Yazarlar

Oyu kime vermeli?

post-img
Yıllar yılı Susurluk’tan Ege’ye doğru her geçişimde iki konu gelir aklıma, direksiyon başında onları düşünüp dalar giderim. Biri meşhur Susurluk kazası elbette, Türkiye’nin derin ve bir o kadar da puslu yıllarının üzerine konan kapkara bir mim. 1980 öncesi Ankara Bahçelievler’de fidan gibi gencecik 7 Türkiye İşçi Partili genci evlerinde önce eterli pamukla bayılttıktan sonra yastıkla boğarak öldürmeye çalışan ancak bunu başaramayınca onları açık araziye taşıyıp  emellerini bu kez telle gerçekleştiren MHP’li kâtillerin elebaşı Abdullah Çatlı’nın kimilerine göre trafik kazası sonucu, kimilerine göreyse trafik kazasının ardından kendilerini takip eden otomobildeki karanlık kişilerce yarı baygın vaziyetteyken kafasına odunlarla vurularak öldürülmesi, ölümü gelir aklıma, ürperirim. Susurluk’ta gerçekleşen ikinci bir cinayet, ikinci bir katliam daha vardır pek çokları bunu bilmezler. Anayasasına göre sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye’de, hukuk ve adaletin katledilişinin öyküsüdür bu üstelik o da Susurluk’ta yaşanmıştır. Yıllarca aynı yerden her geçişimde onlara korna çalarak destek vermiş, birbirimize karşılıklı el sallamış ve bir nebze destek sunabilmek için de çokça yazı kaleme almışımdır kimi vicdanları azıcık da olsa harekete geçirebilmek için. Bir gecede hepsi sendikalı olunca ertesi gün işveren tarafından kapının önüne konan yaklaşık 500 Yörsan işçisidir sözünü ettiğim. İşe iade haklarını alabilmek için davalar açmışlar, yıllarca fabrikanın karşısında bekleşmişler, AKP’li Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in devr-i iktidarında çoluk çocuk aç yaşamış ve sonuçta da çalışma hayatına ilişkin  12 Eylül’den sonra getirilen yasalar sonucu amaçlarına ulaşamadan yok olup gitmişlerdir bu mücadeleci zavallı insanlar. Hüzünlü ve bir o kadar da acıklı bir hikayedir. Ve bizim 45’lik plak gibi hep aynı şarkıları söyleyen yobaz solcularımız, daha doğrusu sırf 12 Eylül’ü yargılayıp, Kenan Evren’leri mahkum edecek diye AKP anayasına destek veren yetmez ama evetçilerimizin aklına nedense artık neredeyse fosilleşmiş Evren’i hapse gönderebilmek gelir de asıl konu, asıl mevzu olan bu antidemokratik  yasalarla sistemli bir şekilde mücadele etmek gelmez bir türlü! Nerde 12 Eylül öncesinin fabrika solculuğu, nerde bu günün solcularının AKP kuyrukçuluğu? Yıllardır Yörsan ürünü satın almam, gittiğim yerlerde kullanılıyorsa mekan sahibine durumu anlatıp tüketmem. Şimdi aynı şeyi yıllardır özellikle kullandığım Sütaş ürünleri için de yapıyorum. Geçen gün baktım… Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan arkadaşlarının bu durumlarını protesto etmek için fabrika önünde oturma eylemi yapan sendikacılar işverenin talebi üzerine Jandarma tarafından apar topar alınıp götürülmüşler. Götürülür tabii… Anayasayla garanti altına alınan haklarımızın hemen hepsi ya sonradan yapılan yasal düzenlemelerle kuşa çevrilmiş ya da yöneticilerin insafına bırakılmış durumda. Sendikaya giremiyorsun… Hakkını arayamıyorsun… İşe iade davası açınca yıllarca bekleyip çoluk çocuk aç kalıyorsun… Protesto, gösteri yapamıyorsun… Adamı böyle Jandarma alıp götürüyor! Şimdilerde de bizim aynı solcularımız kafayı Cumhurbaşkanlığı seçimine takıp, Ekmeleddin beyi tekmeleddin manyağına çevirmeye çalışmakla meşguller! Vay efendim, CHP nasıl dinle sıkı fıkı olan birini aday gösterirmiş, vay efendim zaten yerel seçimlerde de merkez sağdan adaylar gösterilmişmiş, miş miş de miş miş!.. Önce şu kadarını söyleyeyim: Bana göre beyin örgüsü çocukluktan itibaren din kurallarıyla şekillenmiş hiçbir insan bunları kırmadan asla gerçek anlamda bir bilim adamı olamaz. Hele hele El Ehzer gibi bu konuda en sabıkalı üniversitelerin başında gelen bir okulda bırakın sadece okumayı, orada kürsüsü olan bir profesör bana göre bilim insanı değil olsa olsa sadece bilim imamı olur! Ne demek istediğimi daha iyi anlayabilmek için ya kitapçınızdan ya da İnternet’ten İlhan Arsel’in “Biz Profesörler” isimli kitabını satın alıp okumanızı öneririm. Amma velakin… Bu gün meyve ağaçlarına dadanan süne zararlılarını yok etmek için kimyasal ilaç kullanıp, yararlı organizmaları da öldürmek yerine tarımda nasıl biyolojik çözümler üretiliyor yani, o böceği yiyip tüketecek başka bir böcek türü salınıyorsa ortama, Ekmeleddin İhsanoğlu bu görev için biçilmiş kaftandır kanımca! Ben bu kişiyi başlangıçta Abdullatif Şener olarak görmüştüm ama her geçen gün Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ne kadar donanımlı olduğunu daha fazla görüyor ve  muhalefet partilerinin bu kararını gittikçe çok haklı buluyorum. Evet, solcu bacılarımız ve de amcalarımız hala Facebook ve Twitter’dan Ekmeleddin’i ellemekle meşguller ancak, Türkiye’de neredeyse okuyacak normal bir lise kalmadığının, hemen hepsinin İmam Hatip okullarına dönüştürüldüğünün, beyinleri oralarda şekillendirilecek gençlerimizin çok değil bundan en fazla 10 yıl sonra IŞİD’lere, Hamas’lara, İslam-Cihat örgütlerine meze olacaklarının farkında bile değiller nedense?!. Dahası yine çok kısa bir süre sonra Türkiye’de olası bir rejim değişimine yönelik kalkışmanın ayak seslerini duymaktan o derecede uzaklar ki, “Ekmeleddin, kime ellettin” tartışmalarına gömülmüş vaziyette sözde memleketi kurtarmakla meşguller kendilerince!.. Yapılan iş Osmanlı Ordusu Bizans surlarına dayanmışken, kale içindeki papazların meleklerin cinsiyetini sorgulaması kadar abesle işgaldir. Hülasa ülkedeki sol muhalefet sorunların asıl kaynağını görüp, gerekenleri yapmak  yerine Turgut Özal’a göre “fasa fiso”, Tayyip Erdoğan’a göreyse “tencere tava” siyasetiyle meşgul. Türkiye’de asıl mesele son derecede adaletsiz seçim sistemidir mesela? Çalışma ve sosyal güvenlik yasalarıdır. Mezarda emekliliktir. Gizli oy, açık tasnif, kapalı kapılar ardında yazımdır. Vatandaşıyla, girişimcisiyle bankacının, tefecinin eline teslim edilip borç batağına sürüklenen toplumdur. Faizdir. Aşırı yüksek vergilerle keklenip duran Türk vatandaşlarıdır. Fazlaca düşünü tartışmaya ne gerek var? Tayyip Erdoğan ve Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığında bizim ve bizler gibi düşünen insanların yapacağı akıllıca tek şey gidip mührü Ekmeleddin beye basmaktır, hepsi o kadar. Asıl yukarıdaki meselelerle ilgili ne düşünüyorsunuz, onu söyleyin siz?  

Diğer Haberler