"Bu yazı bir Alıntı.
Yazarını en azından ben bilmiyorum.
Tüm yazıya imzamı atarım.
Yazanın kalemine, yüreğine helal olsun...
Yazı alıntıda, bizlerin bu yazı içinden, alıp hayata geçirmemiz gereken bir şeyler yok mu...
Ne dersiniz...
Hadi bi sonuna kadar(!) okuyuverin...
İyi bayramlar demeye dilim varmıyor.
Sağlıcakla kalın, aklınıza mukayyet olun ilk önceliğimiz artık bunlar."
Artık şunda bir anlaşalım bence;
Halk "zavallı"
Halk "uyuşturulmuş"
Halk "kendisinden gizlenen gerçeklerle kör, sağır olmuş"
Halk “dinini bunlar yüzünden yanlış yaşamış”
Halk “ahlaklı”
Halk “dürüst”
Halk “namuslu”
Falan değil!
Benim de ara ara yaptığım burnu büyüklükle onlara “halk” falan deyip,
hümanist düşüncelerle “ah bir görseler gerçekleri” diyoruz ya;
hah işte onlar o senin ‘gerçekler’ dediğin şeyin dibine kadar farkındalar.
Onlar kandırıldıkları için o partiye oy vermiyorlar,
onlar kendileri gibi oldukları için o partiye oy veriyorlar.
Onlar senin sandığın gibi uykuda değiller,
aksine senden on kat daha fazla uyanıklar.
O “halk” aslında kim biliyor musun?
O halk Atatürk Havalimanında çalışan taksici,
O halk Cuma namazından sonra torunu yaşında kızın kıçına bakıp iç çeken tonton amca,
O halk altın günlerinde üst katında ki günahsız öğrenci kıza “eve erkek alıyor, orospular doldu apartmana” diye dedikodu yapan hacı teyze,
O halk tecavüze uğramamak için camdan atlayan kızın haberinin altına “zaten açık kapıymış, ne kaybederdi ki?” yazan türbanlı bacı,
O halk daha geçen gün elimden zorla aldıkları, “çaldıysa çaldı, Ecevit, Sezer çalmadı mı? Bu hiç olmazsa müslüman, diğerleri siyonist köpeklerdi” diyen güvenlik görevlisi,
O halk ambulansın peşine takılıp üç araç geçmeyi kar sayan trafikteki şoför,
O halk ağzından “cahiliye devri” düşmeyen ama “kitap okuyunca başıma ağrılar giriyor” diyen adam,
O halk “irkekler birbirini zikiyordu, Allah’ da Lut kavminin üzerine bela yolladı” diye derste anlatıp, akşam erkek öğrencilerinin üzerine çullanan dernek öğretmeni ,
O halk anaları, babaları öldüğünde üzülmeden önce “sana bir daire fazla düştü” diye saç saça, baş başa giren insanlar,
O halk kendi yaşam alanında insan gibi yaşamak için sosyalist partilere oy verip; senin ülkende “müslüman caaanım” diye o partiye oy veren almancılar, gurbetçiler,
O halk her ramazan ekranda ki sahtekar “kütük allah diyorduuu” dediğinde ağlayanlar,
O halk ağzından “Tanrı Misafiri” düşmeyip Pippa Bacca’ ya tecavüz edip öldürenler,
O halk rutin trafik çevirmesinde polise nereli olduğunu sorup en alttan, en üste otoriteye biat edip, yaltaklanmaya çalışanlar..
Halk; tek bir kitap okumayıp, her konuda fikri olanlar.
Halk; kendisi gibi düşünenden başkasının yaşamasını istemeyenler.
Halk; cehaletin hadsizliğinden, izlediği salak saçma dizilerden veya yarışma programlarından mutlu olanlar.
Hakikaten şunda bir anlaşalım bence;
Halk bu.
Sen, ben, biz değiliz.
Belki aynı parayı kazanıyor,
belki aynı hayat standartlarında yaşıyoruz ama halk
ne kandırılmış garibanlar,
ne de senin onları sandığın kadar masumlar.
Ortada bir savaş var ve bu ideolojilerin savaşı değil!
Sadece iyi ve kötü’ nün savaşı!
İşte gerçeğin özü;
hümanist olma veya hümanist görünme uğruna bildiğimiz halde bunun savaşını vermezsek bu kitle giderek büyür ve hepimizi asimile eder.
KÖTÜLERİN VE KÖTÜLÜKLERİN BAŞARILI OLMASININ TEK ŞARTI
İYİLERİN HİÇ BİR ŞEY YAPMAYIP SADECE SEYİRCİ OLMASIDIR.
Bu yazı bir Alıntı, tekrar hatırlatayım... Ne dersiniz var mı alınacaklar/çıkarılacak dersler...
İsmet İNÖNÜ ne demiştiii,
"Namuslular, en az Namussuzlar kadar cesur olmalıdır"...
Var mı ekleyecekleriniz, bekliyorum?..