Yazarlar

Olta Bu Sefer Sağ Cenahta

post-img

Bazen kitabın ortasından, hatta sonundan başlamak lazım. İktidar her seçim öncesi yapa geldiği gibi, bu yerel seçim öncesi de anayasa değişikliğini gündeme getirdi. Ana muhalefet şimdilik bu değişikliğin arka sayfasını anlamış; Altı doldurulmamış, ne içerdiği belli olmayan bu söyleme itiraz ediyor. TBMM de CHP’nin yaratığı yapay muhalefet partileri ise bu topa girme hevesindeler. Hep aynı, alıştığımız gerekçe ile ‘anayasa değişikliğine baştan hayır dersek AKP bizi halka şikâyet eder, cevabımız olmaz’.

 

Biraz eski referandumları, bunların kurgulanışını hatırlamak lazım. Eski defterleri açalım.

12.Eylül.2010 Referandumu

Gösterilen hedef 12 Eylül Faşist yönetimi, arka sayfada  adalet sisteminde yeniden yapılanma.

Yıl 2010, AKP iktidarının oltanın ucundaki yem (tabiri mi mazur görün) 12 Eylül faşist yönetimini yargılamak, cezalandırmak.

Seçilen referandum tarihide manidar 12.Eylül.2010.

Ama referandumun arka planı o zamanki adı ile Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunu ve Anayasa Mahkemesini 144-146-159 maddeleri değiştirerek adalet sistemini yeniden yapılandırmak.

Araya çeşni olarak;

Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan pozitif ayrımcılığı gözetmek;

  1. Madde yapılacak değişiklik ile kişisel verilerin korunmasını güvence altına almak.
    Anayasanın 41. maddesinde yapılacak değişiklik ile Ailenin korunması ve çocuk haklarını güçlendirmek gibi,

Toplumu yakından ilgilendiren değişiklikleri öne çıkararak sade vatandaştan oy almak amacı il hareket etmiş ve başarılı olmuştu.

Olta sol cenahta işini yaptı; Yetmez ama Evet,

Oltadaki yem 12 Eylül faşist yönetimini yargılamak idi. Bunu yutan sol enteller (entelektüeldiyemeyeceğim kusura bakmasınlar),

12 Eylül faşizm yargılanacak safsatasına inanarak “yetmez ama evet” kampanyası ile AKP referandumuna katkı koydular…

Sade vatandaşa aile, çocuk, kişisel verilerin korunması hikâyesi, sol entellere faşizmi yargılama masalı ile bu referandumda istedikleri sonucu aldılar. FETÖ planı olduğu söylenen, yargı düzenlemeleri ile istenilen iktidar denetimi imkanını yakaladılar.

Zaten iktidara % “4-5” oy gerekliydi bu da yetti.

Yetmez ama EVET diyenler ile iktidar mutlu oldu.

 

16.Nisan.2017 Referandumu

Anayasayı, uygulamaya uyduralım.

2010 Anayasa değişikliğinden sonra, Başkanlık sistemi tartışmaları devam ederken,

MHP Lideri Bahçeli, 16.Ekim.2016 da başkanlık sistemi tartışmasını yeniden açtı. ''Şu anda Anayasa çiğnenmekte ve suç işlenmektedir'' diyerek,

‘Uygulama Anayasaya uymuyorsa, Anayasayı uygulamaya uydurmak lazımdır’ mealinde bir konuşma ile 2017 referandumunun fitilini ateşledi.

Ve

16.Nisan.2017 de referandum yapıldı. Seçim devam ederken saat 17.00 civarında YSK mühürsüz oyların geçerli olması konusunda Yasaların açık hükümlerine rağmen karar aldı.

Bu referandum sonucu ile yürürlükteki parlamenter sistemin kaldırılarak yerine başkanlık sisteminin getirilmesi.Başbakanlık makamının ortadan kaldırılması.Meclisteki vekil sayısının 550'den 600'e çıkarılmasını ve de Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunun, Hakimler Savcılar Kurulu olarak adlandırılması yapısında değişiklikler yapılması kabul edildi.

Ve Parlamenter sistem kalktı.

Bir milletvekilinin hakkının gaspı ile Ankara’dan İstanbul’a yürüyen ana muhalefet başı (bu doğru bir tavırdı) bu kadar hukuksuzluğa itiraz için;Bırakın İstanbul’a ne TBMM’ne veya nede YSK’na yürüme tavrı, cesareti gösteremedi,göstermedi.

Bunu sorgulamak her CHP’linin hakkı değil mi.

Ülkenin yönetim yapısı değişiyor, tabiri caizse CHP de tık yok…

 

Ve Yerel Seçim Öncesi Anayasa değişikliğinde rol kapma çalışmaları

Girişte yazdığım gibi, AKP’nin anayasa değişiklik önerisine karşı çıkmamak için bahane arayan yapay muhalefet partilerinde beyler; sanki son seçimlerde,

AKP’nin kural dışı tüm oyunlarına, montaj videolara cevap vermiş;

Bu yanlışları dik duruşla seçmenine anlatmış, seçim çalışmalarına sokakta içten bir destek vermiş gibi açıklamalar yapıyorlar.

Bu söylem gücünü nereden mi alıyorlar.

Tabiî ki meclisteki sandalye sayılarından.

CHP’nin hangi akla hizmet ile yaratığı bu tabloya bir göz atalım, hatırlayalım. Toplam oyları %”8-9” bulmayan bu yapay muhalefet partilerinin 38 milletvekili var,

ana muhalefetin aymaz başının maharetiyle…

361 Referandum Hesabı

1-AKP                                      263                            

2-CHP                                      130                            

3-Yeşil ve Sol Gelecek                57                              

4-MHP                                      50                              

5-İyi Parti                                 44                              

6- Saadet Partisi                       20                              

7-DEVA                                    15                              

8- Yeniden Refah P.                    5

9- TİP                                       4

10- HÜDAPAR                           4

11- DP                                     3

12- Demokratik Bölgeler P.         2

13- Emek P.                              2

14- DSP                                   1

Referanduma evet diyecekler, AKP, MHP, SAADET, YRP, HÜDAPAR, DSP olarak öngörülür ise toplam 343 gibi bir rakam çıkıyor. Bir başka anlatımla referanduma 18 eksik var.

İyi Parti, Saadet Partisi ve Deva partisi gibi muhafazakâr tabanlı, 82 milletvekilinin varlığı göz önüne alınır ise bunun hiç zor olamayacağı daha net ortaya çıkıyor.

 

Bu rakamlarda CHP’nin büyük öngörüsü ile meclise soktuğu ve temelinde hiçbir ilkenin olmadığı artık anlaşılan 38 milletvekilinin AKP’nin anayasa değişiklik önerisi doğrultusunda ne yapacakları belli olmadığından; Bu ülkenin gelecek yüzyılı belirlenmesinde yapaylarınpatlamaya hazır mayın oldukları unutmamak gerek.

 

Bu dönem olta, sağ cenahta muhafazakârlar için mi atılacak?

12 Eylül referandumu oltasındaki yem entel/dantel sol içindi, faşizmi yargılamak.

Eee

Şimdi bu artık olmayacağına göre, başka mahalleye yeni yem gerek.

Onu da tahmin etmek zor değil. İslam sosuna batırılmış,aile yapısı tartışmasını yaratmak.

Hatırlanacağı gibi seçim öncesi,ana muhalefetin öngörüsüz başı;Başörtüsü konusunu gündeme getirmişti. Hatta Sn Erdoğan bunu gollük pas olarak değerlendirmişti.

Bir,

Başörtüsünün anayasaya madde olarak ilavesi;

İki;

Son dönemin çok dillendirilen, LGBT ile aile yapımız bozuluyor, bozulacak tartışmasının

açılmasıplanları yapılıyor, halkımızda kutsal görülen Türk aile yapısı üzerinden,

 

Sözün kısası, Anayasa değişikliğine karşı çıkıyorsanız

“Başörtüsünün anayasal güvence altına alınmasına karşısınız ve de

LGBT’ YE evet diyorsunuz, aile yapımıza karşısınız”boyutuna oturtturulacak görünüyor propagandaları.

 

Senaryo aynı, aktörler değişik.

Geçen iki referandum yaşananlarını üst üste koyarsak “özgür çağdaş” bir toplum adına nasıl kayıplar verildiği, nelerin yaşatıldığı aşikâr.

Şimdi Üçüncü referandum; senaryo aynı aktörler değişik.Belli bir mahalleyi kendilerince vicdanen baskılayıp eksik %”4-5” tamamlamak.

 

Anayasayı istedikleri şekilde yorumlayıp; İktidar ve destekçileri çoğu zaman Anayasa Mahkemesinin kararlarına saygı duymadıklarını beyan etmeleri, uyulmamaları hatta kapatılması konusunda açıklamaları yaparak,

mevcut Anayasaya uymazken, uygulamazken,

Yeni anayasa çabalarında toplum yararına, ne kadar samimi olarak iyi değerlendirilmeli.

 

Anayasa referandum zemini.

Ama yeni anayasa zemini,öngörüsüz CHP Genel Başkanıkatkıları atıldı.İşine yarayan fırsatları çok iyi kollayan;Sevsekte, sevmesekte çok iyi toplum mühendisliği yapan, gollük pası çok iyi değerlendirecek gibi görünen AKP iktidarı tarafından ufukta şekillendiriliyor.

Ne olmalı ne yapmalı bunu yasal yollardan engellemek için.

 

Bi umut,

CHP’de değişim.

Öngörülü yeni Genel Başkan;

TBMM’de oylamada referandum kararı alınmasını engellemek, sayısal açıdan pek olası görünmüyor.

İktidarın oltası,

TBMM’yi göl olarak görürsek iyi çalışacak görünüyor,

muhafazakâr yapay muhalefet milletvekilleri için.

İşte tam burada; Anayasa değişikliğinin halk oylamasına gittiğinde, bunu topluma;

Arka plansız, şeffaf, güvenilir yeni bir CHP üst yönetimi anlatabilir.

Başka tanımla, oltadaki muhafazakâryemin, denizde etkinliğini yitirmesi;

için halka gerçekleri, teklifin satır aralarını, gerçek amacını açıklayarak,

ülkenin bir adım daha geri gitmesinin önüne geçebilir.

Bu, Ülkenin tüm sorunlarına çözümüne çare olmaz belki ama gidişatı durdurup,

yeni bir toplumsal yas, matem dönemine sokulmasına engel olur;üzerimize giydirilmeye çalışılan dar elbisenin önünü keser.

İlk aşama;

Ana muhalefet partisi kurultayı. Buradan değişim rüzgarını arkasına alarak;

İkinci aşama yerel seçim başarısı yakalamak.

Ülkenin insanları için,

Dahası, Umut olur.

Demokrasi yolunda…

Bakarsınız bunlardan sonra sıra üçüncü aşamaya;

İktidar seçimlerine gelir.

 

Değişim olmaz ise,

Toplum tünelin sonundaki ışığı da kaybetmiş olur.

 

Diğer Haberler