğunu bilmediği bu şahsa "Dışarıda bekleyin; buradaki görüşmemiz bitince konuşalım" diyor... Ve içerideki öğretmenlerden biri başlıyor bağırmaya: "Siz bir öğretmeni sınıftan kovamazsınız, öğretmenlik kutsaldır!.." Bıdı bıdı bıdı, bıdı bıdı bıdı!.. Kovan yok, kovulan yok ama ortada arızalı bir durum var! Aynen Türk Tabipler Birliği'ndekiler gibi, sağ duyusunu çoktan kaybetmiş, solcu artığı insanların cirit attığı Eğitim Sen üyesidir orada bulunan öğretmenler!.. Ardından Oda TV'ye paslanır gerçek dışı bu haber: "Kaymakam sınıftan öğretmen kovdu!.." Sonra meseleyi hiç araştırıp soruşturmadan marjinal diğer İnternet siteleri başlarlar yayına... Devamında da kendilerine sosyal medyada kimlik arayan dangalak ibibikler paylaşmaya başlarlar bunları elbette!.. Almanya çok tırsıyor Türkiye'den... Özellikle yurt dışında 30 farklı dilde radyo, televizyon ve İnternet yayıncılığı yapan Deutsche Welle yani kısaca DW isimli medya kuruluşu her fırsatta bizim memleketin altını oymak için elinden gelen düşmanlığı yapıyor son yıllarda... Bakan gözler için açıkça görünüyor ki amaçları Türkiye'yi, Türk Hükümeti'ni yıpratmak... Sadece bu uyduruk "Kaymakam öğretmeni sınıftan kovdu" haberini servis etmedi DW Medya geçen hafta, bir de diğerleri gibi Rönesans Holding'in "Virjin adalarına 210 milyon dolar para kaçırıp, vergi ödemediği" iddiasını da duyurdu... Meseleyle ilgilenip araştırdım... Bir kere, havale edilen para "vergi cenneti" diye adlandırılan Virjin adalarına filan değil, holdingin iştiraklerinden bir şirkete "İsviçre'ye" gidiyor!.. Ee bu para çantayla, bavulla da gitmiyor... Nasıl gidiyor? Ulusal ve uluslar arası meşru kabul edilen bankacılık sistemi üzerinden yasal bir finans kuruluşu aracılığıyla! Bankaya giren bir paranın vergisi ödenmiş midir? "Evet." Gelin görün ki yürütülen algı operasyonu söz konusu paranın sanki bir rüşvetmiş gibi kamuoyuna kakalanmasından ibaret! Ve ilginçtir, kendini aydın sanan, yüksek tahsil görmüş pek çok insan bu tarz girişimleri yiyiyor! Oysa söz konusu para Rönesans Holding'in sahibi Erman Ilıcak'ın annesi Ayşe Ilıcak'ın hissedarı olduğu şirketin hesabına gidiyor gerçekte... Peki bu insanlar uluslar arası fon naklini niye yaparlar? İşte bunu anlamak için de Rönesans Holding'in ne yaptığına, ne olduğuna bakmak lazım? Türkiye'nin dünyadaki en güçlü, etkin ve başarılı şirketlerinden biri... Şu anda tam 28 ülkede faaliyet gösteriyor... Gelirinin yüzde 80'inden fazlasını yurt dışından, sadece yüzde 20'lik kısmını da burada yürüttüğü projelerden sağlıyor... Şimdiye dek 50'den fazla ülkede inşaat ve yatırım projeleri gerçekleştirmiş... Tam 28 yaşında olan bu kuruluş örneğin Avrupa'nın en yüksek binasını, Avrupa'daki dünyanın en uzun demiryolu tünelini, kuzey kutbunda petrokimya tesislerini, Türkmenistan'da dünyanın en büyük doğalgazdan benzin üretim tesisini, Sri Lanka'da su arıtma tesislerini, Karayipler'de hastaneleri, Kuzey Kutbu Denizi'nde 650 bin tonluk betonarme yüzer doğalgaz platformunu, Hollanda'nın en uzun karayolu tünelini ve Türkiye'de dünyanın en büyük deprem izolatörlü yapısını inşa ederek başarı hanesine gururla koymuş... Engineering News Record tarafından yayınlanan dünyanın en büyük uluslararası müteahhitlik firmaları listesinde Avrupalı müteahhitler arasında 9'ncu sırada, tüm Dünya'daysa 28'nci sırada yer alıyor... Türkiye'de taahhüt işine başladığı 2012 yılında yurt dışı faaliyetlerinin toplam cirosu 15 milyar dolar... Şu ana dek 40 milyar doları bulan yüzlerce projeyi yurt dışında teslim etmiş... Tam 75 bin insan çalıştırıyor... Türkiye'nin dışarıda da faaliyet gösteren gelmiş geçmiş en büyük müteahhitlik firması... Hiç kimsenin elinde 210 milyon dolarlık bağış ya da karşılıksız edinim sağlandığına dair bir belge yok... Söz konusu para yerel ve uluslararası mevzuata uygun, şeffaf bir şekilde yatırım amacıyla bundan yıllar önce transfer edilmiş... Ha! Bu arada, Erman Ilıcak uzun senelerden beri Türkiye'de vergi rekortmenlerinin arasında, onu da söyleyeyim... Dünyada ağır sanayi tesisleri, altyapı projeleri, imalat sanayi tesisleri, kimyasal ve ilaç üretim tesisleri, yiyecek ve içecek işleme tesisleri, otomotiv ve makina fabrikaları, devlet binaları, sağlık kompleksleri ve enerji santrallerinin yanı sıra alışveriş merkezleri, ofisler, oteller, konutlar ve karma yapılar inşa ediyorlar. Peki suçu ne bu insanların? Şu ana kadar saydıklarım yetmez mi?!. İnşaat sektöründe Türk firmaları Çin'den sonra dünyada en büyük projelere imza atıyorlar bu gün... Ve bu işte çok büyük mesafe alındı... Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni Rönesans Holding yapmış... Yapsın lan! Alman Hans'ın şirketi yapacağına bizim Erman'ın firması yapsın!.. Yapsın, benim ödediğim vergilerden de şakır şakır bedelini alsın, helal hoş olsun, helal olsun!.. Da, bizim "ibibik kelaynaklara" giren çıkan ne oluyor ben asıl onu anlayamıyorum?!.

Diğer Haberler