Yazarlar

Nereye sürükleniyoruz, fikri olan var mı?

post-img

Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden mağlubiyet ile ayrılmış bir muhalefet ve de bunun lokomotifi, muhalefetin baş partisi CHP…

Elbette muhalefet başının sorunları, işin doğası gereği daha çok olacak.

Ama gelin görün ki, bu sorunların aslında yapısal olduğunun ortaya çıkması; yüzyıllık ülkenin kurucu partisine yakışmadı, yakışmıyor.

Bir tarafta, muhalefet partisi başıgenel başkanının; denize düşen yılana sarılır misalican havliylemilliyetçiler ile ‘gizli’ protokoller yapması ve devletin iç güvenliği konusunda tek başına verdiği kararile teslim garantisi sunması kabul edilebilir bir olay değil.

Diğer tarafta; evet son iki seçim kaybedildi; üstelik bu ne ilk ne de son olacak.

Ancak bu kez sadece seçimler kaybedilmedi; CHP’nin laik, çağdaş ilkelerinin kaybedilmesi göze alındı, bu ilkeler tartışmaya açıldı, açılabileceği ön görüldü…

Asıl tehlikeli olan bu.

 

HER ŞEYE RAĞMEN, ‘SAĞ’LAŞARAK İKTİDAR…

Altılı masa etrafında birleşilmesi elbette mümkün.

Lakin tüm tarafların belirlenen ‘çağdaş, laik, hukukun üstünlüğü’ilkelerine olmaz ise olamaz, ön koşuluna ‘amasız, fakatsız’ uymayı taahhüt etmesi ile olmalıydı.

Yani her şeye rağmen iktidar değil, sağlaşarak iktidar değil, ikinci yüzyılın çağdaş, özgür, hakkaniyetli gelir dağılımı, emeğe saygı ve hukukun üstünlüğüne dayan bir iktidar anlayışıyla iktidar yürüyüşüne çıkılmalıydı.

 

İNANÇLAR UZLAŞMASI

Ama gelin görün ki, CHP Genel Başkanı, iktidarın ‘inançlar’uzlaşması ile geleceğine inanıyor.

Bu bağlamda, inançların kişinin özeli olduğu, toplumsal bütünlük içinde birincil öncelik olmaması gerektiği göz ardı edilerek, ettirilerek bugünlere gelindi.

Ayrıca buna etnik kökene dayalı siyaset yapmayı dışlayarak adım atılması unutulmadan yol haritası çizilmesi gerektiği olmaz ise olmaz koşulu, kimi zaman tam uygulanmadı.

Ayrıca son seçimlerde verilmiş olabilecek tavizler ile inanç ve etnik köken temelli siyasetin başımıza neler ördüğü hala tam olarak gün ışığına çıkmadı.

Son yaşanan danışman krizi sanırım sadece bu tavizlerin küçük bir örneği.

‘İnançlara dayalı iktidar’ yapılanması çabalarının açığa çıkması bence...

Karşı mahalle inancından birinin, partiye danışman yapılarak oy alınabileceğini düşünecek kadar sığ bir düşünce.

Kimse kusura bakmasın, nedeni genel başkanın inancı öncelemesi. (Ki inanç sadece kendisini bağlamalı/bağlar.)

Buna sebep, galiba genel başkanın vicdanında inançları dengeleme gereği hissettirecek kadar, inancın devlet yönetiminde de öncelik taşıyoranlayışı yatıyor olması.

Bir tarafta dedeler diğer tarafta şeyhler, gavslar…

Laiklik ilkesi ne oldu?

Nereye sürükleniyoruz fikriolan var mı?

 

 

 

 

BİR DOSTUN ÖNERDİĞİ DANIŞMAN

Danışman atanan kişinin, laiklik, çağdaşlık aleyhine hatta genel başkanın aleyhine paylaşımları ortaya çıkınca da genel başkanın“Seçim yoğunluğundan inceleyemedim, bir dostum önerdi” savunması…

Bu dost nemelazım çok güzel bir dostmuş!

Tek kelimeyle yakışmıyor.

Bu düpedüz aklımızla alay edilmesi.

Halk arasında bir söylem vardır;“Söyle dostunu, sana senin kim olduğunu söyleyeyim.”Neyse…

Bu ‘Ekmeleddin’e tıpış tıpış gidip oy verecekler’anlayışının başka bir tezahürü.

Sanırım genel başkan hala CHP örgütünü, CHP’ye gönül vermiş, oy vermiş insanlarıtebaa sanıyor…

Ayrıca, bu olay1980 Eylül Cunta Yönetiminin, yurtdışı din görevli maaşlarının,‘Arap kökenli Rabıta Örgütü’tarafından Kenan Evren imzası ile ödendiğinin ortaya çıkması sonrasında, Kenan Evren’in cevabını anımsattı; “Yoğunluktan fark etmedim.”

Seksen faşizmi ve kırk yılda geldiğimiz durum belliyken; kırk yıl sonra yine benzer mazeret, ‘yoğunluk’

Galiba, birileri istedikleri sonda bir senaryo hazırlamış ve bize de sürüklenmek düşmüş…

 

GENEL MERKEZ YAPAR DA ÖRGÜTLER DURUR MU?

Elbette balık baştan kokar.

Genel merkez yaparda il örgütleri geri durur mu?

Bursa İl Örgütü Gençlik Kolları Başkanlığına bir kadın kardeşimiz atanmış.

Elbette normal.

Türbanlı.

Bu da normal…

Normal olmayan bu kardeşimizin daha parmakla sayılacak günler kadar CHP’li olması.

Kimin önerdiği konusunda ortada dolaşan çarşaf çarşaf bilgi var; en başta, önereninil başkanının eşi olduğu.

Konu, CHP Bursa İl Başkanlığı ve CHP Bursa Gençlik Kolu Başkanlığı olunca bu atama ve öneren‘kamu’yu ilgilendirir.

Bence, CHPBursa Gençlik Kolları Yönetimi, dindar ve kindar gençlere emanet edilmiş/ediliyor.

Bunun en son örneği; Bursa Gençlik Kolu Başkanı, Bursa MilletvekiliOrhan Sarıbal’ın elini sıkmayacak, ayağa kalkmayacak kadar saygısız, örgüt terbiyesi ve örgüt bilincinden yoksun.

Siyasi düşüncelerine katılmayabilirsiniz, örgüt içinde göreviniz var ise örgüt hiyerarşisine uymak zorundasınız.

Göreviniz/başkanlığınız size hakaretimsi davranış hakkı vermez, aksine sorumluluk yükler.

Kimden güç, emir alırsanız alın, bu örgüt bu saygısızlığı unutmaz…

 

Hakikaten, nereye sürükleniyoruz fikri olan var mı?

 

Diğer Haberler