Yazarlar

İyi, kötü, güzel ve çirkin!

post-img
Büyük dayım Avukat Hasip İnhal “menekşe gözlü” lakaplı, iki kez Oscar kazanmış İngiliz oyuncu Liz Taylor’a hayrandı. Hakikaten güzel kadındı rahmetli… O yıllarda gazeteden kestiği fotoğrafını bir bantla oturma odasındaki duvara yapıştırmıştı Hasip dayım… Sonra, aradan yıllar geçti… Artık Liz abla yaşlanmış, yüzü de buruş buruş olmuştu… O yaşlı halinin resmini de gençlik fotoğrafının yanına astığını gördüm… Kadın hala güzeldi… Bir kadın gençliğinde güzelse eğer, yaş aldığında da güzeldir… Tabi elbette ona bakan gözlerin kimde olduğu da önemlidir bu noktada! Herkes gibi ben de güzel bakmayyı severim; sevaptır aynı zamanda… Güzelden de anlarım; illa ki artist olması gerekmez; yanağında bir beni, öte yanda gamzeleri, ok gibi insanın ciğerini delen kirpikleri, kiraz gibi dudakları, mani hülyalara daldıran bakışları, okyanus dalgaları gibi saçı bile yeterlidir meftun olmak için… Hep söylerim, şimdiki kadınları da hiç anlamıyorum; botoks dolgular, estetik ameliyatlar, silikon göğüsler ve daha neler neler… Elizabeth Taylor, 79 yaşında kalp yetmezliğinden dolayı öldü… Hasip dayım da öldü ardından kalp yetmezliğinden… Kaderleri işte tam da bu noktada kesişti… Bir gece yatağında uyurken son nefesini verdi. Ama o “güzelin” ne olduğunu bilerek öldü! Güzel, yaşlansa bile her daim güzel, çirkinse çirkindir… Bu gün dünyada kime sorarsanız sorun, “bildiğin bir tablo hangisi” diye, büyük çoğunluğu “Mona Lisa” diyecektir… Hatta 500 yaşında olsa bile Lonardo Da Vinci’nin bu ölümsüz eserinin bu günkü değeriyse tam 1 milyar dolardır. Güzel her daim güzel, iyi her daim iyidir… Daha durun bakalım!... Osmanlı’da İkinci Mahmut “Fes Yasasını” çıkarttı… Memurların sarık ve şalvar giymesini yasakladı… Fermana karşı çıkanlar hapse tıkıldı… İşte bu da çirkindir… Devamında nasıl bir devrimse, 1925 yılında “şapka devrimiyle” karşılaştı (!)  bu millet ve Karadeniz kıyıları bu serpuşu takmayanları Hamidiye zırhlısından bombalandı… “Atma Hamidiye atma, şapka da giyeceğiz, vergi de vereceğiz” tekerlemesi oradan çıkmıştır işte… Bu durum çok daha çirkindir… Ne serpuşmuş be! Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi filmleri arasında sayılan 1966 yılında çekilmiş, İtalyan yapımı bir Western yapıtı var: “İyi, Kötü ve Çirkin yani, İtanca adıyla:  “Il buono, il brutto, il cattivo”  Clint Eastwood, Lee Van Cleef ve Eli Wallach bu filmle adeta efsaneleşirler. Ve u film de çok güzeldir Türkiye’nin havacılık ve savaş sanayisinde gösterdiği ilerleme müthiştir mesela. Bizlerin de 80 milyonda 1 ortağı olduğumuz, şu sıralar Dünya etrafındaki yörüngesini arayan 8’nci uydumuz göğüs kabartacak  harika bir projenin eseridir.   Bursa’da oradaki köhne yapıları kamulaştırıp yıkarak hanlar bölgesini açan ve eski şehri turizme kazandıran Başkan Alinur Aktaş’ın bu girişimi her türlü övgüye layıktır. Kentimizde başkanlığını yaptığı Yıldırım İlçesi’nin Mevlana Mahallesi’nde oradaki ucube evleri yıkarak gerçek manada ilk kentsel dönüşüm girişimine öncülük eden Oktay Yılmaz’ın bu çalışması son derecede değerlidir. Mudanya’nın hayırsız Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın  aradan onca yıl geçmesine ilçeye kalıcı hiçbir hizmet üretememesi çok ama çok kötü bir durumdur. Özellikle çocuklar ve kent insanını toprakla yeniden buluşturup, Bursalıların ucuz ve organik ürünler tüketmesi amacıyla 2001’i “Gıda Yılı” ilan eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in son derece başarılı sosyal projeler yürütmesi güzeldir. Kuruçeşme Mahallesi’nde oturan bir arkadaşıma uğrayıp, sohbet ederim zaman zaman… Sokakta yaşayan siyaha yakın kahverengi tüylü bir “sosis köpekle”  tanıştım bundan bir süre önce; adı “Zeytin”… Çok şeker sevimli bir hayvandı… Rahatsızlanmış Zeytin… Tam bir hafta boyunca o çok sevdiği salam dahil hiçbir şey yememiş… Mahalleli de O’nu alıp, Osmangazi Belediyesi’nin sokak hayvanları için hizmet veren, Hamitler’deki  barınak ve hastanesine götürmüşler. Sonra bir telefon: “Köpek öldü!..” İşitince kulaklarıma inanamadım! “Kalk” dedim “Murat”;  “oraya gidip Zeytin’in akıbetini öğrenelim”… Tesisi Recep Altepe yapmıştı… Açılış törenine dair hiçbir davet almadığım için de gidip görememiştim…. Ne güzel bir iş yapmış Altepe… “Bravo!” Ancak yapmak kadar sağlıklı şekilde işletmek de öyle… Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ı da bu açıdan tebrik ediyorum… “İyi bir mirasın hakkını veriyor orada.” Sadece Bursa’da değil, memleketin her yerinde kimin bir derdi tasası varsa Ankara’ya gidip, İçişleri  Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı Harun Akın’ı buluyor… Günün 24 saati “Dert babası” gibi çalışıyor Akın…  Ve bu bakımdan büyük bir boşluğu dolduruyor. “Vallahi bravo!..” “Tesla” gibi pek çok elektrik elektronik şirketinin kurucusu Elon  Mask’ın serveti 335 milyar dolar…  Amazon’u kuran Jeff Bezos’sa 202 milyar dolar… Windows’un yaratıcılarından Bil Gates de 136 buçuk milyar dolarlık bir varlığa sahip… Ve bu üç adam her ne hikmetse geçen yaz dev bir gemiye benzeyen koca koca yatlarıyla Türkiye’ye, Bodrum’a geldiler… Kimse meseleye bu açıdan bakmadı… Tümü birden 10 yıldan beri Türkiye’den toprak satın almakta, arazi toplamakta! Bankalar kredi borçlarını ödeyemedikleri için haciz koydukları dev arazileri bunlar için biriktirmekte… Aracı emlakçılar bunlara çalışmakta… Öte yandan sonra ileride etrafa, “Özel mülktür girilmez” tabelaları astırıp, bu alanlarda uygun görecekleri kişi ya da grupları yerleştirmeyi düşünüyorlar mıdır acaba? Malum, Yahudiler Sultan 2’ci Abdülhamit’ten toprak alamayınca çok para verip Araplardan edinmişlerdi. Osmanlı dağılmaya yüz tutunca başladı süreç… Sonra orada koloniler kurup kibbutzlarda yaşamaya başlamışlar, bu günkü İsrail’in temelini işte böyle atmışlardı... Gözlerini “vaat edilmiş topraklar” olarak gördükleri Anadolu’ya doğru bir koridor açmak için PKK-PYD vasıtasıyla Irak, Suriye ve hatta İran’a diktikleri herkesin malumu. Dünyada parayı takip et, mutlaka Yahudi’ye ulaşırsın. Gezegendeki tüm banka ve finans kuruluşlarına bak, mutlaka bir Yahudi parmağı bulursun.  Bence de dövizin bu kadar kısa sürede artmasının asıl nedeni gittikçe büyüyüp gelişen Türkiye’yi bölüp, parçalayarak yutmak isteyen “dış güçlerdir dahası, dolar milyarderi, dünyanın en zenginleri vasıtasıyla yapmak istemişlerdir bu son darbeyi. Ve son olarak, işin en “çirkin” yanı da işte budur! NOT: Bazı sağlık sorunları nedeniyle bir süredir yazamadım. Bundan sonra daha sık görüşeceğiz bir aksilik olmazsa; hepinize selamlar...

Diğer Haberler