CHP Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, seçimde ikinci de olsa yakalanan başarı sonrası, türbülansa girdi...
Garip bir şekilde, seçim gecesinde başlayan/ortaya alenen çıkan garip bir iç savaşa girdi. Adayının inanılmaz başarısını ret eden bir konum aldı. Tabip değilim ama bu hastaya nakil edilen bir kalp gibi, doku uyuşmazlığı gösterip sonuçları ret eder hale geldi veya en azından toplumdaki görüntüsü buydu...
Sonrasında Sn İnce ekibinin Kurultay isteği bana göre "anti demokratik" tüzük kurallarıyla ret edildi. Dış pencereden bakıldığında toplum bilimin, sadece matematik ile ifade edilemeyeceğinden dolayı, bu ret edilişin yanlış bir adım olduğunu düşünüyorum.
Bunun sonucunda, parti tabanda ciddi bir ayrışımla karşı karşıya kaldı.
Siyaset uzmanı değilim ama Sn İnce'nin ekibi Genel Başkanlık savaşı öncesi, tüzük kurultayı adımını yaşama geçirse idi, hem ülkeye hem CHP'ye daha büyük iyilik etmiş olurlardı. Neyse, geçmişe mazi deriz ya...
Seçim gecesi yaşanan, rezil bilişim olayı sonrası, ortaya çıkan kırtasiyeciden alınmış, 001 numaralı, helvacı kâğıdı fatura her şeyi net olarak ortaya koyuyordu...
Seçtiğiniz bilişim şirketi faturasını bile dijital ortamda kesemiyor. Yani kılavuzu karga olanın misali...
Haaa,
Şimdi tüm bunları geride bırakma zamanı,
Neleri mi?
Cumhurbaşkanı adayına sahip çıkmamayı;
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Ankara Çankaya'da bile verilmeyen araç desteğini;
Seçim gecesi, Sn İnce'yi Genel Merkezde ağırlamama nezaketsizliğini;
Hani doğru olmasa da (bana göre erken) Kurultay imzalarına Genel Merkez olarak verilen tepkiyi;
Bir de, örgütte, tabanda, inanca dayalı yönetim kaygılarının yaratığı travma derinleşiyor;
CHP'de taban, inanca dayalı bir yönetim sistemi algısının, ABD ve iktidar tarafından desteklenen bir projenin parçası olarak görüyor...
Görüyor da,
Bunun karşılığında, üst yönetim olarak bunu yok etmek değil de sanki doğrular gibi yapılan davranışlar, tabanı kökünden etkiliyor...
Bakın,
Taban Aleviliğe karşı değil. Bunun yönetim biçimi olmasına karşı. Bu tip davranışları ulusumuzun parçalanmasında ki en büyük tehlike olarak görüyor.
Tabanda ki herkes AKP'nin dinci yaklaşımına aynı paralelden karşılık verilmesine karşı.
Ülkenin kurucusu partinin üyeleri, ne dinsel köken ne de etnik kökene dayalı bir yönetim şekli istemiyor...
Ne mi istiyor...
Çağdaş, Laik, Atatürkçü ve de EMEĞE dayalı bir Genel Merkez istiyor...
Evet,
Yerel seçim öncesi, ne yapmak gerek,
Bir başka değişle,
Yerel seçim öncesi son çıkış ne,
Taban nasıl birleşir,
Uzlaşır...
Bence tek çıkış,
Sn İnce'yi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göstermek...
Bu inanın,
Tüm CHP tabanını birleştirecek ve de yeni bir heyecanla sahaya indirecektir, tüm ülkemizde...
Bunun en son örneklerinden biri,
Sn Nilüfer Belediye Başkan’nın sevgili kızının nikâh töreninde yaşananlar;
Sn İnce'nin ve Sn Kılıçdaroğlu'nun salona girişlerindeki, salon tepkisini videolardan izleyerek;
Karar vermenizi öneririm...
Yerel seçimlerde,
İNCE bir son çıkış var, umut ışığı var;
Ülkemiz adına.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanın adayının doğru tespiti ile bu başarılabilir.
Dilerim bu fırsat kaçırılmaz...