CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, İnşaat Mühendisi Necati Şahin’le birlikte Şahin’in sahibi olduğu Göktaş İnşaat Şirketi tarafından yapılan Sınav Okulları’nın Kestel şubesini geziyoruz…
Daha önce yazı konusu da etmiştim, Mustafakemalpaşa’dakiyle birlikte iki dev modern binayı her şeyiyle birlikte sadece 5 ay gibi kısa bir sürede tamamlayıp teslim etmek öyle her babayiğidin harcı değildi.
On milyonlarca dolarlık aniden kalkışılmış bu yatırım yeni eğitim öğretim yılına yetiştirilemeseydi eğer, Sınav Okulları’nın sahibi Gıyasettin Bingöl çok zor duruma düşecek ve hazır bekleyen yüzlerce öğretmen belki de işsiz kalacaktı.
Bünyesinde çifter çifter yüzme havuzları, spor salonları, modern laboratuvarlar barındıran bu eğitim komplekslerinde anaokulları, ilköğretim okulları ve liseler var.
Kestel’deki okulun yeri için aslında Gürsu-Kestel sınırında diyebiliriz.
Bölgedeki “alt yapı durumunu” sorduğum zaman güldü Necati Şahin.
İyi kötü bir kanalizasyon sistemi varmış ama yağmur yağdığında “okulun çatısı ve bahçede birikecek suyu tahliye etmek için uzatın boruyu yola gitsin” demiş belediye yetkilileri!
Oralardaki koca koca caddelerde yağmur suyu hattı hiç yok düşünebiliyor musunuz?
Ve her yağışta bölgeyi su basıyor bu nedenle!
Mustafakemalpaşa’daysa durum tam anlamıyla bir rezalet.
İlçede yaşayan bazı dostlarıma sordum, oradaysa kanalizasyon bile yokmuş!
Onca yıldan bu yana artık neyini gezdirdiyse Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, ilçe halkı da fosseptik çukurlarından kurtulamamış bir türlü!
Bu arada bir çift lafım da Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye olacak:
“Mustafakemalpaşa, Gürsu, Kestel gibi ilçelerdeki belediye başkanları onca yıl başakları yayıp öylece oturmuşlar, belli ki onca yıl milleti yok “kirazdı, armuttu, incirdi” diye festival ve panayırlarla resmen dandinleyip durmuşlar sevgili başkan!
Artık ana şehir olan Bursa’nın pek çok yerinde alt yapı diye bir şey yok.
İşte tam bu noktada da BUSKİ’ye büyük iş düşüyor.
BUSKİ’nin bütçesinden her yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne 100 milyon lira para alıyorsunuz.
Büyükşehir’inkini artık rahmetli Erbakan’ın başbakanken yaptığı gibi “denk” tutun da “BUSKİ’nin paralarıyla şu altyapı işleri tamamlansın diyorum” ne dersiniz?”
Yaklaşık iki aydan beri peşimde bir genç var!
Gece gündüz arıyor.
Kontörü bitiyor, ödemeli arıyor.
Kendi telefonundan arıyor, açmıyorum yani o an için açamıyorum, bu sefer başka numaradan arıyor.
İşten arıyor, komşusundan arıyor, partiden arıyor.
Arıyor da babam arıyor.
İsmi Sercan Çelik’miş ve CHP Gürsu İlçe Örgütü’nün de üyesiymiş.
En sonunda dedim, “bak gülüm, denk gelmedi, biz seninle yolları bir türlü kesiştiremiyoruz allah aşkına ne diyeceksen bir kağıda yaz da gazetenin yazı işlerine bırak, ben oradan alırım.”
Gitti Yazı Müdürümüz Gökhan’a (Taşkın) bıraktı bilgi notlarını Sercan Çelik.
Ben uzun süre binaya gitmediğim için o arada da kayboldu mu!
Sercan başladı mı yine aramaya!
Deli olicim!
Neyse, son seferinde güç bela da olsa ulaştı bana hitaben yazdıkları.
Sorumluluk hissetmiş, yaşadığı Gürsu İlçesi’yle ilgili gördüğü sorunları kısa notlar halinde yazıya dökmüş.
“Gürsu’da doğru dürüst çevre düzenlemesi yoktur” diyor ve devam ediyor:
“Mahallelerimizde altyapı sorunu aşılamamıştır. Bir belediyenin temel hizmetlerinden olan çöp toplanması işinde gecikme ve sıkıntılar yaşanmaktadır. Son yağmurlarda Karahıdır Köyü’nü çevreleyen alanlar sular altında kalmıştır. Sanayi atıklarından dolayı yaşanan kirliliğin engellenmesi gerekir. Adaköy Mahallesi’ndeki kirlilik had safhada. Her mahalleye düzenli bir şekilde çöp konteyneri konulması gerekir. Bu konuda da büyük eksiklikler var. Mevcut konteynerler de temizlenip ilaçlanmıyor. Tarım alanlarına imar çıkarılarak verimli araziler hala yok ediliyor. Gürsulular belediyeden yeterince hizmet alamıyorlar…”
Ne yalan söyleyeyim, çok uzun zamandır Gürsu’dan amatörce de olsa ilk defa bir muhalif ses çıktı!
Diğer taraftan bu durum üzerine, Gürsu’da yıllardır tarımla uğraşan CHP’li Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın orada tam 2 dönem belediye meclis üyeliği yaptığı geldi aklıma.
Daha sonra da Sarıbal’ın, iki dönem belediye başkanlığı yapan Orhan Özcü’yü eleştirdiğine dair beynimde hiç bir bilgi kırıntısı bulunmadığını farkettim!
Öyle ya Gürsu tarım kenti olduğu kadar aynı zamanda bir sanayi bölgesi.
Ovanın, ovadaki derelerin zehirlenmeye başladığı Kestel’den sonra ikinci nokta.
Kısa bir araştırmadan sonra CHP’li Milletvekili Orhan Sarıbal’ın Gürsu’da abisiyle birlikte bir soğuk hava tesisi işlettiğini ve ruhsatını da belediye meclis üyesiyken Orhan Özcü’den aldığını öğrendim.
Yani böyle bir ahbap çavuş ilişkisine hiç ihtimal dahi vermek istemiyorum ama…
Kaç dönemdir partisini bir adım dahi öteye götüremeyen Kemal Kılıçdaroğlu için “artık çekilsin” değerlendirmesinde bulunanlara karşı “hayır yerinde kalsın” diye ilk tepki gösterenlerden biri oldu Orhan Sarıbal.
Siyaset iddia ve başarı işidir.
Başarısız olanlar da gitmek zorundadır.
Orhan Sarıbal’ın memleketi Gürsu’da CHP 7 Haziran’da yüzde 15.38 oranıyla 6 bin 541 oy alırken, 1 Kasım seçimindeyse 6 bin 299 oyla yüzde 13.9’a düşmüş.
Görüştüğüm CHP’li bir yönetici “madem kendisi ziraatçi, o halde köylerden oy getirseydi bari! Orhan Sarıbal’ın oy artışı anlamında CHP’ye hiçbir faydası olmadı. Son seçimde kendi köyünde bile partimiz oy kaybetti. Zaten Sarıbal ikinci kez meclis üyeliği yaptığı dönemde partiye de uğramazdı, Gürsu’luların gözünde hiçbir siyasi karşılığı yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
Şimdi buradan anlaşıldığı kadarıyla bir daha seçilmeyi garanti altına almak için Kemal Kılıçdaroğlu’na yaranmaya çalışan Orhan Sarıbal’ın çıkıp, asıl kendisinin bir öz eleştiri yapması gerekmiyor mu sizce?
Kendi yerleşim yeri olan Adaköy’de CHP’nin oyları artacağına niye düştü mesela, oradan başlayabilir?