Yazarlar

İtiraf ediyorum, Necati Şahin’i ben aday yaptım!

post-img
Son yerel seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Necati Şahin’in CHP’ye geçmesini ben sağladım! Şimdi kimileri bunun şaka ya da bir ironi olduğunu filan sanacaklar ama ciddi söylüyorum, vallahi bakın, Şahin’i aday yapan bendeniz, daha doğrusu Şenol Dolar’la ikimiziz. Niye böyle bir şey yaptın diye kızan kızsın ama durum aynen böyle. Yaptık bi kere; sorun deyin ki pişman mısın; değilim?!. Bu gün olsa yine yapardım ve fakat milletvekili listesine sokulmasını asla onaylamazdım!.. Hikayesi şöyle: ………. Bütün siyasi partiler adaylarını hemen hemen netleştirmiş… CHP Bursa merkezdeyse tam bir aday kabızlığı yaşanmakta! Ortalıkta adam yok. Herkes seçim kazanma olasılığı yüksek olan Mudanya’ya üşüşmüş durumda. Milletvekili Sena Kaleli bile Mudanya’ya yeşilleniyor. İnşaat Mühendisleri Odası eski Şube Başkanı Necati Şahin’in de Recep Altepe’yi alaşağı edip, onun yerine AKP’den aday olma peşinde. Onun için de Altepe’ye her fırsatta vurdukça vuruyor. CHP’de iş en sonunda kala kala eski Milletvekili Kemal Demirel’e kaldı. Kemal beyse “Büyükşehir’e aday olurum olmasına amma ilk genel seçimde beni yeniden milletvekili yaparsanız” tiradını oynuyor yataklı Ankara Ekspresi vagonunda!.. ………… Bir gün Şenol Dolar’la Medya Restoran’da oturuyoruz. Tavlada habire yenilip durmaya bayılıyor Şenol!.. Bilmem kaçıncı kezdir yere attığı zarları bulmak için eğilip bakınırken “Mali be “ dedi, “n’olcak bu CHP’nin hali? Seçimler geldi çattı hala Büyükşehir’e aday bulamadılar olum”!.. “Valla sorma Şenol’um, aynen öyle” yanıtını verdim Dolar’a. “Necati abi acaba kabul etmez mi”? “Dur arayayım bakalım, belki vakti saatidir” dedim ve çevirdim telefonu: -Aloo, Necati abi gel seni CHP’den aday yapalım? “Yok be Memedali abi” diyerek güldü, benden büyük olmasına rağmen böyle seslenir, “Benim aile yapım, geldiğim yer, partim belli. Olmaz o iş.” -Bak sen öyle deme, yengeyle filan da konuş, düşün, taşın, bi ara istihareye de yat, ben yine arayacağım seni. On beş gün sonra bir kere daha aradım. Ve bu sefer  bir “olur” ışıltısı hissedince durumu hemen CHP’nin eski yöneticilerinden Ahmet Memişoğlu’na açtım. O da “Çok şahane olur be’olum” şeklinde yaklaşınca meseleye; CHP’nin İşadamlarıyla koordinasyonunu üstlenen Sanayici Ertuğrul Kaplan’ı arayarak “Necati Şahin’i hemen fabrikaya kahvaltıya davet edip, ağzını ara  bi abi bakam” dedi. Şahin o kahvaltıda yine “olmazları” oynadı. Etrafa “Dubai’ye gidiyorum” diye haber bırakıp, beş gün boyunca Ankara’da AKP Genel Merkezi’ne kamp kurdu. En sonunda genel başkan yardımcılarından “Olmaz bu iş” yanıtını kesin olarak alınca hemen oracıkta Ertuğrul Kaplan’ı arayarak “Tamam CHP’den adayım” dedi ve Bursa’ya döndü. Bu arada biz de gelişmeleri sessiz sedasız ama milim milim takip ediyoruz tabii ki! Balıkesir’de işadamlarıyla akşam yemeği var, Kılıçdaroğlu ve CHP üst yönetimi orada. Bu kez Ahmet Memişoğulları ve Ertuğrul Kaplan, Genel Başkan Yardımcısı  Umut Oran’ı aradılar. Umut Oran, “Salı günü Ankara’ya getirin, genel başkanla tanıştıralım” dedi. Memişoğulları da, Oran’a “Bir buçuk saatlik yol, ne gerek var ta Ankara’ya gitmeye, atlayıp getirelim adamı oraya be ya” yanıtını verdi. Üzerindeki kıyafetleri bile değiştirmeye fırsat bulamayan Şahin altında kot pantolonu ve üzerinde yine kırmızı kazağı olduğu halde aceleyle paketlenip Balıkesir’e götürüldü. Tümü otelin üst katlardaki odalarından birinde buluştular. Sena Kaleli oraya bile çağrılmadı. Necati Şahin yaklaşık yarım saat kendini anlattı. En sonunda da Kılıçdaroğlu elini sıkıp “Hayırlı olsun” dedi. Biz bu gelişmeleri olaya bizzat  “müdahil” olmamız nedeniyle meslektaşlarımıza karşı duyduğumuz saygı gereği yazmadık; istedik ki kendisi bir basın toplantısıyla tümüne birden aynı anda açıklasın! Ama Necati Şahin böyle yapmak yerine bu gelişmeyi sızdırmayı tercih etti, çok da yanlış davrandı. Hatta biz o zaman “Necati Şahin aday değil!” başlıklı ironik bir de yazı kaleme almıştık çünkü, bir kişi resmi kanalla adaylığı ilan edilmeden önce “aday” değil, sadece “aday adayıdır” bunu da siyasetin azıcık içinde olan herkes bilir!.. Sonra Şahin’in kırmızı kazağıyla başlayıp, aynı kazakla bitirdiği CHP için sıradışı seçim kampanyasına şahit olduk. Ve uygulanması düşünülen projelerle, seçim kampanyasının açıklandığı  basın toplantısına cümle alem çağrıldı, bir tek biz davet edilmedik biliyor musunuz?!. Yediler, kırklar, üçler ekseninde sabah namazlarıyla başlanan günlük seçmen ziyaretleri Somuncu Baba, Göbek Atan Dede ve Tezveren Sultan ekseninde sürüp gitti daha sonra. Gelin görün ki Tezveren Sultan koltuğu Necati Şahin’e tez elden vermedi! Şimdi kendisi gecikmeli de olsa o koltuğa oturabilmek için partide piyasa yapıyor; o şimdi asker, canı neler ister!.. Fakat CHP’de belediye başkan adayını milletvekili yapmak gibi bir gelenek yok. Sena Kaleli’yi yaptılar ama “kaybetmiş belediye başkan adayları” kategorisinden değil, “kadın kotasından” dolayı yaptılar. Zaten kendisi de bu kadın kotasının ne olduğunu yanlış anlayıp, kapı gıcırtısına bile her yerde göbek atıp durdu vekilliği boyunca! Evde yemek yaparken bile “Bu fasulya iki buçuk lira” şarkısını söyleyip durduğu rivayet edilir. O açıdan bakıldığında eski Gök Kuşağı Derneği başkanı, cinsel özgürlükler savunucusu ve de CHP’nin İl delegesi transseksüel Öykü Evren bile, Necati abiden daha şanslı durumda bize göre!      

Diğer Haberler