Bir portre:
Ömer Ziya Göktuğ.
Tanıdığım en zeki insanların arasında yer alır.
Müthiş derecede becerikli ve kafası çalışan bir insandır Ömer abi.
Bu halinin getirdiği ve ona hep en büyük zararı veren en kötü huyuysa “her şeyi en iyi ben bilirim” anlayışıdır.
Türkiye’nin yurt içinden yayın yapan ilk özel televizyon kanalı Flash’ı kurdu Ömer Göktuğ.
Sonra da kanalı Bursa’dan alıp, İstanbul’a taşıdı.
Dev holdinglerin bile kolay kolay üstesinden gelemedikleri televizyon yayıncılığını o gün bugündür tüm iktidarların her türlü baskısına rağmen sürdürmeyi başarabiliyordu.
Zamanın Bursa’daki Doğruyol Belediyesi’nin yurt dışından ithal edip de bir türlü satamadığı binlerce ton kömür dağlarını televizyonundan yayınladığı reklamlarla kısa sürede tükettirivermişti Göktuğ o yıllarda.
Bu ilk tecrübesinin ardından yıllar sonra Amerika’dan esinlenerek tasarladığı televizyon ekranından doğrudan satış politikasını geliştirecek, yayın kuruluşlarının sadece reklamlardan değil, ürün satarak da para kazanabileceğini öğretecekti herkese.
Mesela siz Flash ekranında demir parmaklıkların ardından mahpushane şarkıları söyleyen Dilber Ay’ı ve arka planda ellerindeki tespihleriyle volta atan mahkumları görüp, “Aman ya rabbi! Kimler izliyor bu programları” diye söylenerek kendinizi başka bir kanala atıyordunuz ya?
Ancak Ömer Göktuğ, Türkiye’de hapis yatan kaç mahkum olduğunu öğrenmiş, aileleriyle birlikte bunların kafa sayılarını toplayıp çıkararak hesaplamış ve kılı kırk yararak koymuştur o programı yayına.
Şimdi siz yine diyeceksiniz ki, “Birkaç milyon insana izlettireceğim diye böyle kötü bir programı yayınlayıp, kanalın kalitesini düşüreceğine daha başka bir şey düşünemez miydi acaba”?
Yook, kazın ayağı hiç de öyle değil çünkü, Türkiye hâlâ nüfusunun yüzde yetmişinin ilkokul düzeyinde eğitimli olduğu bir ülke bu bir…
İkincisi de oğlu, amcası, yeğeni ya da kocası en basitinden kız kaçırmış, ufak tefek suçlara karışmış, iflas edip batmış, kıskançlık cinayeti işlemiş, adam yaralamış o kadar çok insan var ki bu coğrafyada, Avrupa ülkeleri arasında tutuklu sayısında da birinci sıradayız Allah’a hamdolsun!..
Ayrıca burada amaç yayını çok fazla insana izletmek de değil; izleyen insanların ellerini ceplerine atmalarını sağlamak!
Çünkü aynı programı aynı anda Türkiye’deki cezaevlerinde hapis yatan tüm kader mahkumları da seyrettiği için, Flash TV’ye cep telefonlarından mesaj göndererek ekranın altındaki kayan yazılar sayesinde içerideki yakınlarınıza moral olsun diye not da iletebiliyorsunuz!
Kolay değil, kanal yaşayacak, yaşatılacak.
Üstelik de iktidar nimetlerinden pay almaksızın!
Ömer Göktuğ, Milli Türk Talebe Birliği kökenlidir.
Göktuğ, anlattığım yapısının çok ötesinde “sıra dışı” çizgileri olan kronik bir muhaliftir aynı zamanda.
Baştan itibaren AK Parti’nin kurucularının tamamı en yakın arkadaşları olduğu halde, onların devr-i iktidarında sadece yanlarında durmak suretiyle acayip nemalanıp, köşeyi fersah fersah dönebilecekken o ne yaptı biliyor musunuz?
“Zaman zaman muhalif olmayı tercih etti!..”
Sırf bu nedenle aforoz edildi Ömer Göktuğ ve Flash Televizyonu.
Yoksa, kentin böğrüne delik dondan çıkar gibi diktiği o ucube gökdelen çürümeye terk edilmez, yıkım kararı çıkartılmaz, çoktan ruhsatını almış vaziyette işliyor olurdu.
Flash TV ilk göz ağrımızdı bizim.
İlk kez televizyona orada çıktım.
Mesela yaşanmış olaylardan örneklerin anlatıldığı “Gerçek Kesit” programını da anmamak olmaz.
Pek çok Bursalı sanatçı o yapım sayesinde Türkiye genelinde tanındı ve ünlü oldu.
Türkiye’de ilk izdivaç programının yaratıcısı da Ömer Göktuğ’dur.
Ve bilin ki ülkede pek çok ünlü televizyoncunun yolu mutlaka önce Flash’tan geçmiştir.
Ben de bir dönem orada görev yaptım.
Bursa’da iş bulma umudumun kalmadığı o zor yıllarda Ömer abinin Ankara’daki haber bürosuna davetini asla unutamam.
Kendisine minnettarım.
Ve Flash TV yayınına ara verdiği için de çok üzgünüm.
"Uzun süredir yaşadığımız ve artık çekilmez hale gelen baskılar nedeniyle bir süre yayınlarımıza ara verme kararı aldık” açıklamasıyla 28 yıllık kesintisiz macerasına nokta koydu kanal.
Hiçbir basın yayın kuruluşu destek çıkmadı.
Hiçbir meslek örgütünden açıklama gelmedi.
Herkes sustu, susmayı tercih etti!
Flash’ın kapanmasından daha acı olansa işte budur günümüzde!
İnanıyorum ki, yaşamı boyunca onca zorluğa göğüs geren Ömer Göktuğ bu işin de üstesinden gelecek ve bir evlat gibi emek verdiği televizyonunu eski güzel günlerine mutlaka kavuşturacaktır.